27 Mart 2023 Pazartesi
Gazete Karınca
Örnek Resim
  • TÜMÜ
  • SEÇİM 2023
    Seçime 49 gün kala günün öne çıkan gelişmeleri neler?

    Seçime 49 gün kala günün öne çıkan gelişmeleri neler?

    Son 50 gün: Seçime giderken neler oluyor, kim ne diyor?

    Son 50 gün: Seçime giderken neler oluyor, kim ne diyor?

    Seçim 2023 | Diyarbakırlı genç seçmenlerin talepleri neler?

    Seçim 2023 | Diyarbakırlı genç seçmenlerin talepleri neler?

    Seçime 51 gün kala neler oluyor, kim ne diyor?

    Seçime 51 gün kala neler oluyor, kim ne diyor?

  • MARAŞ DEPREMİ
    Maraş’ta yıkım kararı olan iki aile sağlık merkezi kullanıma açıldı

    Depremde hayatını kaybeden bin 297 kişinin kimliği tespit edilemedi

    Ahırda kalmak zorunda kalan kanser hastası depremzede enfeksiyondan yaşamını yitirdi

    Ahırda kalmak zorunda kalan kanser hastası depremzede enfeksiyondan yaşamını yitirdi

    Depremin ardından Hatay | ‘İnsanlardan önce paranın konutu inşa ediliyor’

    Depremin ardından Hatay | ‘İnsanlardan önce paranın konutu inşa ediliyor’

    Depremzedeler, MHP’li başkanın arazisinden çıkarılmaya zorlanıyor

    Depremzedeler, MHP’li başkanın arazisinden çıkarılmaya zorlanıyor

  • ÖZEL
    • Çeviri
    • Röportaj
  • GÜNCEL
    • Bilim ve Teknoloji
    • Cezaevleri
    • Çalışma Yaşamı
    • Dünya
    • Eğitim
    • Ekoloji
      Boğaziçi Hayvan Barınağı cumhurbaşkanı kararıyla boşaltılıyor

      Boğaziçi Hayvan Barınağı cumhurbaşkanı kararıyla boşaltılıyor

      ABD’de hortum: En az 23 kişi yaşamını yitirdi

      ABD’de hortum: En az 23 kişi yaşamını yitirdi

      İran sınırında 5.6 büyüklüğünde deprem: Van’da da hissedildi

      İran sınırında 5.6 büyüklüğünde deprem: Van’da da hissedildi

      Maraş’ta 4.7 büyüklüğünde deprem

      AFAD: Maraş’ta 5.3’lük deprem meydana geldi

    • Ekonomi
    • Kültür-Sanat
    • Medya
    • Sağlık
    • Forum
  • POLİTİKA
    Kılıçdaroğlu: Toplumun her kesimi için adaleti bu topraklara getireceğiz

    Kılıçdaroğlu: Toplumun her kesimi için adaleti bu topraklara getireceğiz

    Seçime 49 gün kala günün öne çıkan gelişmeleri neler?

    Seçime 49 gün kala günün öne çıkan gelişmeleri neler?

    ‘İsmim üzerinde bir mutabakat olursa itiraz etmeye hakkım olmaz’

    Kılıçdaroğlu’ndan çadır kent paylaşımı: Parti devleti son bulacak

    Demirtaş’a 2 yıl 6 ay hapis cezası

    Demirtaş: AKP’nin muhalefet partilerine sızdırdığı ajan provokatörler bu seçimle ifşa olacak

  • TOPLUMSAL CİNSİYET
    Mecliste kadın temsiliyeti ne düzeyde?

    Mecliste kadın temsiliyeti ne düzeyde?

    Afganistan’daki kadınlar Taliban yasaklarına karşı sokakta

    Afganistan’daki kadınlar Taliban yasaklarına karşı sokakta

    İstanbul’da bir kadın katledildi

    Batman’da bir kadın evde ölü bulundu

    Ocak ayında 31 kadın katledildi

    Kadın cinayeti: Rıza Beler, Umıda Tulyaganova’yı öldürdü

  • YAZARLAR
  • VİDEO
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Göster
  • TÜMÜ
  • SEÇİM 2023
    Seçime 49 gün kala günün öne çıkan gelişmeleri neler?

    Seçime 49 gün kala günün öne çıkan gelişmeleri neler?

    Son 50 gün: Seçime giderken neler oluyor, kim ne diyor?

