İstanbul’da yurttaşlar Newroz kutlamalarının yapılacağı Yenikapı’ya gitmek üzere sokaklara döküldü.
İstanbul’da bugün Newroz kutlamalarının adresi Yenikapı Miting Alanı olacak.
Kutlamalar için kentin çeşitli yerlerinden yola çıkan halk Newroz coşkusunu yollarda yaşamaya başladı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından organize edilen ve ücretsiz olan vapurlar için yurttaşlar sabah saatlerinde Kadıköy İskelesi önünde buluştu.
Kadıköy’den yola çıkanlar vapurda halaylar çekti.
İstanbul’da Newroz coşkusu miting yolunda başladıhttps://t.co/Bd3a139ImH pic.twitter.com/3jLvbpKmc7
— Gazete Karınca (@GazeteKarinca) March 20, 2022
Miting alanının girişinde metro çıkışlarında polis tarafından oluşturulan arama noktalarının yanı sıra İstanbul Newroz Tertip Komitesi tarafından belirlenen görevliler ayrı bir arama noktası kurdu.
Polis, HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın resminin bulunduğu atkılara el koydu.
Soğuk havaya rağmen yüzbinlerin katıldığı Newroz programı sokak müzisyenleri ve hunermend Huriye’nin konseriyle başladı. Kitle ezgiler eşliğinde coşkuyla halay çekti.
Daha sonra tertip komitesi adına Atilla Özdoğan, kitleyi selamlayarak açılış konuşmasını yaptı. Ardından Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Eşbaşkanları Ferhat Encü ve İlknur Birol kitleyi Kürtçe ve Türkçe kitleyi selamladı ve halkların Newrozu’nu kutladı.
Açılış konuşması ardından Barış Anneleri Newroz ateşini yaktı.
Ardından tüm Newroz bileşenleri adına Türkçe ve Kürtçe ortak metin okundu. Açıklamanın tamamı şöyle:
İstanbul’un dört bir tarafından gelip bu meydanı coşkuyla, cesaretle, umutla dolduran Demirci Kawa’nın oğullarına kızlarına. Selam olsun! Ülkenin dört bir yanında direnenlere, cezaevlerinde, işyerlerinde, tarlalarında, yaylalarında, dağlarında, ovalarında, sokaklarında, üniversitelerinde direnenlere. Selam olsun Demirci Kawa’nın sınıf kardeşlerine, selam olsun kapitalist sömürüye direnen işçi sınıfına. Selam olsun! yeni bir dünyayı, yeni bir ülkeyi, yeni bir yaşamı, yeni bir geleceği kurmak için düşünen kafalara, yazan kalemlere, haber yapanlara, işleyen ellere, söyleyen dillere. Selam olsun inatçı direnişleriyle erkek egemen iktidara meydan okuyan, karanlığın ülkemiz üzerine topyekun çökmesine izin vermeyen kadınlara. Selam olsun özlemini duyduğumuz bir yaşamın bedelini hayatlarıyla ödeyenlere, kalbimize gömdüğümüz, mücadelemizde yaşayan en güzel yoldaşlarımıza.
Emperyalizm ve faşizm en kirli yüzü ve en kanlı elbisesiyle ülkemizin ve bölgemizin üzerinde dolaşmaktadır. 30 yıl önce güneyimizden başlattıkları; Irak, Suriye, Yemen, Libya’ya yayarak sürdürdükleri yeniden sömürgeleştirme ve hegemonya savaşını bugün de kuzeyimizden, Ukrayna’dan başlattılar. Bizler, bölge ve dünya halklarına sömürü, zulüm, ölüm ve göçlerden başka bir şey getirmeyen bu emperyalist sömürgecilik ve hegemonya savaşlarını ve işgalleri reddediyoruz. Ülkemizde de Alevilerin ve Kürt halkının kimliğinin, kültürünün inkarına dayanan; Kürtlerin anadillerini asimile etmeye çalışan, siyasal haklarını tanımayan devlet politikalarını ve Kürt Halkının siyasal temsilcilerine dayatılan tecrit, hapsetme ve yok etme politikalarını reddediyoruz.
Şenyaşar ailesi ve Deniz Poyraz cinayetleri başta olmak üzere Kürtlere karşı işlenen canice cinayetlerin yargılanmamasını, adaletin sağlanmamasını reddediyoruz. Özgürlük, eşitlik, demokrasi, adalet, insanca yaşam mücadelesi veren ve bu mücadelelere önderlik eden işçilerin, üniversite öğrencilerinin ve hocalarının, gazetecilerin, ekolojistlerin/yaşam savunucularının cezaevlerinde tecride, baskıya, işkencelere maruz bırakılmasını reddediyoruz. İşçilerin, ağır koşullarda, açlık sınırındaki ücretlerle çalıştırılmalarını, ağır bir yoksulluk ve sömürüye maruz bırakılmalarını; hakları için mücadele edenlerin polis terörüne maruz bırakılmalarını, işten atılmalarını, sendikal haklarının gasp edilmesini reddediyoruz.
Derelerin, tarım alanlarının, ormanların, zeytinliklerin kısaca doğanın ve kentlerin ortak kullanım alanlarının sermayenin yağmasına, politika erbabının rantına kurban edilmesini reddediyoruz. Gençlerin geleceğini yok eden, üniversitelerin bilimsel niteliğini ortadan kaldırıp gerici-faşist siyasetin işgaline açan, eğitimin bütününü ise bir yandan ticarileştirirken diğer yandan dinselleştiren, din eğitimini 4 yaşa kadar indirmeyi hedefleyen, okulları tarikatların faaliyet alanı haline getiren uygulamaları reddediyoruz. Kadınların ve LGBT+ların yaşam haklarına saldıran, şiddeti ve eşitsizliği yasallaştırmaya çalışan erkek egemen politikaları reddediyoruz.
