KESK’in hazırladığı deprem raporunu açıklayan KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, imar aflarının sonucunun deprem bölgelerinde görüldüğünü belirterek, “Yaşanan acı takdiri ilahi değil, takdiri siyasidir” dedi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 10 kentte büyük can kaybına neden olan depremlerle ilgili hazırladığı raporu sendika genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında açıkladı. “Yağma, rant, talan, ölüm! İşte sizin düzeniniz. Yüzyılın felaketi değil, yüzyılın ihmali” yazılı pankartın açıldığı toplantıda, raporu KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik açıkladı.
İktidarın kamplaştıran politikalarına karşı dayanışma örüldü
Depremin üzerinden 9 gün geçtiğini ve can kayıplarının 35 bine dayandığını belirten Bozgeyik, “On binlerce insanımız hastanelerde tedavi görüyor. Milyonlar, sevdiklerini, komşularını, toplumsal hafızalarını, benliklerini oluşturan büyüdükleri şehirleri bin bir güçlükle terk etti. Bu kara tablo içerisinde, bir nebze olsun yürekleri ısıtan iktidarın yıllardır uyguladığı, deprem sırasında dahi vazgeçmediği kamplaştıran, ayrıştıran, partizan politikalarına karşın ülkemiz insanlarının dayanışması, sivil yardım ağlarının deprem illerini sarıp sarmalamasıdır” dedi.
‘İktidarı yardımlara el koymaktan vazgeçmeye çağırıyoruz’
KESK ve bağlı sendikaları olarak, ilk andan itibaren oluşturdukları kriz masalarıyla çalışmalarını sürdürdüklerini aktaran Bozgeyik, “İktidarı toplumsal dayanışma ağlarının, emek ve meslek örgütlerinin, demokrasi güçlerinin yardım çalışmalarını engellemekten, yardım kamyonlarına, yardım malzemelerinin bulunduğu depolara el koymaktan vazgeçmeye çağırıyoruz” ifadelerinde bulundu. Bozgeyik, sözlerini şöyle sürdürdü:
İktidar sistematik olarak depremin sonuçlarının ağır olmasının ve müdahalede geç kalınmasının ölümcül sonuçlar doğurmasında devletteki neoliberal dönüşüm politikalarının, kamu hizmetlerinin piyasaya açılmasının, özelleştirmelerin, devletin bir şirket gibi yönetilmesinin, iktidarın devleti adeta inşaat şirketlerine teslim etmesinin, denetimsizliğin, Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projelerinin, kamuya ve yatırımlara yeterince bütçe ayrılmamasının belirleyici etkisini gözlerden uzak tutmak istemektedir. Bilim insanlarının bölgeye yönelik yıllardır dile getirdikleri deprem tespitlerine rağmen deprem gerçeğini görmezden gelen kent planlaması, imar ve yapı denetim çalışmaları yaşadığımız büyük felakete adeta davetiye çıkarmıştır.
‘Yaşanan acı takdiri ilahi değil takdiri siyasidir’
Yaşanan 1999 depremi sonrasında, deprem gerçeğine uygun kentleşme politikaları ile buna bağlı imar planları ve yapı denetim faaliyetlerinin hayata geçirilmesi gerekirken; depremden sonra iktidara gelen AKP hükümetinin tam tersini yapmış olduğunu ifade eden Bozgeyik, “Kentlerimizi deprem gerçeğinden uzak sadece ranta dayalı plansız yapılaşma ve imar uygulamalarıyla beton yığınlarına dönüştürmüş, göstermelik yapı denetim faaliyetleriyle inşaat sektörünü gerekli bilimsel denetimden adeta muaf tutmuştur. Bu anlamda deprem nedeniyle yaşadığımız bu acılar takdiri ilahi değil takdiri siyasidir” şeklinde konuştu.