    Son 50 gün: Seçime giderken neler oluyor, kim ne diyor?

    Seçim 2023 | Diyarbakırlı genç seçmenlerin talepleri neler?

    Seçim 2023 | Diyarbakırlı genç seçmenlerin talepleri neler?

    Seçime 51 gün kala neler oluyor, kim ne diyor?

    Seçime 51 gün kala neler oluyor, kim ne diyor?

  • MARAŞ DEPREMİ
    Maraş’ta yıkım kararı olan iki aile sağlık merkezi kullanıma açıldı

    Depremde hayatını kaybeden bin 297 kişinin kimliği tespit edilemedi

    Ahırda kalmak zorunda kalan kanser hastası depremzede enfeksiyondan yaşamını yitirdi

    Ahırda kalmak zorunda kalan kanser hastası depremzede enfeksiyondan yaşamını yitirdi

    Depremin ardından Hatay | ‘İnsanlardan önce paranın konutu inşa ediliyor’

    Depremin ardından Hatay | ‘İnsanlardan önce paranın konutu inşa ediliyor’

    Depremzedeler, MHP’li başkanın arazisinden çıkarılmaya zorlanıyor

    Depremzedeler, MHP’li başkanın arazisinden çıkarılmaya zorlanıyor

  • ÖZEL
    • Çeviri
    • Röportaj
  • GÜNCEL
    • Bilim ve Teknoloji
    • Cezaevleri
    • Çalışma Yaşamı
    • Dünya
    • Eğitim
    • Ekoloji
      Boğaziçi Hayvan Barınağı cumhurbaşkanı kararıyla boşaltılıyor

      Boğaziçi Hayvan Barınağı cumhurbaşkanı kararıyla boşaltılıyor

      ABD’de hortum: En az 23 kişi yaşamını yitirdi

      ABD’de hortum: En az 23 kişi yaşamını yitirdi

      İran sınırında 5.6 büyüklüğünde deprem: Van’da da hissedildi

      İran sınırında 5.6 büyüklüğünde deprem: Van’da da hissedildi

      Maraş’ta 4.7 büyüklüğünde deprem

      AFAD: Maraş’ta 5.3’lük deprem meydana geldi

    • Ekonomi
    • Kültür-Sanat
    • Medya
    • Sağlık
    • Forum
  • POLİTİKA
    Kılıçdaroğlu: Toplumun her kesimi için adaleti bu topraklara getireceğiz

    Kılıçdaroğlu: Toplumun her kesimi için adaleti bu topraklara getireceğiz

    Seçime 49 gün kala günün öne çıkan gelişmeleri neler?

    Seçime 49 gün kala günün öne çıkan gelişmeleri neler?

    ‘İsmim üzerinde bir mutabakat olursa itiraz etmeye hakkım olmaz’

    Kılıçdaroğlu’ndan çadır kent paylaşımı: Parti devleti son bulacak

    Demirtaş’a 2 yıl 6 ay hapis cezası

    Demirtaş: AKP’nin muhalefet partilerine sızdırdığı ajan provokatörler bu seçimle ifşa olacak

  • TOPLUMSAL CİNSİYET
    Mecliste kadın temsiliyeti ne düzeyde?

    Mecliste kadın temsiliyeti ne düzeyde?

    Afganistan’daki kadınlar Taliban yasaklarına karşı sokakta

    Afganistan’daki kadınlar Taliban yasaklarına karşı sokakta

    İstanbul’da bir kadın katledildi

    Batman’da bir kadın evde ölü bulundu

    Ocak ayında 31 kadın katledildi

    Kadın cinayeti: Rıza Beler, Umıda Tulyaganova’yı öldürdü

  • YAZARLAR
  • VİDEO
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Göster
Gazete Karınca
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Göster
Ana Sayfa Yazarlar Mehmet Nuri Özdemir

İstiklal Caddesi’nde barışın yalnızlığı

Mehmet Nuri Özdemir

8 Kasım 2022 Salı - 00:02
- Manşet, Mehmet Nuri Özdemir, Yazarlar
İstiklal Caddesi’nde barışın yalnızlığı
Share on FacebookShare on Twitter

