Altı yaşındaki çocuğa cinsel istismarla ilgili konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Asıl fail kim? Asıl fail devleti dumura uğratan anlayış ya da yönetim. Açık ifade etmek gerekirse saray” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün CHP Genel Merkezi’nde; gazetelerin Ankara temsilcilerinin sorularını yanıtları. Gazete İkinci Yüzyıl’ın haberine göre Kılıçdaroğlu, İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızının 6 yaşındayken ‘evlendirilmesi’ ve sistematik cinsel şiddete maruz bırakılmasına ilişkin şunları ifade etti:
Organize bir kötülükle karşı karşıyayız. İşin bir ucunda yargı var, bir ucunda siyaset var. Siyaset yargıya müdahale ediyor. Siyaset, polise müdahale ediyor. Siyaset, savcıya müdahale ediyor. ‘Karışmayın’ diye. Altı yaşındaki bir çocuğa yönelik, organize bir kötülük. Organize kötülükten, Türkiye’yi çekip çıkarmamız lazım.
‘Asıl fail devleti dumura uğratan anlayış’
Asıl fail kim? Asıl fail, devleti dumura uğratan anlayış ya da yönetim. Açık ifade etmek gerekirse saray. Başka kim olabilir? Savcı, daha önce yapılan şikâyette dosyayı kapatıyor. Artı, daha önce dosyayı kapatan hâkim. Ne oldu, hiçbir şey olmadı. Yakında o savcı da o hâkim de birisi Yargıtay üyesi, birisi Anayasa Mahkemesi üyesi olursa hiç şaşırmayın. Olayı, altı yaşında bir çocuğa yönelik organize kötülük çerçevesinde ele alıp değerlendirmemiz lazım. Olayın bir ucunda siyaset var; güçlü, devleti dumura uğratıyor ve devletin nefes almasını engelliyor.
‘En ağır şekilde cezalandırılmalı’
Böyle bir olayın en ağır bir şekilde cezalandırılması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Savcı tutuklama istiyor, tutuklama yapmıyor adam. Altı yaşındaki çocuğa tecavüz eden bir kişiye karşı devlet seyirci kalıyor, olmaz. Devlet seyirci kalamaz. Burada şu anda, devleti seyirci kalan noktaya taşıdılar. Bizim isyanımız buna. Kim yaparsa; bunu kalkıp belli bir çerçeve içinde, dar bir çerçeve içinde ele almak doğru değil. Kim yaparsa böyle bir olayı en ağır şekilde cezalandırılmalı, bu kadar açık” dedi. Kılıçdaroğlu, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
‘Adalet Bakanlığı’na gitmeseydik, Erdoğan konuşmayacaktı’
Şu anda, bir organize kötülüğe karşılık, ciddi bir sessizlik var. Çıkıp Adalet Bakanlığı’na gitmeseydik, Erdoğan konuşmayacaktı. Niye konuşmuyor? Ya bu altı yaşındaki çocuğun günahını nasıl omuzlarında taşıyabiliyorlar?
Organize kötülüğün içinde olan hiç kimsenin oyuna ihtiyacımız yok. Bu kadar açık, bu kadar net. Altı yaşındaki bir çocuğa tecavüz edildi, ben buna karşı çıkmayayım, buradan oy gelecek… Öyle bir oyu da istemiyoruz. Bizim için o oyun değeri hiç yoktur.
Devleti nefes alamaz noktaya getirdiler. Devletin bürokrasisini çalıştırmıyorlar. Her şey belli. Failler belli, suç meydanda. Mağdur belli. Adaleti sağlayacak kişi ortada yok. Devlet dediğiniz kurum ilk kez, altı yaşında bir çocuğun mağduriyeti konusunda acze düşmüş durumda.
‘Asgari ücretin 10 bin 128 lira olmasını istiyoruz’
Devam eden asgari ücret görüşmeleri ilgili değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu, “Biz, asgari ücretin vergiye tabi tutulmasını doğru bulmuyoruz. Biz; var olan ücretin önümüzdeki süreç içinde 10 bin 128 TL olmasını istiyoruz… TÜRK-İŞ’in bu konuda, açlık sınırını ölçü alarak açıklamasını doğru bulmuyorum. Ne demek? Açlık sınırı ölçü mü alınır, Allah aşkına. Bir hesaplama yapılacaksa; enflasyon rakamları ile büyüme rakamları alınır” diye konuştu.
Altılı masanın 26 Aralık’ta toplanacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adayı belirleme konusunda önce hükümet programının ortaya çıkması gerektiğini ifade etti.
Anayasa değişikliği teklifi
Kılıçdaroğlu, başörtüsü düzenlemesini de içeren Anayasa değişikliği teklifi ve referandum olasılığı ile ilgili ise şunları söyledi:
Bu anayasa değişikliğinin anayasa hukuku hocaları tarafından değerlendirilmesi lazım. Ama sonuçta, Türkiye’de eğer böyle bir sorun varsa, sorunun tümüyle çözülmesi gerektiğine inanan birisiyim.
Anayasa değişikliği konusunda anayasa hocalarından görüş alacağız. Bir bakacağız. Ondan sonra oturup karar vereceğiz. Büyük bir olasılıkla önümüzdeki süreçte, altılı masada da konuşulabilir. Oturur konuşuruz. Ona göre bir karar veririz, birlikte.