İmar aflarının sonuçları deprem bölgelerinde görülüyor
Siyasi iktidarın, kamu adına gerekli düzenleme ve denetimleri yapmak yerine Toplu Konut İdaresi (TOKİ) eliyle rant odaklı yapılaşmalara öncülük ettiğini ve ilan edilen “İmar Af”larıyla, yaşanan depremin, felakete dönüşmesine sebep olduğuna dikkat çeken Bozgeyik, şunları söyledi:
2002 yılından bugüne tam 9 defa imar affı yasaları çıkarılmıştır. En sonuncusu 2018 yılında yapılan imar aflarının ağır sonuçlarını deprem bölgesinde görmek mümkündür. Hatay-Gaziantep ve Kahramanmaraş başta olmak üzere 300 bine yakın binaya yapı kayıt belgesi verilmesi, fen ve yapı tekniğiyle ilgili zorunlu statik projeleri ve zemin etütleri gibi zorunlu teknik incelemelerin göz ardı edilmesi, sonuçların bu kadar ağır olmasını doğurmuştur.
‘Müdahalelerin yetersizliği, daha fazla can kaybına neden oldu’
Deprem gibi doğal afet durumlarında devletin hızlı ve aktif müdahalede bulunabilmesi için kurulmuş AFAD’ın, bilim insanlarının yıllardır dile getirdiği deprem tahminlerine rağmen hemen hiçbir ciddi hazırlığı olmamasına değinen Bozgeyik, AFAD müdahalelerinin yetersiz kalmasıyla birlikte çok daha fazla can kaybının yaşandığını ifade etti.
Bozgeyik, arama, kurtarma ve yardım faaliyetlerinin tek elden yürütülmeye çalışılmasının, bölgeye giden sivil arama kurtarma ekipleri, sağlık çalışanları ve yardım kuruluşlarının etkin çalışma yürütememesine ve yardım faaliyetlerinin gerekli yerlere zamanında ulaşamadığına vurgu yaptı.
Son 4 günde deprem illerinde yapılan çalışmalara dair gözlem ve değerlendirmeler şu şekilde:
MARAŞ
- Şu ana kadar sivil dayanışma ağları üzerinden çok sayıda yardım gelmekle birlikte bunların dağıtımında ve koordinasyonda sıkıntılar yaşanmaktadır.
- Enkazlarda arama kurtarma ve yaşamını yitirenlerin naaşlarını çıkarmada yetersiz kalınmaktadır.
- İl ve ilçelerde cem evlerinde daha derli toplu ve çok yönlü dayanışma ağları örüldüğü, buraların yüzlerce insanın sığınağı olduğu görülmüştür.
ELBİSTAN
- Elbistan ilçesi ikinci depremde adeta yerle bir olmuş durumdadır.
- Malatya Caddesi denilen şehrin en eski yerleşim yerinde yıkılmayan bina yok gibidir.
- Sadece eski yapılar değil son 2-3 yılda yapılan binaların da yıkılması dikkat çekmektedir.
- Cumhuriyet mahallesinde ağırlıkta müstakil evlerden oluşmakta olup buradaki yıkım diğer yerlere oranla daha az olmuştur.
- Devlet kurumlarının, AFAD’ın günlerce şehirde görünmediği neredeyse herkes tarafından ifade edilmiş olup giden KESK’liler de aynı gözlemlerini ifade etmektedirler.
- Hala ulaşılmayan, akıbetinin ne olduğu bilinmeyen köyler bulunmaktadır. Köylerde çadır, ısınma sorunu temel sorunların başında gelmektedir. Ovalık yerlerdeki köylere yardım araçları daha fazla giderken dağın eteğine kurulu köylerde daha az yardım ulaştırılmaktadır.
- Köylerde ahırların yıkılması sonucu çok sayıda hayvanın telef olduğu belirtilmektedir.
- Başka şehirlere gidişler ve deprem kayıpları nedeniyle 150 bin olan ilçenin nüfusunun 50 binin altına düştüğü söylenmektedir. Gerek Elbistan’da ve gerekse de deprem illerinin büyük çoğunluğunda bilinçli bir göçertme, boşaltma politikasının izlendiğine yönelik emareler ve değerlendirmeler mevcuttur.