İstanbul, diğer adıyla Konstantinopolis, tarihte Roma’ya, Bizans’a ve Osmanlı’ya asırlarca başkentlik yapmış, uzun süre İslam dünyasının merkezi olmuş ve en önemlisi bilime, sanata, siyasete ev sahipliği yapmış globalleşen çok kültürlü, çok dilli 16 milyonluk nüfusuyla kadim bir dünya şehri. Fotodaki yalnızlığın ve kalabalığın ayrıştığı sokak ise İstiklal Caddesi, yani kadim İstanbul’un kalbi, en kalabalık sokağı, dünyanın aktığı yerlerin başında gelen bir mekan; Osmanlıcayla Cadde-i Kebir, Fransızcayla Grande Rue de Péra. Burada yasadışı bir ders işlemek isteniliyor. Konu, Babil’den, Antik Yunan’dan, Roma’dan, Bizans’tan, Osmanlı’dan bu yana kendi topraklarını terk etmeyen ve modernite ile birlikte statüsü değiştirilmek istenen; yakın tarihte kimliksiz, kültürsüz, siyasetsiz bırakılmak istenen otokton Kürtler!

Aktüel adıyla söylersek kadim İstanbul’un en güzel sokağından tüm dünyaya Kürt meselesinin geldiği aşamayla ilgili bir duyarlılık çağrısı yapmak için insanlar bir araya gelmiş, seslerini duyurmak istiyorlar. Daha fazla çalmak, daha fazla kazanmak, daha fazla kariyer ve konfor, daha fazla milliyetçilik, ırkçılık ve ayrımcılık için değil; hepimizin canından, sofrasından ve geleceğinden çalan “savaşa hayır” demek için İstiklal’deler…

Peki kim bunlar? Kürtlerin en büyük siyasi partisi adına bir avuç HDP’li… HDP’liler İstiklal’de Kürtlerin, Türklerin, Arapların ve Farsların, ortak coğrafyamızda yaşayan milyonların onurlu geleceği adına bölgeselleşen ve adeta bir toplumsal-siyasal rejime dönüşen Savaşa Hayır! demek istiyor. Diyebiliyor mu, hayır! Zira cumhur ittifakı Kenan Evren’in sıkıyönetim rejimine bile rahmet okutacak şekilde yaklaşık yedi yıldır ülkeyi OHAL rejimi ile yönetiyor. Siyasi partiler, sivil toplum, KHK’lılar, Kürtler, kadınlar ve daha birçok muhalif gruba sokak yasak. İstiklaldeki tablo baştan başa sıkıyönetim dönemini andırıyor. Evren döneminde bile sokak bu kadar kriminalleştirilmemişti. Sokakta namaz kılabilirsiniz, ama birinci kuşak insan hakkı olan basın açıklaması yapamazsınız; sokakta iktidar bileşenleri tekme tokat insan dövebilir, ama muhalefet ve muhalifler iktidarı bile eleştiremezler; sokakta vatandaş katledilebilir, haksızlığa uğrayabilir taciz-tecavüz edilebilir, ama aynı vatandaş sesini sokakta çıkaramaz.

Sokak hakikatin mekanıdır

Oysa ki ortak geleceğimizin tahayyül edilebileceği potansiyeli en yüksek mekanların başında sokaklar gelmektedir. Dünya nüfusunun %70-72’si kentlerde yaşadığını ve nüfusun en çok büyük kent bulvarlarıyla temasını unutmamak lazım. Joseph Goebbels’in 1931’de Nasyonal sosyalistlerin Marksistlere karşı yürüttüğü kampanyada “sokağı fetheden devleti de fetheder” demesi boşuna değildi. Bu bakımdan sokağın gücüne inanmak gerekiyor. Sokak, itirazlarımızı yükseltmek ve dünyayı değiştirmek için hala kullanılabilecek en demokratik, en barışçıl direniş alanıdır. Engels 1948’de “ilk sokak gösterileri Paris hayatının en yoğun biçimde aktığı yer olan büyük bulvarlar da ortaya çıktı” diye yazar. Kürt barışı başta olmak üzere, demokrasi ve yeşil dünya savunusu, savaş, cinsiyetçilik, milliyetçilik ve ırkçılık karşıtlığı en kalabalık bulvarlar da protesto edilmeli. Kaldı ki sokağı olmayan ülke penceresiz ev gibidir, büyük bir hapishanedir sokaksız ülke. Sokağın sesinin kısıldığı yerde bir ülkenin sesi kısılır. Sokak kriminalleştikçe ülke kriminalleşir. Sokak toplumun nabzının attığı yerdir; siyasal ve toplumsal kültürün en iyi yansıdığı mekandır; sokak ülkenin aynasıdır.

