Kılıçdaroğlu’nun “Alevi” notuyla paylaştığı videoya dair HDP’li Kemal Bülbül, tüm ülkenin Kerbela’ya dönüştüğünü belirterek, “Türkiye’de ırkçılığın, tekçiliğin, inkarcılığın sonunu getirecek olan başlangıçlar olsun bu video” dedi. DAD Ankara Şube Başkanı Mustafa Karabudak ise, Alevilerin yıllardır baskıya maruz kaldığını vurguladı ve “Bizim temel talebimiz yüzleşme ve eşit yurttaşlık” ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 19 Nisan akşamı sosyal medyadan “Alevi” notuyla bir video paylaştı.
Kılıçdaroğlu’nun adaylığının kesinleşmeden önce, “Alevi” kimliğinden ötürü toplumun farklı kesimlerinden oy alamayacağı iddia edilmiş ve bu konu tartışma yaratmıştı. Kılıçdaroğlu’nun, bu konuya da yer verdiği video kamuoyunda oldukça ilgi gördü. Milyonlarca kez izlendi, birçok destek mesajı aldı.
Kılıçdaroğlu, ilk oyunu verecek gençlere hitaben, “Ben Aleviyim” diye sözlerine başladığı videoda şunları ifade etti:
İlk oyunu verecek sevgili evlatlarım ben Aleviyim. Hak Muhammed Ali inancıyla yetişmiş samimi bir Müslümanım. Allah’ın verdiği bir canım var, harama el uzatmam. Atatürk’ün bize armağan ettiği bu ülkede yoksul bir evde doğdum. Cumhuriyetin bize verdiği fırsatlar sayesinde okudum. Kimliklerimiz bizi biz yapan varlığımızdır. Elbette onurla sahip çıkmamız gerekir. Onları seçemeyiz onlarla doğar büyür yaşarız. Ancak seçebileceğimiz şeyler var. Adil, erdemli olmayı seçebiliriz. Daha zengin bir ülkede yaşamayı seçebiliriz.
Artık kimlikleri konuşmayacağız. Artık başarıları konuşacağız. Bu değişim seferimize katılacak mısın? Bu değişimle birlikte benimle birlikte duracak mısın? Alevi olmaz diyen sisteme, doğru olan dürüst olan ahlaklı olan olur diyecek misin? Son bir el verecek misin? Gelin gençler bu eşiği birlikte aşalım. Tek bir oyu bile ziyan etmeyeceğinize inanıyorum. Sizleri gözlerinizden öpüyorum.”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Alevi” videosunu, 27. dönem HDP Antalya milletvekili Kemal Bülbül ve Demokratik Alevi Derneği (DAD) Ankara Şube Eş Başkanı Mustafa Karabudak, Gazete Karınca’ya değerlendirdi.
‘Literatürü, lügati, belagati, hakikati çoğaltmak lazım’
Bülbül, ‘ırkçılığın, tekçiliğin, inkarcılığın sonunu getirecek olan başlangıçlar’ diye tanımladığı videoya dair şu değerlendirmelerde bulundu:
Sayın Kılıçdaroğlu’nun kimliğini kamuoyu önünde böyle bir video ile paylaşmış ve kimliği üzerinden eşitlik, adalet çağrısı yapmış olması oldukça değerli bir şey. Herkesin kendi kimliğine sahip çıkması ama herkesin kendi kimliği ve diğer kimliklere sahip insanlarla ortak, eşit, adil bir yaşamı savunması, saygı duyması, başkasının aklı ile değil, devletin ve ırkçılığın aklı ile hiç değil kendi aklı ile görerek, anlayarak yaşaması olmalı 21’inci yüzyılda gelinen seviye. Bu sebeple, Türkiye’de ırkçılığın, tekçiliğin, inkarcılığın sonunu getirecek olan başlangıçlar olsun bu video diyorum. Ama şunu da unutmamak gerek, “72 millete aynı nazarla bakmayan 40 yıl müderris olsa hakikate asidir” diyor Hünkar Hacı Bektaş Veli. Bu anlamda Sayın Kılıçdaroğlu’nun o konuşmaya Hacı Bektaş’ın bu sözünü de eklemesini beklerdim ben.