- İlk günler yurt dışından sivil toplum dayanışma ağlarının da etkisiyle çok sayıda malzeme gelmiş olsa da son günlerde yardımlarda azalmaların olduğu gözlenmektedir. Burada da en temel sorun çadırlar ve ısınma sorunudur. Temizlik maddeleri, kuru gıda, ekmek ve kahvaltılık gıda malzemeleri diğer ihtiyaçlardandır.
- Kentte açık bir market bulmak bile oldukça zordur.
- İkisi kurulum aşamasında olmak üzere 5 çadır kent bulunmaktadır. Buralarda toplamda 1000 çadır olacağı ifade edilmektedir. Ancak buralarda da tuvalet ve kullanma suyu sorunu var. Bunun da başta ishal olmak üzere enfeksiyonlara yol açabileceği düşünülmektedir. Şimdilik buralarda sağlık hizmeti de yoktur.
- K.Maraş Şehir Hastanesinin hasar görmesi nedeniyle çevre yerlerdeki tüm yaralılar Elbistan Devlet Hastanesi’ne yönlendirilmektedir. Hekim ihtiyacının şimdilik olmadığı, anestezist ve radyoloji uzmanına ihtiyaç olduğu ifade edilmektedir. Burada da yerel sağlık emekçilerinin idari izinli sayılmamaları depremden kaynaklı yaşadıkları sıkıntılara iş yükünü de eklemiştir. Salgın sürecinde olduğu gibi depremde de sağlık emekçilerinin omuzlarına yüklenen görev ve sorumluluk oldukça ağır olmuştur. Yereldeki sağlık emekçilerinin aynı zamanda depremzede oldukları dikkate alınmamaktadır.
- Hastane karşısındaki eczanelerin çalışıyor olması olumlu olup ciddi bir ilaç sorunu yaşanmamaktadır. Ancak depremden önce de bulunmayan ilaçlar hususu devam etmektedir.
- Birinci basamak sağlık hizmetler çalışmamaktadır.
- Sendikamız SES ve TTB diğer yerlerde olduğu gibi Elbistan’da da bir sağlık çadırı kurmuştur. Ayrıca diş hekimi bir üye de sağlık hizmetlerinde gönüllü olarak çalışacaktır. Burada çalışma yürüten sağlık heyetimiz çöplerin bertaraf edilmesini, tuvaletlerin temizliğini sağlamış ve işlemlerin sürekliliği için planlama yapmıştır.
PAZARCIK
- Çok sayıda bina yıkılmış ve kentte ciddi bir yıkıntı var. Yıkılmayan binaların büyük çoğunluğu ise ağır hasarlı ve her artçı depremde yıkılma tehlikesi ile karşı karşıyalar.
- Hastanelerde çok sayıda ceset var. Yaşamını yitirenlerin konduğu ceset torbaları morglara sığmayacak sayıya ulaşmış durumda. Yakınlarına teslim edilmeyen cenazeler kimlik tespiti yapılmamış olanlardan oluşmaktadır.
- AFAD ekipleri diğer birçok yer gibi Pazarcık’a da geç gitmiş olup gelenler de az sayıda olmuştur. Bu nedenle yıkılan binaların çoğuna hala girilmemiş olup çok sayıda insanın enkaz altına kaldığı bilinmektedir.
- Hastane hasar gördüğü için hastanede sağlık hizmeti verilememektedir. Yaralıların ilk müdahalesi ve sevk işlemi Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi Birimi’nin (UMKE) hastane bahçesinde kurduğu çadırlarda ve hasar olmasına rağmen hastanenin Acil servisinde yapılmaktadır. Farklı illerden çok sayıda gönüllü sağlık emekçisi de bulunmakta ancak açık bir organizasyon sorunu yaşanmaktadır. İlk gruplarda giden sağlık emekçilerinin yerine gelecek yeni grupların da planlanması gerekmektedir.
- Şu an en acil ihtiyaç çadır ve soba, ısıtıcı, odun, battaniye gibi ısınma gereçleridir. Özellikle Pazarcık ve Dulkadiroğlu ilçelerine bağlı kırsal köylerdeki çadır ihtiyacı ciddi boyuttadır. Bunun yanı sıra giderek temel gıda maddeleri ihtiyacı da bulunmaktadır.