Peki sokaklardan neden korkulur. Aslında 18.-19. yüzyıl Avrupası kamusal yaşamı ve aydınlanmayı sokak ile bütünleşerek başardı. Siyaset kültürünü ve iradesini sokaktan aldı. Batı sokağı hala da canlıdır. Batı demokrasileri hala doğudan göç etmek zorunda kalan insanlara mahallelerinde ev verirken, sokaklarında muhalefet etmesine de olanak sağlıyor. Bu ülkeler bu gücü ve özgüveni nereden alıyor? Daha düne kadar doğunun İslamcıları kamyonlarla yüzlerce masum insanı bu cıvıl cıvıl akan sokaklarda acımasızca ezerek katletti. Ancak Batı demokrasileri yine sokaktaki özgürlükleri askıya almadı, ayrımcılık yapmadı, ötekileştirmedi.

Sokaklar karanlığa teslim edilmemeli

Ne var ki Türkiye’de, üçüncü dünyanın hayaleti tüm kentlerin sokaklarında dolaşıyor; sokak ayrışıyor, korkunun olduğu, insanların kendini güvende hissetmediği mekanlara dönüşüyor. Ama en önemlisi sokak birlerine tapulanmak isteniliyor, sopa ile yönetilmek isteniliyor. Sokak üzerinde çok ciddi bir siyasi kavga veriliyor. Bu kavga faşizm ile demokrasi kavgasından başka bir kavga değil. Sokağın sesinin kısıldığı yerde demokrasi hayal, faşizm rejim olur.

Bugün savaşa, yoksulluğa ve yaşadığımız birçok soruna yurttaşların sesini çıkaracağı, nefes alacağı tek yer sokaktır. İçeriği ne olursa olsun, şiddet içermediği sürece her yurttaş istediğini söyleme, istediğini eleştirme ve istediği talepleri dile getirme hakkına sahiptir. Ancak bu hakların hepsine iktidar el koymuş durumda. Böylece toplum nefes alamaz duruma getiriliyor. Yurttaşın en temel kamusal hakkı olan, herhangi bir yerden izin almadan, istediği yerde basın açıklaması yapma hakkı bile yedi yıldır yasaklanmış durumda.

Demokratik siyasetin sokak ısrarını anlamak

Yukarıda anlattıklarımızın tüm detayları yazıda kullandığımız fotoda var ve fotodakiler halkın oylarıyla seçilmiş milletvekilleri. Milletvekilleri meclisin notere dönüşmesiyle toplumsal muhalefeti örmek için sokağa inmek zorunda kalıyor; zira sokakta iki yurttaş yan yana geldiğinde gözaltına alındığı için bu sefer milletvekilleri dokunulmazlık zırhını yurttaşın zırhı haline getirmek için sokağa iniyor. Ancak görüldüğü üzere halk iradesi sokakta seyyar hapishaneye alınıyor. Etrafı çevriliyor, yürümelerine izin verilmiyor, yurttaş ile temas etmelerinde müsamaha gösterilmiyor. Aslında bu foto demokratik siyasetin şiddete bütünlüklü yaklaşarak sorumluluk üstlenmesi ve kamuoyunda duyarlılık oluşması için çıkarmaya çalışılan sesin sadece küçük bir parçası. Ancak bu sesin çıkarılmasına izin yok.

Peki o zaman insanlar ne yapsın, siyaset ne yapsın, sivil toplum ne yapsın! Aileler, kardeşler gözü kulağı savaş alanlarında olan topluluk ne yapsın? Büyük çoğunluk gibi TV başında çekirdek çitleyerek savaşı mı izlesinler; yoksulluğun, göçün derinleşmesine, kaynakların tamamen savaşa akıtılmasına seyirci mi kalsınlar, ne yapsınlar! Hepimiz, hep birlikte savaşa rıza mı gösterelim; devlet aklı bu şekilde nereye varmak istiyor?