Emperyalistlerin ve faşizmin dünyada ve ülkemizde halklara dayattığı yaşam biçimi savaş, sömürgecilik, faşizm ve neoliberal yağmacılıktır ve biz böyle bir yaşamı reddediyoruz. Bugün bu meydanda ve ülkemizin birçok meydanında Newroz için bir araya gelen onbinler, yüzbinler, milyonlar savaşa, faşizme, yoksullaştırmaya karşı seslerini yükseltiyorlar. Newroz ezilen halkların özlemini duyduğu barışı, kardeşliği, eşitliği kazanmanın mücadelesidir. Savaşa karşı barış, AKP-MHP faşizmine karşı özgürlük, yoksullaştırmaya karşı iş ve ekmek için omuz omuza mücadeleye çağırıyoruz.
Ardından konuşan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Esengül Demir, “Bu iktidara en iyi cevabı bu alanlarda halkları ve emekçiler verdi. Savaşla beslenen, tecrit politikalarından beslenen, halkları esir almaya çalışan muktedirlere en iyi cevabı Newroz alanlarında halkların ağzından çıkacaktır. Bu alanı dolduran yüzbinlere bakın! Milyonların sesini dinleyin. İktidarınız yıkılacak, siz gideceksiniz. Halkların iradesi sizi yerle yeksan edecek. Sizi biz göndereceğiz” dedi.
‘Zafer bizim olacak’
Sonrasında söz alan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, halkların Newroz bayramını kutladı.
Bayındır, “6 yıl önce faşizmin ruhu burada inşa edildi. Ama bugün buradaki duruşunuzla bu ruh yenilgiye uğradı. Newroz’un zaferinin ruhu inşa edildi. Sizin inancınız ve başarınızla bu alan faşizmin mezarı olmuştur. Faşizmin ruhunu burada inşa etmek isteyenlere karşı bugün direnişin ruhunu burada verdik. Halklarımızın direniş ruhuyla faşizm bugün yenildi. Bu ruhla beraber bu yıl özgürlük yılı oldu. Zafer bizim olacak” diye konuştu.
Konuşmanın ardından Grup Vardiya sahne aldı. Halklar seslendirilen ezgiler eşliğinde halaya durdu.
‘Newroz ateşi özgürlüğün yolunu aydınlatıyor’
Müziğin ardından HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, kitleye seslendi.
Sancar, sözlerine Kürtçe başlayarak halkların Newroz’unu kutladı. Zor hava şartlarına ve engellemelere karşı meydanı dolduran emekçilerin, yoksulların, ezilenlerin, kadınların ve gençlerin Newrozunu selamlayan Sancar, “Kazanacağımıza dair şüpheniz var mı? Bizi yolumuzdan alıkoyacak tek bir güç var mı? Neden? Demirci Kawa’nın binlerce yıl önce yaktığı ateş, özgürlük ateşi büyüyerek yolumuzu aydınlatıyor. Bir kibrit çöpüyle yakılan ateş bu ülkenin Ortadoğu’nun her yerinde gürül gürül yanıyor. Bu ateş Newroz ateşi özgürlüğün yolunu aydınlatıyor.” dedi.
Newroz’un yıllardır demokratik çözüm ve büyük barış için bir sembol olduğuna vurgu yapan Sancar, “Biz 2013 Newroz’unda okunan o barış deklarasyonun arkasındayız. Biz Dolmabahçe’de açıklanan demokrasi programının arkasındayız. Biz Eylül ayında açıkladığımız deklarasyonla demokrasiye, Kürt sorununa demokratik çözüme bütün halklara büyük barışa giden yolda yürümeye kararlıyız. Sözümüzde duruyoruz. Baskılar bizi durduramıyor, baskılar bizi engellenemiyor” ifadelerini kullandı.
Sorunların çözümünün 3. yol ve demokrasi ittifakından geçtiğini vurgulayan Sancar devamla şunları söyledi:
İstanbul halkları, emekçileri bütün renkleriyle bir arada buradadır. Kadının kadın mücadelesinin moru, ekolojistlerin yeşili, sosyalistlerin kızılı, Kürtlerin ‘kesk u sor û zer’i bir araya gelmiştir. İşte bu güç birliği bu demokrasi ittifakı bu ülkede çözüm tek adresidir. Ne mevcut sistem ne de bu sistemi makyajla değiştirme vaadinde bulunanlar bu ülkenin sorunlarını çözebilirler. Hayır! Onlar çözemeyecekler, bu yoksulluğu, talanı, yalanı, kanı alt edecek olan işte bu birleşik iradedir.
Bu düzenden nemalanan bir avuç sermayedarın emeği sömürmesine, doğayı talan etmesine, bu ülkeyi harap etmesine son vereceğiz. Tek yol 3’üncü yoldur. Bu 3’üncü yol sadece seçimde işbirliği değil uzun süreli bir stratejik tercihtir. Bu ülkeye demokrasiyi güçlü ve gerçek demokrasiyi, büyük barışı gerçek adaleti, özgürlüğü, eşit yurttaşlığı getirecek yoldur. Kürtlerin haklı ve onurlu mücadelesinde özgürlük içinde yaşamalarına giden yoldur. İnançları inkar edilen Alevilerin eşit yurttaş olarak yaşayacağı düzenin kurulacağı yoldur. Emeği sömürülen açlığa ve yoksulluğa mahkum edilen milyonların adil paylaşım düzenini inşa edecekleri yoldur.