- Pazarcık’a depremin ilk günü Bolu’dan 44, daha sonraki günlerde Kocaeli, Kırıkkale’den de değişik branşlardan hekimler gelmiş, hastane deprem hasarı nedeniyle çalışmadığı için cerrahlar Maraş Şehir Hastanesine geçmiştir.
- Hemşire, röntgen teknisyeni, laborant, hasta bakıcı gibi sağlık emekçileri ciddi sıkıntılar yaşamaktadırlar. Hekimlerin bir kısmı idari izinli iken diğer sağlık emekçilerinin büyük çoğunluğu çocukları, eşleri hastane bahçesinde, araç içerisinde iken kendileri çalışmaya devam etmektedirler.
- Acil servis bölümünün önemli oranda hasarlı olmasına rağmen burada çalışmaya devam edilmesi hayati risk oluşturmaktadır. Bu nedenle hekimler dışarıda açık alanda hasta bakmaktadırlar. Bu süreçte kurulmaya çalışılan Sahra Hastanesi tamamlanmamış olup UMKE çadırları bulunmaktadır.
- Birinci basamak sağlık hizmetleri henüz başlamamıştır.
- Mevcut Aile Sağlık Merkez binaları önemli oranda hasar gördüğünde çoğu hizmet sunmamaktadır.
- Şehirde 1000 civarında çadırdan oluşan çadır kent kurulmaya başlanmıştır. Buralarda çocuklarda ateş ve ishalin başladığına dair ifadeler bulunmaktadır. Çadır kentte dün itibariyle de tuvalet yoktu. Sağlık emekçileri maske takılması konusunda sürekli uyarılarda bulunmaktadırlar.
- İlçede bir sağlık çadırı ve eczane bulunmaktadır.
- Şebeke ve tanker suyu olmadığından bol miktarda şişe su dağıtılmaktadır.
- Tuvalet, çöp yeri, banyo imkânları bulunmamaktadır. Dün itibariyle elektrik yoktu.
- ASP mobil çadırından durum, ihtiyaç tespiti, su ve elbise dağıtımı yapılmaktadır. İlaç ihtiyacı ve kronik hastalık ihtiyaçları not edilmektedir.
NARLI
- Binaların çok büyük bölümü yıkılmakla beraber kalanların yüzde 90’ı hasarlı durumdadır.
- İlk günden itibaren halk kendi imkânlarıyla arama kurtarma ve barınma sorunlarını çözmeye çalışmıştır.
- Özellikle köyler büyük oranda yıkılmış, buralara daha geç gidilmiş, halk kendi olanakları ve dayanışma ile yaralarını sarmaya çalışmaktadır.
MALATYA
- Büyük bir kaos halinin olması ihtiyaç tespitlerini ve karşılanmasını olumsuz etkilemiştir. Kentin değişik yerlerinde AFAD ile İHH gibi örgütlerin yan yana görüntü vermeleri, enkazdan canlı birinin çıkarılması durumunda koşarak oraya yöneldikleri ve tekbirler eşliğinde görüntü vermeye çalıştıkları gözlenmiştir.
- Malatya’da da enkaz kaldırma ve yardımları dağıtmada ciddi sıkıntılar yaşanmakta, dağınıklık ve bazı köylere hiç ulaşmama sorunu bulunmaktadır.
- Şehirde altyapı büyük oranda çökmüş, kanalizasyonlar patlamış, çeşmelerden kirli sular akmaktadır.
- Malatya’dan diğer şehirlere ciddi bir göç yaşandığından buradaki çalışmaları yerel güçlerle birlikte organize etmede zorluklar yaşamaktayız.
- Battaniye, ısıtıcı, gıda, çocuk bezi ve temizlik hijyen maddeleri, kıyafet ve ayakkabı ihtiyacı kısmen çözülmüş durumdadır.