Yeni devlet aklının acizliği

Yeni devlet aklı nesnel koşullarda Kürt meselesini bu şekilde çözebilir mi, yoksa şimdilik “hele biraz daha böyle gidelim” mi deniliyor? Bu yaklaşım biçimi her şeyi bayağılaştıran bir siyasi akıldan kaynağını alıyor. Bayağılaşan siyasi akıl ise kendisini en çok içişleri bakanlığının siyaset yapma tarzında gösteriyor. Yeni devlet aklı Kürt meselesini içişleri bakanının ayda bir Kürtlerin gözünün içine bakıp “Ooooooh siyaseti” ile mi çözmeyi düşünüyor? Buna benzer dünyada bir çözüm yöntemi var mı, bu hangi deneyimin izdüşümüdür? “Ooooooh siyaseti” sahiden yeni devlet aklının ürünü müdür? Eğer bu siyaset devlet aklının geldiği aşamayı ifade ediyorsa vay devletin haline, yok eğer bu kişisel bir inleme hali ise o zaman gerçek devlet aklı nerede diye sormak her yurttaşın hakkıdır.

Kürtlerin hukukunu hatırlamak

Bir yurttaş olarak benim ve benim gibi en az yirmi milyon insanın Kürt meselesi var; Türklerin böyle bir sorunu var mı, ya da Kürt meselesi Türklerin meselesi olabildi mi, gerçekten bunu kestirmek çok zor. Ama Kürtlerin savaş ve barış sorunu var, hapishane sorunu, adalet ve demokrasi sorunu var; kimlik, dil ve kültür sorunu var. Gündelik yaşamın her aşamasında tüm hayatı etkileyen, belirleyen bu mesele yirmi milyon insanı siyasal, kültürel ve ekonomik birçok haktan yoksun bırakıyor. Kürt halkı yoksun kaldığı her hakkın siyasetini yapmak istiyor ama bu haklardan yoksun kalmak yetmemiş olacak ki siyaseti de yasaklanıyor. Peki yirmi milyon insan ne yapmalı?

O zaman Kürtler devlete şu soruyu sormak zorunda bırakılıyor. Büyük bir yurttaş kümesi olarak Kürt halkının devlet ile nasıl bir ilişkisi olacak? Devlet Kürtleri nasıl tanımlıyor, Kürtlerin bu ülkede hangi hakları var, hangi hakları yok; eğer Kürtler Türkiye devletinin yurttaşı iseler devlet Kürt yurttaşlarına nasıl bir yaşamı öneriyor? Devlet yeniden dilini, kültürünü, siyasi görüşünü inkar eden bir Kürtlük mü tahayyül ediyor; Kürtler aşağılandığında alkışa alkış tutmasını mı bekliyor; kentleri başına yıkılıp, yıkımın üzerinde yapılan festivallerin maymunu olmasını mı, acılar üzerine organize edilen halayın başını çekmesini mi istiyor? Devlet, Kürdün kendi iradesiyle seçtiği siyasetçileri, belediye başkanlarını zindanlara, sürgünlere gönderip yerlerine kayyım atadığında gelip kendisiyle “Ooooh” çekmesini mi bekliyor? Kürtleri bu kadar haysiyetsiz mi zannediyor, yoksa haysiyetsizliği Kürtler üzerinde uygulayarak bir rejim haline mi getirmek istiyor?

Her şeyi bir kenara bırakalım; Kürtlerin gerçekten bu ülkede nasıl bir hukuku var? Evet belki de en can alıcı soru bu. Bana sorarsanız biz Kürtlerin Türkiye’de bir hukuku yok. Açta kalsak, yoksul da olsak, gelecek sorunu da yaşasak bir yurttaşın en doğal hakkı olan seçme ve seçilme hakkımız bile elimizden alınmadı mı, en çok oy verdiğimiz parti kapatılma ile karşı karşıya değil mi? Kimse artık salaklığa vurmasın, bir yerde siyasal olarak yoksan, gerçekte de yoksundur; bunun başka bir adı yok. Suriye’den gelen her mültecinin haysiyetini, insan haklarını en az kendimizinki kadar savunduğumuzdan kimsenin şüphesi olmasın ama Kürtler bu ülkede Suriyelilerden sonra geliyor. Türkiye’ye gelen her mülteci kümesi Kürt meselesini anlamanın turnusoludur; Suriyeliler de öyle.

Sonuç

Kürt meselesi gibi tarihsel bir sorunun, ciddiyetten uzak, kişisel arzuların malzemesine dönüştürülmesi, siyasetin gündemi ile bağının kurulamaması, sanki yokmuş gibi davranılması, özellikle savaş gerçeğine sırtını dönmüş bir siyaset ve toplum gerçekliği büyük bir umutsuzluğun toplumsallaştırma çabasından başka bir şey değildir. Buradan çıkacak sonuç daha fazla gözyaşı, daha fazla insanın yaşamını yitirmesi, daha fazla yoksulluk ve özetle ülkenin maddi ve manevi donatımı adına daha fazla maliyetle büyük bir yanılgının etrafında milyonları dizmenin büyük çaresizliğidir.

