İsrail’de çok sayıda kişi, hükümetin yargı reformuna karşı sokaklardaydı. Protestocular yolları ve demiryollarını keserken polisler göz yaşartıcı gaz ve basınçlı su kullandı.
İsrail’de Başbakan Binyamin Netanyahu’nun, yargının yetkilerini kısıtlayan, Yüksek Mahkeme’nin kritik yetkilerini Meclise devretmeyi içeren tartışmalı ‘yargı reformuna’ protestolar sürüyor.
Ülke genelinde yapılan protestolara polis sert müdahale etti.
Batı Kudüs’teki İsrail Meclisi ile Başbakanlık Konutu önünde toplanan yüzlerce gösterici, İsrail bayrakları ve afişlerle hükümetin yargı düzenlemesine tepki gösterdi.
İsrail polisi, iki noktada da yolu kapatmaya çalışan göstericilere karşı güç kullandı.
Bazı polislerin gözaltına aldıkları bir protestocunun boynuna dizleriyle bastırdıkları kameralara yansıdı.
Tel Aviv’den gelen görüntülerde at sırtındaki polislerin protestocuları yerde sürüklediği görüldü.
Protestocular meclisteki yasanın yargı bağımsızlığına ve demokrasiye tehdit teşkil ettiğine dikkat çekiyor.
39 gözaltı
Öte yandan, İsrail polisi, başta Tel Aviv olmak üzere ülke genelinde sabah saatlerinden itibaren başlayan sivil itaatsizlik eylemlerinde 39 kişiyi ‘kamu düzenini bozmak ve polisin talimatlarına karşı gelmek’ gerekçesiyle gözaltına aldığını açıkladı.
Channel 13 TV adlı bir İsrail kanalına konuşan protestocu Zeev “Bu inanılmaz bir şiddet. Kimse tek bir polise bile dokunmamışken bize saldırdılar. Medenice bir protestoya katılırken böyle bir şeyin olabileceğini hayal edemezdik. Demokrasiyi desteklemek için buradayız” dedi.
Protestolara yol açan yasal değişiklik, İsrail’in yeni milliyetçi ve dinci koalisyon hükümetinin en önemli hedeflerinden biri.
Değişiklikle birlikte atanacak yargıçların kontrolü hükümete bırakılırken, Yüksek Mahkeme’nin de yürütme ve yasalar üzerindeki yetkisi azaltılıyor.
Protestocular bunun denge ve denetleme mekanizmalarını bozacağını, anayasası veya senatosu olmayan ülkede her şeyin iktidarın kontrolüne geçeceğine dikkat çekiyor.
‘İsrail Macaristan değil’ sloganları
Tasarıya karşı haftalardır protestolar düzenleniyor.
Protestoculardan bir kısmı, demokratik kurumlara ve yargı bağımsızlığına zarar vermekle suçlanan Macaristan Başbakanı Viktor Orban’a atıfla “İsrail Macaristan değil” sloganları attı.
Öte yandan İsrail’in üst düzey askeri istihbarat biriminden emekli olan bir grup da bu tasarıya karşı protestolara katıldı.
BBC’ye konuşan bir emekli istihbaratçı “Bu çok sıra dışı bir durum” dedi ve ekledi:
Bu tip konularda genellikle tarafsız kalma eğiliminde oluruz ama bu sıradan bir siyasi tartışmanın çok ötesinde.
Bu dramatik bir değişim. Demokrasimizin temel prensiplerinin tamamen yıkılmasından endişe ediyoruz.
Bu yasa kabul edilirse yedek askerlik görevlerimizi yapmayacağız.
Ülkede bilişim, yargı ve bankacılık sektörlerinden çalışanlar da bunun ekonomi dahil olmak üzere ülkeye olumsuz etkileri olacağı uyarısında bulundu.
Polis şiddetine savunma
Yolsuzluktan yargılanmaya devam eden Başbakan Netenyahu ise aksine, bunun ekonomiyi büyüteceğini savunuyor.
Aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ise “Polisler kendilerine taş atılırken fazlasıyla sabırlı davrandı” dedi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Protesto hakkı anarşi hakkı değildir” dedi.
Yasal düzenlemede son durum ne?
İsrail’de yargının yetkilerini kısıtlayan yasal düzenlemenin bazı maddeleri Meclis’teki ilgili komitede görüşülmüştü.
Mevcut durumda, ülkede en yüksek yargı merci olarak görev yapan İsrail Yüksek Mahkemesi, Meclis’in çıkardığı herhangi bir yasayı anayasa taslağı olarak kabul edilen ‘temel yasalara’ aykırı olduğu gerekçesiyle doğrudan bozma yetkisine sahip.
Ancak yeni düzenlemeye göre ‘temel yasalara’ aykırı olduğu gerekçesiyle Meclis’ten geçen bir yasanın bozulabilmesi için İsrail Yüksek Mahkemesi’ndeki 15 yargıçtan 12’sinin ‘kabul’ oyu gerekiyor.
Aynı şekilde, İsrail Yüksek Mahkemesi’nin ‘temel yasalara’ aykırı olduğu gerekçesiyle bozduğu ve geri gönderdiği bir teklifin yeniden kanunlaşabilmesi için 120 sandalyeli Meclis’teki 61 milletvekilinin ‘kabul’ oyu yeterli oluyor.
Bu da İsrail Yüksek Mahkemesi’nin Meclis’ten geçen bir kanunu bozma yetkisinin elinden alınması anlamına geliyor.
Söz konusu iki madde muhalefetin boykot ettiği Meclis’teki Anayasa, Kanun ve Yargı Komitesinde kabul edilmişti.