Edirne’de Söğütlük Kent Ormanı’na yapılması planlanan ‘millet bahçesi’ projesine halk karşı çıkıyor. Söğütlük Doğal Kalsın Platformu bileşenlerinden TİP’in Edirne Ekoloji Çalışması Sorumlusu Serhat Bingöl, bu adımın “sadece betonlaşma değil, aynı zamanda Edirne halkının seküler yaşamına doğrudan bir müdahale” anlamına geldiğini söyledi ve ekledi: ‘Ormanımıza dokundurtmayacağız!’
Edirne’de, halk arasında ‘Söğütlük’ olarak bilinen İzzet Arseven Kent Ormanı’na Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ‘millet bahçesi’ yapılması planlanıyor.
İhalesi geçen ay yapılan, gelecek yıl da tamamlanması öngörülen projeye karşı, 16 Ekim Pazar günü sivil toplum örgütleri, meslek odaları, siyasi parti temsilcileri ve yurttaşların katılımıyla ‘insan zinciri’ oluşturuldu. Söğütlük Doğal Kalsın Platformu tarafından yapılan basın açıklamasında “Söğütlük’ün doğallığı bozulmasın” talebi öne çıktı.
Yaklaşık bir ay önce kurulan Söğütlük Doğal Kalsın Platformu bileşenlerinden Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) Edirne Ekoloji Çalışması Sorumlusu Serhat Bingöl ile yapılması planlanan ‘millet bahçesi’ne karşı olma sebeplerine dair konuştuk.
Söğütlük’ün yıllardır Edirne halkının aktif olarak kullandığı, birçok etkinliğe ev sahipliği yapan ve halkça çok sık gidilen doğal bir orman olduğunu vurgulayarak sözlerine başlayan Bingöl, söz konusu projenin ortaya çıkışına ilişkin şunları söyledi: “Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un Edirne gezisi sırasında dikkatini çekmiş ve millet bahçesi olması gerektiğine karar verilmiştir.”
Serhat Bingöl, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bunun üzerine Edirne Kent Konseyi öncülüğünde aralarında Edirne Barosu, Tabipler Odası ve daha birçok sivil toplum kuruluşuyla beraber Türkiye İşçi Partisi, Sol Parti gibi siyasi partilerin de içinde bulunduğu geniş bir platform kuruldu. Platformun ismini ‘Söğütlük Doğal Kalsın Platformu’ olarak kararlaştırdıktan sonra bir manifestoyla yerel gazetelere ilan verildi. Ardından kentin her yerinde bildiri çalışmaları ve afişlerle Edirne halkı bu doğa kıyımına karşı çıkmaya davet edildi. Beklenildiği gibi yüzlerce Edirneli ile beraber ilk eylemimizi başarıyla gerçekleştirdik.
‘Proje adı altında cami, kıraathane, beton yol yapılacak’
Söğütlük’ün doğal sit alanı olmasının yanı sıra Meriç Nehri’nin de taşkın alanı olduğunu söyleyen Bingöl, “Bununla beraber yine sit alanı ilan edilen ve projede bir bölümü araç park yeri olarak gösterilen Lozan Caddesi de Söğütlük’ün yanından geçmekte. Sit alanlarının korunması gerekirken proje adı altında cami, kıraathane, kütüphane, beton yol gibi yapılara açılması kabul edilemez” dedi.
Bingöl ayrıca “Söz konusu projede ormanın ortasından asfalt bisiklet yolu geçmesi ve mescit adı altında minareli kocaman bir cami yapılıyor olması dikkatimi çeken başlıklar oldu” diye konuştu.
‘Seküler yaşama doğrudan bir müdahale’
“Yıllardır Edirne halkının yüzlerce etkinliğine ev sahipliği yapmış, halkın nefes alma alanı olan Söğütlük Kent Ormanı, Edirne’nin tarihi, kültürü ve kent belleğinin önemli bir unsurudur” diye devam eden Bingöl, söz konusu proje için Edirne halkına danışılmadığını vurguladı.
Bu proje tabii ki de halka danışılmadı. Danışılacağı takdirde halkın buna izin vermeyeceği aşikardı. Söğütlük Kent Ormanı, Edirne halkının özellikle ailesi, arkadaşları ile gidip özgürce alkol tüketebilecekleri ve etkinlik yapabilecekleri bir alan. Söğütlük’e yönelik bu çalışma sadece betonlaşma değil, aynı zamanda Edirne halkının seküler yaşamına doğrudan bir müdahale anlamına geliyor. Tüm halkın kullandığı doğal bir ormanken, sadece AKP yandaşlarına hizmet veren bir alana dönüştürmek istenmekte.
‘Ormanımıza dokundurtmayacağız’
Söğütlük Kent Ormanı’nın yıllarca Edirne halkının etkinliklerine ev sahipliği yaptığını halkın doğayla bütünleştiği bir alan olmasıyla beraber kentin önemli bir tarihi belleği olduğunun altını çizen Serhat Bingöl, “Ormanımıza koşullar ne olursa olsun dokundurtmayacağız ve her koşulda doğa düşmanlarıyla mücadele etmeye devam edeceğiz” diyerek sözlerini noktaladı.