Savaş hayır demenin suç sayıldığı bir dünyada yaşamanın karamsarlığı ile savaşın ve şiddetin bir rejime dönüşmesi ve elimizdeki tüm özgürlüklerin üç beş insanın dudağı arasında alınmasına rıza göstermenin verdiği bezginlik, herkesi başkasının çizdiği kadere  razı etmekten başka bir sonuç doğurmayacak. Olması gereken şey hepimizin hakkı olan siyaset hakkı, barış hakkı ve insanca bir yaşamı talep etme hakkını önce sokakta, sonra insan nefesinin attığı her yerde demokratik direniş ile talep ve inşa etmek. “Direniş, talep, inşa” olduğu sürece umutlu olabiliriz, gerisi çirkin bir oyundan ibaret.


 

Mehmet Nuri Özdemir kimdir?

MKÜ Eğitim Fakültesi ve  Anadolu Üniversitesi Sosyoloji mezunu. 3 yıl sağlık memurluğu, 13 yıl öğretmenlik hayatından sonra 2016 yılında çıkarılan 675 sayılı KHK ile işinden atıldı. Gazete Karınca’da okur-yazar. 

Etiketler: demokratik siyasetistiklal caddesiKürt sorunumehmet nuri özdemirsokaklar

SON YAZILAR

Lice’de çocuğa işkence yapan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

Lice’de 14 yaşındaki çocuğa işkence yapan 3 polis tutuklandı

26 Mart 2023
İsrail Savunma Bakanı görevden alındı

İsrail Savunma Bakanı görevden alındı

26 Mart 2023
Şair Ahmet Telli’nin davası ertelendi

Şairlerden Ahmet Telli’ye destek bildirisi

26 Mart 2023
Erdoğan 14 Mayıs’ı işaret etti: Kritik bir tercihin arifesindeyiz

Erdoğan 14 Mayıs’ı işaret etti: Kritik bir tercihin arifesindeyiz

26 Mart 2023
HDP İstanbul İl Örgütü’ne bir ay arayla ikinci kez saldırı

HDP’ye ikinci kez saldıran kişi yine serbest bırakıldı

26 Mart 2023
Kılıçdaroğlu: Toplumun her kesimi için adaleti bu topraklara getireceğiz

Kılıçdaroğlu: Toplumun her kesimi için adaleti bu topraklara getireceğiz

26 Mart 2023

VİDEO HABER

Mevcut Oynatılan

Yeşil Sol Parti’yi daha önce duydunuz mu?

Yeşil Sol Parti’yi daha önce duydunuz mu?

Yeşil Sol Parti’yi daha önce duydunuz mu?

Video
Kadir Atalay yanıtladı: İttifakların son durumu seçim denklemini nasıl etkiler?

Kadir Atalay yanıtladı: İttifakların son durumu seçim denklemini nasıl etkiler?

Video
Depremin ardından Hatay | ‘İnsanlardan önce paranın konutu inşa ediliyor’

Depremin ardından Hatay | ‘İnsanlardan önce paranın konutu inşa ediliyor’

Özel
‘Bu, Akşener’in intihar mektubudur’

‘Emek ve Özgürlük İttifakı’nın son kararı taviz olarak görülmemeli’

Video
2023 Diyarbakır Newrozu’nu halk nasıl değerlendirdi?

2023 Diyarbakır Newrozu’nu halk nasıl değerlendirdi?

Video

Gazete Karınca

  • HAKKINDA
  • KÜNYE
  • TÜM HABERLER

© 2023 Gazete Karınca - Tüm Hakları Saklıdır!

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Göster
  • TÜMÜ
  • SEÇİM 2023
  • MARAŞ DEPREMİ
  • ÖZEL
    • Çeviri
    • Röportaj
  • GÜNCEL
    • Bilim ve Teknoloji
    • Cezaevleri
    • Çalışma Yaşamı
    • Dünya
    • Eğitim
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kültür-Sanat
    • Medya
    • Sağlık
    • Forum
  • POLİTİKA
  • TOPLUMSAL CİNSİYET
  • YAZARLAR
  • VİDEO

© 2023 Gazete Karınca - Tüm Hakları Saklıdır!