Bizim yolumuzun şeriat, tarikat, marifet, sırrı hakikat diye dört aşaması var. Hacı Bektaş’ın söylediği dörtlük sırrı hakikati gösteren bir aşama. Oradaki aşamalardan biri. Bizim yolumuzda herhangi bir cinsiyete, varlığa, bir insan grubuna; herhangi bir etnik, inançsal kimliğe hor bakmak, onu inkar etmek, reddetmek yol düşkünlüğü sebebidir. Siyaset Türkiye’de yol düşkünü olmuştur. Siyaseti yol düşkünlüğünden kurtaracak olan bu tür erdemli yaklaşımlardır. Dolayısıyla literatürü, lügati, belagati, hakikati çoğaltmak lazım.
‘Türkiye tümden Kerbela’ya dönmüştür’
Sözlerine Kılıçdaroğlu’na hitaben “Sadece siyaset yetmeyecek Sayın Kılıçdaroğlu, hakikati de çoğaltmak lazım” diye devam eden Bülbül, şunları dedi:
Düzgün Baba’dan, Munzur Baba’dan Hünkar Hacı Bektaş Veli’den, Yunus Emre’den, Baba Tahir’den, Hallac Mansur’dan, Seyit Rıza’dan, Nesimi’den kıssalar söylemek lazım. Bir Dersimli olan Sayın Kılıçdaroğlu, şunu iyi bilir; Seyit Rıza şöyle diyordu: Ben bu yoldan dönersem Kerbela benden davacı olsun.
Biz, Yezid soylu siyaset karşısında döneklik yapar, cesaretsizlik gösterip sapma gösterirsek Kerbela bizden davacı olur. Bugünün Kerbelası; yoksulluktur, açlıktır, kadınlara yapılanlardır, Ali İsmail Korkmazları Berkin Elvanları katletmektir, çocukların yurtlarda yanmasıdır. Türkiye tümden Kerbela’ya dönmüştür. Hüseyini, Zeynebi bir duruş lazım. Türkiye’deki bütün kimlikler; Türkü, Kürdü, Arabı, Çerkezi, Alevisi, Ermenisi, kadını, erkeği, farklı cinsel kimliği olanı Türkiye’yi Kerbela olmaktan kurtarmak için özveriyle, dayanışarak hakikati anlatarak Hüseyini ve Zeynebi duruşla ilerleyerek ve herkesle kucaklaşarak bir demokrasi yürüyüşü gerçekleştirmeli.
‘Şahı Merdan Ali’nin yolunda kolaylıklar diliyorum’
“Önümüzde sadece bir seçim değil, seçimi aşan bir süreç var” diyen Bülbül, şöyle devam etti:
Bu sebeple Kılıçdaroğlu, burada doğru bir tutum sergilemiştir ama bu tutuma Hünkar Hacı Bektaş’ın söylediğim sözünü de ekleyerek yolun, erkanın; eşitlik, adalet ve tevazuda olduğunu belirtmeliydi. Şahı Merdan Ali, devletin dinin adalet olduğunu söylüyordu. Adalet olmayan yerde inanç da olmaz, iman da olmaz Müslümanlık da olmaz, başka inanç da olmaz. Dolayısıyla devletin dinini inanç yapmak için Şahı Merdan Ali’nin yolunda kolaylıklar diliyorum, tutumuna saygılar sunuyorum.
‘Ötekisi olmayan bir toplum dili kurulmalı’
DAD Ankara Şube Başkanı Karabudak, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yayınladığı videoyu değerli ve anlamlı bulduklarını ifade ederek, “Yüz yıllık cumhuriyet tarihinde Aleviler devletin üst düzey kademelerinde bulunmadı. Alevi’den cumhurbaşkanı olmaz, başbakan olmaz gibi bir algı oluştu” dedi.