- En öncelikli ihtiyaç çadır teminidir. İnsanların çoğu düne kadar da dışarıda ve ‘güvenli’ olarak düşünülen tek katlı yerlerde, sandalye üzenlerinde uyumaya ve yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadırlar. Bu nedenle hijyen şartlarına uygun, ısınma sorunu giderilmiş çadır ve konteyner kentlerin kurulması, tuvalet, banyo, mutfak ve güvenlik sorunlarının acilen çözülmesi gerekmektedir.
HATAY
- KESK olarak ilk elden ve hızlı ulaştığımız şehirlerin başında Adana gelmektedir. Hatay, İskenderun, Samandağ, Kırıkhan gibi yerlere ulaşımda yaşanan sıkıntılar da Adana Kriz Masamız üzerinden çözülmeye çalışılmaktadır. Adana’da sağlık hizmetleri yürütülüyor ancak bir kaos hali hakim. Depremden etkilenen diğer illerden Adana’ya sürekli sevkler yapılmaktadır. Dolaysıyla sağlık emekçileri tükenmeye başladı. Şimdiye kadar mevcut sağlıkçılar ile sürdürüldü ancak artık özellikle hemşire görevlendirmesine ihtiyaç var. Malzeme sıkıntısı da başladı.
- Hatay’da binaların yüzde 80’i enkaz ve ağır hasarlı durumdadır. Yıkılmayan binalar adeta sayılacak durumda kalmıştır. Son günlerde buralara çok sayıda yardım malzemesi ve kurtarma ekipleri gelse de alanın ve yıkımın büyüklüğü karşısında oldukça yetersiz kalmaktadır. Yıkıntılar içinde hala on binlerce insan olduğu söylenmektedir.
- Diğer bölgeler gibi buralarda da son birkaç güne kadar çalışmaların neredeyse tamamı gönüllüler ve yerel yönetimler üzerinden gerçekleştirilmiştir. İktidarın bölgeye geç müdahalesi, müdahalede yetersiz kalması ciddi bir tepkiye ve öfkeye yol açmış durumdadır.
- Enkaz altında kalan yakınlarının kurtulabileceği umuduyla oradan ayrılmak istemeyenler AFAD’ın gösterdiği yerlerde kurulmak üzere verilen çadırları almak istememektedirler.
İSKENDERUN
- İskenderun en çok hasar ve can kaybı olan, liman yangını nedeniyle şehrin ayrıca kirli hava ile kaplandığı bir yerdir.
- İlçe özellikle ilk üç gün tamamıyla kaderine terk edilmiş, ilk gelenler deprem gönüllüleri olmuştur.
- Binalardan çıkabilenler yağmur ve soğuk hava koşulları nedeniyle ilk günlerde ayrıca ciddi sıkıntılar yaşamış, Cemevi ve okul bahçelerinde bir araya gelerek korunmaya çalışmışlardır.
- Şehre günlerce elektrik verilmemiştir.
- Birçok deprem bölgesinde yaşanmakla birlikte özellikle Hatay ve ilçelerinde telefon operatörlerinden kaynaklı olarak ilk günler ciddi haberleşme sorunları yaşanmıştır.
SAMANDAĞ
- Şehirde çok büyük hasarlar ve can kayıpları var.
- AFAD günlerce bu ilçeye uğramamış, geldiğinde tek bir uzmanla gelmiş, görevlendirilenler de sabah geri gitmiştir. Halk kendi olanakları ve sivil dayanışma ağlarıyla arama kurtarma çalışmaları yürütmüş, ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmıştır.
- 112 üzerinden geniş bir alanda acil hastalar karşılanmaktadır. Sağlık çalışanı sayısı şimdilik yeterli olsa da tıbbi malzemeler bitmek üzere. Ciddi bir beslenme, barınma, ısınma problemi mevcut.
KIRIKHAN
- Alana ilk olarak ulaşan Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Zonguldak ekibi enkaz kaldırma çalışmalarına başlamıştır. Sendikamız, Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) yönetici ve üyelerinin de aralarında olduğu 32 kişilik gönüllü ekip arama kurtarma çalışmalarına dahil oldu. Evleri yıkılan halk henüz dışarıdaydı; çadır yemek, su gibi ihtiyaçların tedariğindeki sorunlar üçüncü gün itibariyle giderildi. Kırıkhan’da da halk kendi imkânlarıyla barınmaya, dayanışma ağları üzerinden ihtiyaçlarını temin etmeye çalıştı.
