Mersin’deki izlenimlere CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun miting konuşmasını dinleyerek başladım.
Kılıçdaroğlu, son mitinglerindeki sözlerini tekrar vurgulayıp durdu. Yerel sorunlara ilişkin dikkat çeken vaatleri şunlardı: Sanayi ve tarım üretimine ağırlık vermek, emekten yana bir tutum almak.
Alanda tahminen 70 ila 80 bin arası insan vardı. Oysa bir önceki mitinge 120 bin insan katılmıştı. Sebebini sordum. Aday milletvekillerinin profilinin düşük olması ve sıralamanın yanlış yapılması olduğu anlaşıldı. Bu yüzden alandaki kalabalığın yarısı kadarı CHP’liydi. Gerisini Millet İttifakı taraftarları oluşturuyordu.
Buna rağmen kitle çok coşkuluydu. Herkes değişim istiyordu. Mitinge katılan yaşlı kadınlara sordum: Kılıçdaroğlu ilk turda kazanır mı? 80 yaşındaki bir kadın “Fazlasıyla kazanır” dedi. Başörtülü genç kadınlarla konuştum; “Değişim için geldik, inşallah kazanır” şeklinde görüş belirttiler.
Aynı akşam söyleşimi dinlemeye gelen farklı kesimlerden kalburüstü grubun görüşlerini aldım. Onlara göre Kılıçdaroğlu son günlerde bir rüzgâr estiriyor. Ama bu rüzgâr dipten gelen dalganın yarattığı bir ortamdan ötürüdür. CHP, aynı oranda dinamik değil. Dolayısıyla CHP bir yana, Kılıçdaroğlu başka bir yana doğru yürüyor. CHP sahilde keyif yürüyüşü ritmindeki kadar gevşek ve rahat. Oysa Kılıçdaroğlu depara kalkmış koşuyor.
Bu gözlemi Adana için de tekrarlayabilirim. Adanalı CHP’lilerin bir kısmı da bu tespite katılıyor.
Mansur Yavaş’ın konuşma tarzı ve milliyetçi tutumları hem beğenilmedi hem de “Mersin gibi çok kültürlü yaşamın egemen olduğu bir şehre yakışmadı” görüşünü dile getirenler oldu.
İYİ Parti CHP’ye oranla daha nitelikli ve halk tarafından benimsenen milletvekili adayları koymuş listeye.
Şehirdeki başlıca partiler, üç milletvekili çıkarma yarışındalar. Buna İYİ Parti ve Yeşil Sol Parti de dahil. MHP giderek eriyor, muhtemelen bir aday çıkaracak.
Bu arada MHP kitle tabanında farklı eğilimler gelişiyor. Türkiye İşçi Partisi (TİP) sorumluları, Anamur ve Silifke gibi tutucu yerlerde bilhassa MHP çevresinde kendilerine yönelim olduğunu söylediler. Esasen CHP kırgınları ile milliyetçi görüşten olanlar TİP’e ilgi duyuyorlar.
CHP listelerinden tatmin olmayanların bir bölümü de Yeşil Sol Parti’ye oy vereceklerini söylüyor.
Bu arada Alevi kanaat önderlerinden birkaçı şöyle bir tespitte bulundular: “Kılıçdaroğlu tamam. Ama CHP anlayışı genelde ve yerelde biz Alevilerin sorunlarını çözecek herhangi bir girişimde bulunmadı. Bu konuda hem ürkek hem de ihmalkârlar.”
Oysa Yeşil Sol Parti, dokuz canlı bir yapı. Ne kadar baskı ve zulüm görse de tekrar dirilip dinamik ve atak hale gelebiliyor. Yeşil Sol Parti’nin bir adayıyla konuştum: Farklı bir seçim çalışması yapıyorlar. Mersin’deki tarım, narenciye ve nakliyat işçileriyle bağlantı kurmuşlar. İş kazası sonucu çok sayıda ölümler var. Ayrıca mahallelerde bilinen çalışma, tanıtım ve propaganda yöntemlerine ek olarak ev ziyaretleri ve bilhassa kadınlarla daha özgün görüşmeler yapıyorlar. Kadın hakları, eşit ücret, kadınların aktif siyasete katılımı gibi meseleleri de gündeme getiriyorlar. Partililer, iki milletvekili çıkarmanın garanti olduğunu, şimdi üç milletvekili çıkarmaya çalıştıklarını ifade ettiler.