Karabudak, sözlerini şöyle sürdürdü:
Yıllardır zulmün sürdüğü, katliamların olduğu bu topraklarda Alevilerin artık nefes alması lazım. Ülkede, Alevilerin 20-25 milyonluk bir nüfusa sahip olduğu söyleniyor. Bu rakamlar doğruysa eğer bu toprakların dörtte biri Alevi inancına sahip yurttaşlardan oluşmaktadır. Ve onların da seçme, seçilme, yürütme hakkı vardır. Ama ceberrut iktidarlar özellikle de son 20 yılda öyle kötü bir hale getirdiler ki insanlar kendi kimliğini, dilini, inancını inkar etmeye zorlandı. Dönem dönem Kemal Kılıçdaroğlu bile buna zorlandı bu sebeple de bu açıklamayı değerli buluyoruz. Ama bizim aleviler olarak umudumuz bu asimilasyon, reddetme politikalarının bir an önce bitmesi. Çünkü, biz Aleviler inancı barış, dili barış olan yurttaşlarız. 2’inci yüz yılına girdiğimiz cumhuriyet tarihinde artık devletin dili de barış dili olmalı. Ötekisi olmayan bir toplumsal dil kurulmalı.
‘Talebimiz yüzleşme ve eşit yurttaşlık’
Karabulut, ülkenin en temel ihtiyacının demokratik bir anayasa olduğunu vurgulayarak, “Alevilerin talepleri; eşit yurttaşlık ve demokratik bir anayasadır. Demokratik anayasanın da gereği vatandaşlarını korumak, kollamak ve inancına hizmet etmektir” dedi.
Karabudak, sözlerini şöyle sonlandırdı:
Kılıçdaroğlu’nun dün yayınladığı anlamlı ve değerli videodan sonra bizim temel talebimiz yüzleşme ve eşit yurttaşlık. Daha önce de defalarca helalleşmek doğrudur ama yüzleşme olmadan helalleşme olmaz dedik. Bu yüzleşme gerçekleştikten sonra Alevilere dair söylenen her şeyi değerlendirebiliriz. Çünkü, söylemek hep kolay olmuştur bir şeyleri ama pratik önemlidir. Bu sebeple sözlerin ne kadar doğru olduğunu bize süreç gösterecektir. Gündem olan konuşmanın da toplumdaki karşılığını bu süreçte göreceğiz.
”Aleviyim’, demesi Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından devrim niteliğinde’
Kılıçdaroğlu’nun özellikle de Alevi toplumunda heyecan yaratan videosuna, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) Eşit Başkanı Hüseyin Mat ise sosyal medya hesabından yayınladığı mesajla teşekkür etti.
Mat, mesajında şu ifadeleri kullandı:
Teşekkürler Sayın Kılıçdaroğlu… Yıllarca saklı kalan, yıllarca inkar edilen, yıllarca asimilasyona uğrayan, yıllarca katliamlara maruz kalan bir inancın temsilcileri olarak verdiğimiz hak mücadelesinde ne kadar doğru yaptığımızı bir kez daha gördük. Anne/babaların yıllarca çocuklarına mahallede, okulda, iş yerinde ‘aman sakın Alevi olduğunu söyleme’ dedikleri bir süreçten, bugün Cumhurbaşkanı adayı olan birinin “Ben Aleviyim” dediği sürece gelinmesi sadece Aleviler açısından değil, Türkiye’nin demokratikleşmesi, daha önemlisi normalleşmesi açısından bir devrim niteliğini taşıyor ve tabuları yıkıyor. Alevi, Sünni -Türk, Kürt değil, önce insan olmak lazım… Ayrıca bunu söyletenlerin kötülüğünü de hep birlikte yeneceğiz. Aşk ile.
Teşekkürler Sayın Kılıçdaroğlu…
Yıllarca saklı kalan,
Yıllarca inkar edilen ,
Yıllarca asimilasyona uğrayan,
Yıllarca katlimalara maruz kalan bir inancın temsilcileri olarak verdiğimiz hak mücadelesinde ne kadar doğru yaptığımızı bir kez daha gördük.https://t.co/fdBU5pjNsG pic.twitter.com/DM3FKdSj7A— Hüseyin Mat (@HuseyinMat_) April 20, 2023