- Kırıkhan’da yardımların dağıtımında sistematik sıkıntılar yaşanmakta, ihtiyaç fazlası su, ekmek ve giyecek gibi malzemelerin koordinasyon eksikliği nedeniyle başka illere gönderileceği yere yol kenarlarına atılmıştır.
- Hijyen ve sanitasyon eksikliği hala devam etmektedir. Özellikle tuvalet büyük bir sıkıntıdır. Halkın çadır alanına yakın bir yerde kendi imkânlarıyla yaptığı tuvaletler hastalığa davetiye çıkarmaktadır. Duş almak, el yüz yıkamak kış soğuğu da düşünüldüğünde problemi büyüten bir faktördür. Son günlerde özellikle enkaz alanında dolaşan fareler bir uyarı işareti olmalıdır.
- TTK, Eti Maden ve diğer gönüllü gelenler de depremzedelerle yan yana çadırlarda aynı koşullarda kalmaktadırlar. Enkaz kaldırma çalışmalarının uzun sürecek olması düşünüldüğünde temel ihtiyaçların giderilmesindeki zorluklar yıpratıcı olabilecektir. AFAD, Kızılay gibi kamu kurumlarının alandaki zaaflarını, yetersizliklerini kapatma görevi de gönüllü ekiplere kalmış vaziyettedir.
- Kırıkhan’da enkaz alanında farklı boyut ve tiplerde 13 adet iş makinesi bulunurken, aynı sırada Antakya’da pek çok yerde iş makinesi sıkıntısının olması da koordinasyonundaki eksikliği gösteren bir durum olarak not edilmelidir.
OSMANİYE
- İlde en az 221 binanın yıkıldığı, onlarcasının hasarlı olduğu tespit edilmiştir.
- Karayollarında oluşan hasar nedeniyle bağlı ilçelerinde trafikte saatleri bulan tıkanmalar yaşanmıştır.
- Diğer illere, ilçelere oranla elektrik ve su daha erken verilmiştir.
- İlçede dün itibariyle 970 kişinin yaşamını yitirdiği ifade edilse de bu sayının an be an arttığı da bir gerçektir.
ADIYAMAN
- Adıyaman’da birçok yıkıntıda arama kurtarma çalışmaları enkaz kaldırma çalışmalarına dönüşmüş durumdadır.
- Binalar dışarıdan sağlam görünmesine rağmen yüzde 90’ı hasar görmüş. Yaklaşık yüzde 30 yıkım olmuş. Enkaz çalışmaları ilk gün halk ve gönüllüler tarafından yapılmış. AFAD ikinci ve üçüncü gün arama-kurtarma çalışmalarına başlamıştır.
- AFAD iki gündür çadır ve soba dağıtımına başlamış, ancak kendi çadırı olanlara soba sağlamamaktadır. Depremden üç dört gün sonra Eğriçay Parkı denilen bir yere AFAD 1500 kişilik çadır kurmuş. Organize sanayide 1000 kişi kalmaktadır.
- Arama kurtarma çalışmaların yürütüldüğü yerlerin yakınlarında çadır kurulmamış olması yakınları enkaz altında olan vatandaşlarca tepki ile karşılanmaktadır.
- Birçok insan kendi imkânlarıyla kurduğu naylonlarla kapattığı derme çatma baraka türü yerlerde kalmaktadır.
- Birçok köye hiç bir şekilde kurtarma ekibi veya yardımın gitmediği bilgisi mevcuttur.
- Yardımların indirilmesi, tasnif edilmesi ve dağıtılması konusunda ciddi zorluklar yaşanmaktadır. Yardımların depolanmasında da ciddi sorunlar var.
- Tüm ilde depremin yaşandığı günden beri elektrik ve su yok. Kent merkezinin çok az bölgesinde elektrik var.
