KADAV: Kadınlar tüm işsizlik türleri arasında en üst sırada

KADAV: Kadınlar tüm işsizlik türleri arasında en üst sırada

KADAV, “Kadınların İstihdam ve Emek Deneyimlerine Bakış” adlı raporunda kadınların tüm işsizlik türleri arasında en üst sırada yer aldığını ve kadın emeğinin en temel ucuz işgücü olarak kullanıldığına dikkat çekti.

Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV), Rosa Lüksemburg Vakfı’nın desteğiyle hazırladığı “Kadınların İstihdam ve Emek Deneyimlerine Bakış” adlı raporu, Beyoğlu’nda bulunan Cezayir Toplantı Salonu’nda sundu.

KADAV üyesi Özgür Genç’in moderatörlüğünü yaptığı toplantıda sunumunu, feminist aktivist Semiha Arı gerçekleştirdi.

Ekonomik kriz ve Covid-19 salgını süresince kadınların ücretli çalışma deneyimleri ve ne yöne evirildiğini anlamak için farklı meslek gruplarında çalışan kadınlarla bir araya geldiklerini ifade eden Arı, kadınlara sunulan işlerin neler olduğunu görmek ve kadınların işgücü piyasasında ve işyerlerinde nelerle karşılaştığını ortaya koymak ve bunun ücretsiz çalışma ile birlikte nasıl şekillendiğini görmeyi amaçladıklarını söyledi.

Kadınların deneyimlerini merkeze alarak yarı-yapılandırılmış soru formu üzerinden yaptıkları görüşmelerini bilgisini paylaşan Arı, “Özellikle, KADAV ile çeşitli şekillerde ilişkilenmiş Suriyeli kadınlar da çalışma kapsamına dahil edildi. Bunun dışındaki katılımcılara mevcut ilişkiler üzerinden ulaşıldı. İki çevrimiçi, dokuz yüz yüze görüşme Sefaköy ve çevresinde yaşayan ve veya çalışan kadınlarla, 16 Eylül-9 Kasım 2021 tarihleri arasında yapıldı” dedi.

Arı, kadınların esnekleşme ve güvencesizleşme üzerinden şekillenen cinsiyete göre bölünmüş bir işgücü piyasasında yer aldıklarını kaydetti.

TÜİK verilerine göre kadınların 2020 yılında istihdam oranı erkeklerde yüzde 63, kadınlarda yüzde 28,7 olarak belirlendiğini paylaşan Arı, Covid-19 salgını sürecinde kadın istihdamı oranının yüzde 26’ya gerilediğini söyledi.

Arı, “Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) kadınların istihdam raporuna göre kadınların yarısına yakını kayıt dışı çalışıyor” dedi.

İşsizlik seviyesinin zirvesinde kadınlar var

Türkiye’de çok yoğun bir genç kadın işsizliği olduğuna dikkat çeken Arı, sözlerini şöyle sürdürdü:

Kadınlar tüm işsizlik türleri arasında en üst sırada yer alıyor. Sağlık, sosyal hizmetler, hizmetler sektörü, eğitim ve finans Türkiye’de kadınların en çok yoğunlaştığı sektörlerin başında geliyor. Kadın emeği hem formül hem enformel sektörde temel ucuz işgücü kaynaklarından biri durumda. Bugün buna göçmen ve mülteci emeği dahil olmuş durumda. Hükümetin izlediği kadın istihdamı politikası ise esnekleşme, yarı zamanlı çalışma ve doğurganlığı artırma üzerine kurulu. Daha çok girişimcilik ve kooperatifçilik teşvik ediliyor.

Tekstil sektöründe çalışan kadınların göz sorunları ve solunum yolu hastalıklarıyla karşı karşıya kaldığını aktaran Arı, “Evde tekstil bağlantılı parça başı iş yapanlarda solunum problemleri, depoda çalışanlarda bel fıtığı ve vajina fıtığı, mobbing ve stress altında çalışmak zorunda kalanlarda kronik gastrit gibi sağlık sorunları ortaya çıkıyor İşyerlerinde mobbing, cinsiyetçilik ve taciz kadınların daha sık iş değiştirmesine neden oluyor” dedi.

İş yerinde taciz, mobbing, şiddet…

Arı, hükümetin izlediği mevcut kadın istihdamı politikaları ve sermayenin iş gücü maliyetini düşürme hedefiyle bir araya geldiğinde, kadın istihdamını nasıl etkilediğine değindi.

Kadınların mevcut durumu, ücretli ve ücretsiz emeğe dair bildiklerimiz ve bu sınırlı çalışmanın kendisi neoliberal politikalarla birlikte emek piyasasının bozulduğu bir iş yaşamında kadın işgücü, istihdamı ve yoksulluğunun yeni görünümler kazandığını gösteriyor. Kadınların zaten küçük bir pay alabildiği ücretli çalışma alanı ücret eşitsizliği, ağır çalışma koşulları ve uzun çalışma saatleri, işyerlerinde taciz, şiddet, mobbing ve meslek hastalıkları, çifte mesai sıkışması gibi nedenlerle sürdürülebilir olmaktan çok uzak görünüyor.

Basına kapalı olarak devam eden toplantının ikinci bölümünde kadın emeği ve istihdamına ilişkin görüş ve önerilerini sunan kadınlar, “Başta göçmen kadınların yanı sıra ev eksenli parça başı çalışmanın bu denli yaygınlaşması ve ucuz ev emeği üzerinden genişlemesi, kadınların işyerlerinin giderek daha fazla ev hapsinde olması karşısında feminist cevaplar neler olmalı? Ekonomik kriz ve Covid-19 salgınıyla derinleşen kadın yoksulluğu ve işsizliği karşısında nasıl bir politika üretmeliyiz? Kimden, ne talep etmeliyiz?” üzerine tartışmalar yürüttü.

 

HABER MERKEZİ