İtalya’da geçen yıl Ekim ayında iktidara gelen sağ koalisyon hükümetinin vaatlerinden olan Başkanlık Sistemi’ne geçiş projesi görüşülmeye başlandı. Başbakan Giorgia Meloni, muhalefet liderleriyle yaptığı görüşmelerde, “Tek adam ya da kadın istemiyoruz” denildi.
Giorgia Meloni liderliğindeki aşırı sağcı İtalya’nın Kardeşleri Partisi (FdI), Matteo Salvini liderliğindeki Lig Partisi ve Silvio Berlusconi liderliğindeki Forza Italia (FI) Partisi ile bazı küçük sağ partilerden oluşan merkez sağ ittifakın 15 maddelik yol haritasında başkanlık sistemi de yer almıştı.
Sağ ittifakın başkanlık sistemi önerisi, en çok tartışılan konulardan biri oldu.
Hükümetin Başkanlık Sistemi’ne geçiş de dahil bir dizi anayasa reformu önerisi, muhalefet partileriyle dün gün boyu yapılan görüşmelerle ele alındı.
Başbakan Meloni ile ilk görüşmeyi yapan 5 Yıldız Hareketi lideri Giuseppe Conte, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada ‘kapsayıcılık ve çatışmaların çözümü için çok faydalı olan parlamenter modelin zedelenmemesi’ gerektiğini söyledi.
Conte, mevcut sistemde doğrudan seçilmeyen Cumhurbaşkanı’nın garantör rolünün ulusal uyum için kilit önemde olduğunu da vurguladı, bunun değiştirilmesine karşı çıktı.
‘Tek adam ya da kadın yönetimine hayır’
Merkez soldaki Demokratik Parti’nin lideri Elly Schlein da, yetkileri artırılmış ve halk tarafından doğrudan seçilen bir cumhurbaşkanı projesine katılmadıklarını söyledi.
Anayasada öngörülen kontrol mekanizmalarının ve parlamentonun rolünün zayıflatılmasına da karşı çıkan Schlein, “Tek adam ya da kadın yönetimine hayır’” ifadelerini kullandı.
Liberal kanattan Eylem Partisi lideri Carlo Calenda da “Her konuda bölünmüş bir ülkede cumhurbaşkanı milli birliğin tek teminatıdır” diyerek bu rolün değiştirilmesinin bir ’kırmızı çizgi’ teşkil ettiğini söyledi.
‘Bir sisteme aşık değiliz’
BBC Türkçe’nin haberine göre Başbakan Meloni görüşmelerin ardından, muhalefetten Başkanlık ya da Yarı Başkanlık Sistemi’ne net bir genel karşıtlıkla karşı duruş geldiğini söyledi.
Meloni, reform çabalarının amacını siyasi ve ekonomik istikrarı sağlamak olarak açıkladı ancak cumhurbaşkanının doğrudan seçileceği ve hükümete liderlik edeceği bir sistemin tek formül olmadığını da vurguladı.
Meloni, “Biz tek bir sisteme aşık değiliz, bir İtalyan modeli bulma olasılığı da var. Diğer siyasi güçlerle diyaloğun önemli olduğuna inanıyoruz ve bu yüzden tek bir teklifle gelmedik” dedi.
Öte yandan Başbakan, seçimler öncesinde ve seçildikten hemen sonra hükümet programını açıklarken başkanlık sistemi vaadinde bulunmasına atıfla, ‘vatandaşlardan bu konuda yetki aldığını’ da savundu.
İtalya anayasasında, faşist diktatör Benito Mussolini rejiminin bir benzerinin yaşanmasını önlemek amaçlı tasarlanmış kontrol ve denge mekanizmaları bulunuyor.
Ancak bu sistemin hükümetlerin kısa ömürlü olmasına yol açtığı gerekçesiyle anayasa değişikliği önerileri zaman zaman gündeme geliyor. Mevcut iktidar, İtalya’nın 77 yılda gördüğü 68’inci hükümet.
Bu türden bir anayasa değişikliği yapabilmek için parlamentonun her iki kanadından 3’te 2’lik destek ya da reform teklifinin referanduma sunulması gerekiyor.
Parlamentoda 3’te 2’lik çoğunluğa ulaşılamaması ancak salt çoğunluk sağlanması halinde anayasa değişikliği teklifini referanduma götürmek için farklı yöntemler izlemek mümkün. 500 bin seçmen imzası, 5 bölge meclisi ya da parlamentonun iki kanadından birinin üyelerinin 5’te birinin oyuyla referanduma gidilebiliyor.