- Dağıtımlar sistematik değil. Kalan eşyalar ıslak bir şekilde yol kenarlarında duruyor. Her sokak kenarında çöp yığınları var. Hastane içinde dahi tıbbi atıklar toplanamıyor. Depremin ilk anında kanalizasyon tıkanmış. Tuvalet neredeyse hiçbir yerde yok. Toplu yaşam alanında olan az sayıdaki tuvaletler de sık sık tıkanıyor.
- 400 Yataklı Eğitim Araştırma Hastanesi bilinen tek sağlık hizmeti veren hastane, şuan acil ve belirli bölümlerde servis hizmeti veriyor, poliklinik hizmetleri verilmiyor. Kadın doğum hastanesi ağır hasarlı ve tahliye edildi. Hastanenin otopark alanına sahra hastanesi kuruldu, hasta alınmaya başlanmış. Ayrıca kentte başka bir sahra hastanesi kurulmuş sadece iki çadır bulunuyor.
- Acil ameliyatlar yapılıyor, sonrasında takip edilmesi gerekilen ameliyatlar sevk ediliyor. Hasta sevkleri daha çok Urfa, Antep, Diyarbakır ve Vana yapılıyor. Aşı takip sistemine ulaşılamadığı için aşılama yapılamıyor.
- Gönüllü sağlık çalışanlarının yemek, tuvalet ve barınma sorunları var. Çalışma saatlerinin değişimi ile ilgili bir düzenleme yok. Görevlendirme süresi bitenler kendi imkânları ile geri dönüyorlar.
- Cemevinde yaklaşık 200 gönüllü kişi kalıyor. Karapınar Cemevi merkezli gönüllü sağlık çalışanları ve öğrenciler tarafından köylere mobil sağlık hizmetleri sunuluyor.
GÖLBAŞI
- Gölbaşı ilçesinde ciddi bir hasar var. Anayol ve mahalle aralarındaki yolların çoğu kullanılmaz hale gelmiş. 240 civarında göçük yapı olduğu tahmin edilmektedir.
- Arama- kurtarma çalışmaları görünür yerler de sınırlı sayıda ekipman ile devam etmektedir.
- Köylerde ve bazı mahallerde insanlar kendi imkânları ile arama-kurtarma faaliyetlerini sürdürmektedir.
- Yardımlar çok düzensiz bir şekilde dağıtıldığından bazı yerlerde ihtiyaç fazlası bulunmaktayken, bazı yerlerde, özellikle de köylerde birçok ihtiyaç hala karşılanmış değildir.
- Burada da çadır, ısınma, iç çamaşır, çorap, çocuk gıda maddesi ve çocuk bezi gibi ihtiyaçlar bulunmaktadır.
- Yardımlarda en büyük sorun karışık olması. Ayrıştırma ciddi zaman alıyor ve insana ihtiyaç var. Yardımların sağlıklı ulaştırılması için ayrı paketlerde ve üzeri yazılı gönderilmesi gerekiyor.
BESNİ
- Arama, kurtarma çalışmaları devam etmektedir. Son bir-iki güne kadar da halk kendi imkânlarıyla bu çalışmaları yapmak zorunda kalmıştır.
- 10 Şubat itibariyle 300’ün üzerinde can kaybı olduğu ifade edilmiştir.
- Köylerde hasar ve can kaybı çok fazladır.
- Çadırlar iki gün öncesinden kurulmaya başlandı. Ancak sayıları oldukça yetersiz olup ciddi ısınma sorunu vardır.
- Gıda ve giyim konusunda şu anda ihtiyaç fazlası olduğu ifade edilmiştir.
ANTEP
- Merkezde yıkılmış bina sayısı diğer illere oranla daha azdır. Özellikle imarlı bölgelerde bazı yüksek binaların imara aykırı olarak kolon kesmelerin binalarda ağır hasara yol açtığı gözlenmiştir.
- Depremin ilk anından son 3 güne kadar şehirde elektrik, su, doğalgaz kesilmiştir.