HÜDA PAR’a ciddi oranda tepki var. Bilhassa kadınlar, eski cinayetleri hatırlatarak bu partiye karşı kesin bir tutum alıyor.
Adana’daki Yeşil Sol Partililer ise farklı bir açıdan tepkilerini yansıttılar. Onlara göre “HÜDA PAR Kürtleri savunuyormuş gibi gözükür. Halbuki iki büyük faşist partiyle (AKP ve MHP) iş tutuyor.” Bu nedenle eskiden AKP’ye oy veren Kürt seçmenler artık iktidar ve Erdoğan’a oy vermeyeceklermiş.
Kısacası AKP’nin HÜDA PAR ile ittifakı Mersin ve Adana’da kabul görmüyor.
Mersin’deki Sol Parti’den bazılarıyla kısa bir sohbetim oldu. Biri şehrin yerlisiydi. Gözlemi dikkatimi çekti: “Mersin’deki moral üstünlük ve sokak hakimiyeti muhalefetin lehine. Geçen seçimlerde de böyleydi. Değişiklik şu noktadadır: Önceki seçimlerde şehrin iş adamları ile sermayedarlar tarafsız ve suskun kalmaya bakarlardı. Halbuki şimdi bu kesimlerde iktidar aleyhine cızırtı ve eleştiriler başladı.”
Meseleye daha genel bakan bir yetkili ise şunları söyledi: “Bütün partiler dahil bu seçimlerde siyaset konuşulmuyor. Herkes günübirlik meselelerle iştigal ediyor. Oysa ülkedeki krizler derinlemesine siyaset konuşmakla çözülebilir. Biz aday-milletvekili çemberinden çıkarak tabanda siyaset yaparak kitleleri siyasileştirip örgütleyerek sorunları çözebiliriz.”
Adana’daki CHP aday listeleri de tabanı memnun etmemişe benziyor. Hala eleştiri ve serzenişler var. Ancak il yönetimi, bunu çözmenin yollarına eğilmiş vaziyette.
CHP’de eksik olan kadın-erkek eşitliği. Adana’da seçilebilir sırada sadece bir kadın var. Yurt çapında ise 25 kadın. Ayrıca CHP kitleler arasında bilhassa ev kadınları ile temas kurma konusuna yeni yeni el atıyor. Bunun bir nedeni de Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın sosyal yardım projeleri ile şehre gelmiş sığınmacılar ile depremzedelerin sorunlarına yoğunlaşmasıdır.
Bu şehirdeki CHP-kitle kopukluğu, özellikle seçim münasebetiyle şu şekilde giderilmeye çalışılıyor: Kılıçdaroğlu Gönüllüleri oluşturulmuş. Görünüşte CHP ile bir bağı yok ancak çoğu parti çevresinden. İl yönetimi, gevşeklik ve hantallığı aşabilmek için bu yöntemi uygulayınca olumlu sonuçlar almış. Keza emekli bir subayın girişimiyle CHP’li gençler de organize edilip harekete geçirilmiş. Örneğin muhafazakâr ve milliyetçilerin yoğun olduğu ilçe ve semtlerde ilgi ve kabul görmüşler.
CHP bu ilde 4 ile 6 milletvekili çıkarabilir. AKP 4 milletvekili. İYİ Parti’nin aday profili tartışmalıdır, 2 milletvekili alabilir.
Yeşil Sol Parti’de 2 garanti, şimdi üçüncüsünü çıkarma gayretindeler. Onların mahalle, aile, kahvehane ve kadınlar arasında çalışmaları da Mersin’deki gibi aktif ve faal görünüyor. Bu bakımdan bazı CHP’liler özellikle Yeşil Sol Parti’nin kadınlar arasındaki çalışmalarını gıpta ile izliyorlar. İleride böyle bir çalışma yöntemini inceleyip kendilerine yararlı olabilecek bölümlerini almayı düşünüyorlar.
CHP ile Yeşil Sol Parti arasında seçimlerin teknik yönleri (sandık müşahitleri ve benzeri) hususunda iyi bir dayanışma söz konusu. Bazen bu konularda da tecrübelerini birbirlerine aktarıyorlar.
Çünkü iktidara karşı muhalefet mevzisindeler.
Faik Bulut kimdir?
1980’lerden bu yana gazetecilik yapmaktadır. Çeşitli gazete ve dergilerde çalıştı. Ortadoğu’daki meseleler üzerine analizleriyle tanınıyor. Aynı konularda yazılmış 36 kitabı mevcut. Serbest gazeteci olarak köşe yazıları yazmaktadır.