CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını veto eden İYİ Parti lideri Meral Akşener’in açıklamalarını değerlendiren Dr. Faruk Alpkaya, siyasi açıdan mantıklı bir hamle olmadığını söyledi ve Akşener’in başka bir pazarlık içinde olabileceğine dikkat çekti.
İYİ Parti Genel İdare Kurulu toplantısının ardından kameraların karşısına geçen Meral Akşener, “Geldiğimiz noktada İYİ Parti kıskaca alınmıştır” dedi, Altılı Masa’da beş partinin adayı olarak öne çıkan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismini veto etti. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a da seslenerek “Kritik kırılmanın eşiğinde millet sizi göreve çağırıyor” ifadelerini kullandı.
Barış bildirisi imzacılarından olan ve Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyeliği görevinden Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen Dr. Faruk Alpkaya, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in açıklamalarına dair Gazete Karınca’ya değerlendirmelerde bulundu.
‘Meral Akşener’in açıklaması siyasi açıdan mantıklı değil’
Meral Akşener’in son açıklamalarını siyasi açıdan mantıklı görmediğini belirten Alpkaya, “Akşener, ‘Ben bu adayı kabul etmiyorum. Benim adayım bu’ şeklinde bir çağrı yapabilirdi ama yapmıyor. Genel bir yorumla, birden fazla isme hitap ederek ’belediye başkanlarını göreve çağırıyorum’ diyor. Bu tutum bana, ortalığı karıştırmak ya da pazarlık yapmak için yapılmış bir hareket gibi geliyor” dedi.
‘Akşener, AKP ile baştan anlaşmış ya da pazarlık içinde olabilir’
Akşener’in, AKP ile baştan anlaşmış veya başka bir pazarlık içinde olabileceğine dikkat çeken Alpkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
Kendisi pazarlık yapmak istiyorsa da ‘Tek cumhurbaşkanı yardımcısı ben olmak istiyorum’ diyor olabilir. Bugüne kadar gelinmesi nedeniyle hem siyasi etik açısından hem de partisi ve kendi siyasi çıkarları açısından mantıklı bir hamle yaptığını söylemek zor görünüyor.
‘Kılıçdaroğlu’nu istememesinin pek çok sebebi var’
Akşener’in, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını kabul etmiyor olmasının siyasi alanda kendine rakip görmesi gibi pek çok nedeninin olabileceğini ifade eden Alpkaya, şu yorumlarda bulundu:
Aslında Kılıçdaroğlu merkez sağa yakın bir isim. Akşener de merkez sağa yerleşmek istediği için kendine rakip görüyor olabilir. Alevi olduğu için ya da her şeye rağmen solcu gördüğü için istemiyor olabilir. Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı altında kendi siyasal çıkarlarını gerçekleştiremeyeceğini düşünüyor da olabilir.
Seçimlere nasıl yansıyacak?
Sürecin nasıl ilerleyeceğini tahmin etmenin zor olduğunu belirten Alpkaya, Akşener’in çok bağlayıcı bir açıklamada bulunmadığını, ancak pazarlık yapmak istiyor görüntüsü çizdiğini vurguladı. Alpkaya, seçimlere dair ise şu değerlendirmeyi yaptı:
Emek ve Özgürlük İttifakı ile CHP’nin oylarını üst üste koyduğumuzda yüzde 35’e yakın oy çıkıyor, Millet İttifakı’nda yer alan diğer partilerin de oylarını katarsak yüzde 40’a yaklaşan bir oy oranı var. Bu koşullarda İYİ Parti aday çıkarsa bile ikinci tura kalacak bir seçimde, Millet İttifakı’nın adayı yani Kemal Kılıçdaroğlu, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın desteğiyle ikinci tura kalacak demektir.
İttifaktaki dağınıklık Erdoğan’ın işine yarayabilir mi?
Akşener’in hamlesinin AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın lehine bir biçimde yarayabileceğine değinen Alpkaya, sözlerini şöyle tamamladı:
Şöyle işine yarayabilir, ‘Karşı tarafta dağınıklık var. Ben hiç olmazsa açık ve netim’ diyebilir. Ancak Erdoğan da sonuçta siyasi sermayesini tüketmiş, etrafındaki küçük bir rant çevresi dışında vaat edeceği bir şey kalmamış ve işlevini yitirmiş birisi. Bu durumun işine yaraması sadece süreci uzatmak olabilir daha öteye gitmez.