- Hasar tespit çalışmaları hala devam ettiğinden hasarlı binalara girilememekte, şehri terk etmeyenler araçlarda ya da kendi olanaklarıyla kurdukları çadırlarda, köyler yaşam mücadelesi vermektedirler.
İSLAHİYE-NURDAĞI
- Yıkılmış bina sayısı çok fazla. Genel itibari ile ve şu ana kadar iki ilçede de enkazların yüzde 10’unda dahi çalışma olmadığını söylemek mümkündür.
- İslahiye’de gıda dağıtımda kısmen bir sistem olsa da yardımların dağıtımında koordinasyon sorunları mevcuttur.
- Barınma ve kronik hastaların ilaçlarında büyük problem var.
- Yer yer çadır dağıtımında ayrımcılık yapıldığı belirtilmektedir.
URFA
- Az sayıda çadır kurulmuş. Sendika binaları kullanılamaz durumda olduğu için baro binasında yardımlar toplanmaya başlamış. Her kurum kendi içinde bağış oluşturup daha sonra birleştiriliyor.
- 21 yıkılan 4 bin civarı hasarlı bina olduğu söylenmektedir. Şu ana kadar 170 kişi hayatını kaybetmiş.
- Evde kalan insan sayısı az. İnsanlar çadırda, yakın köylerde, bağ evlerinde kalıyorlar. Barolar birliğinde birçok depremzede kalıyor. Çorba vs. sağlanıyor.
BİRECİK
- Bir binada 47 kişi göçük altında kalmış. Restore edilen kale çökmüş. Evlere girilmiyor.
- Başka göçükler de bulunmaktadır.
- Birkaç gün önce çadır kurulmuş.
- Belediye ve kaymakamlığın bir çalışması yok. AFAD ve KIZILAY’ın sahada olmadığı ifade edilmektedir.
DİYARBAKIR
- 10’a yakın binanın yıkıldığı, çok sayıda binanın ise hasar gördüğü ifade edilmektedir. Yıkılan bina sayısı az gibi görünse de geç müdahaleden kaynaklı olarak ölüm sayılarının fazla oluşu dikkat çekmektedir. Diğer illere oranla daha az yıkım olsa da burada da ilk günlerde ne AFAD ne de devletin diğer kurumları ortalıkta görülmemiştir.
- Şu ana kadar çok büyük oranda halk kendi öz gücü ve dayanışma ağlarıyla arama kurtarma çalışmaları yürütmüş, ihtiyaçlarını gidermeye çalışmıştır.
- İlk günlerde burada da halk binalara girememiş, araçlarda, parklarda, çadırdan barakalarda artçıların azalmasını beklemiştir.
Gönüllü olarak deprem bölgesine giden sağlık emekçilerinden alınan bilgiler ise şu şekilde:
- Arama-kurtarma çalışmalarının çok geç başladığı ve hala ciddi aksaklıkların olduğu,
- Sağlık hizmetleri, arama hizmetleri, ihtiyaç desteklerinde bölgesel eşitsizlikler olduğu, örneğin Samandağ Devlet Hastanesi’nde neredeyse hiç tıbbi malzeme olmadığı,
- Sahra hastanelerinin henüz ya kurulamadığı ya da tam kapasite faaliyete başlamadığı,
- Sağlık çalışanı görevlendirmesi yapıldığı ancak efektif bir çalışma ortamının organizasyon/idare sorunu nedeniyle oluşturulamadığı,
- Gönderilen sağlık emekçilerinin çoğu yerde organizasyonsuzluk nedeniyle çalışamadığı,
- Özellikle Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde hasarlı binada çalışıldığı, diğer illerdeki hastanelerin güvenirliği konusunda sağlık emekçilerinin kaygıları olduğu,
- Çevre illere yönlendirilen hastaların tedavisini sürdüren illerde tükenme başladığı ve bu illere yönelik de görevlendirmelerin başlaması gerektiği,
- Sağlık çalışanlarına barınma, beslenme, dinlenme, ısınma gibi imkânların sağlanmadığı tespit edilmiştir.