İktidarın savaş politikalarını her seçim dönemi yükselttiğini hatırlatan HDP Eş Genel Başkanı Sancar, bu uygulamaların seçim sürecini kendi lehlerine düzenleme girişimi olduğunu söyledi. Sancar, “Halkı ayrıştırarak her gün derinleşen açlığı unutturacaklarını hesaplıyorlar” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin Meclis Grup Toplantısı’nda, Kuzey ve Doğu Suriye ile Federe Irak Kürdistan Bölgesi’ne düzenlenen askeri operasyonları değerlendirdi.
“Türkiye’nin önünde iki ana gündem var, biri halkın gündemi. Yoksulluk, zulüm, açlık, işsizlik. İktidarın gündemi ise halkın gerçek gündemini bastırmaya yönelik politikalardır. Bu politikaların başında ise savaş gelmektedir. Halk geçim ve yaşam derdinde, AKP ve MHP iktidarıysa kendi bekası için savaş peşinde” diyen Sancar, şöyle devam etti:
Biz savaş politikalarına karşı çıkıyoruz, çok açık ve net. Kürt sorununda güvenlikçi anlayışa ve savaş operasyonlarına karşı çıkıyoruz. Ancak savaşçı ve güvenlikçi anlayış sadece Kürtlere yönelik bir saldırı olarak anlaşılmamalıdır.
Bugün Kuzeydoğu Suriye’ye başlatılan operasyonların iki temel hedefi var, stratejik hedef, Kürtleri statüsüz bırakmak, bu iktidar da kendisinden önce gelen iktidarların yaptığı gibi devlet zihniyetini Kürtlere karşı klasik devlet aklını sürdürüyor. Kürtler nereden bir kazanım elde ederlerse kendilerine karşı bir beka sorunu olduğunu topluma kabul ettirmeye çalışıyor. Bu operasyonların temelinde yatan anlayış Kürt düşmanlığıdır.
İktidar savaş politikalarını her seçim dönemi yükselttiğini belirten Sancar, bu politikaların seçim sürecini kendi lehlerine düzenleme planlarının en önemli parçası olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
Halkı ayrıştıracaklar, her gün derinleşen açlığı unutturacaklar diye bir hesapları var. Maalesef bunda tamamen başarısız olduklarını söylemek de kolay değil. İstedikleri sonuçların bir kısmını da elde ediyorlar. Kısacası bu yolla hem toplumsal mücadeleleri bastırmayı, hem sömürüye talana karşı sesleri kısmayı hedefliyorlar.
‘iktidar ile toplum kesin bir ayrışma içinde’
Savaş politikalarının bütün toplumsal alanları şiddete boğan bir iklimin de yaratıcısı olduğunu söyleyen Sancar, geçen hafta yaşanan hayvanlara karşı şiddetin de bundan ayrı tutulamayacağını belirtti. Sancar, şöyle devam etti:
Öyle bir zihniyet ki bütün canlıları şiddetle bastırabileceğini düşünüyor. Bu zihniyet hayvan haklarına saldırının da temelinde yatıyor. Bir şiddet toplumu yarattı bu iktidar. Bu kültür yönetme biçimi olarak uygulanıyor. İktidarla toplumun keskin bir ayrım içinde olduğu süreci yaşıyoruz. Sürekli vurguladığımız hakikati tekrar edelim: AKP-MHP ittifakı talan, sömürü ve rant iktidarıdır. Böyle olduğu için de bir kan, yalan ve savaş iktidarıdır.
‘Kadınlar ülkenin her yanından haykırdı’
25 Kasım’a ve kadın mücadelesine işaret eden Sancar, “Türkiye’nin her yerinde 10 binlerce kadın erkek şiddetine karşı, ülkenin her yerinde haykırdılar. Özgürlüğümüz için susmuyoruz, erkek devlet şiddetine itaat etmiyoruz. Kadınların talebi belli, özgür, eşit, şiddetsiz bir yaşam talep ediyor kadınlar. Peki iktidar ne yapıyor? Kadınların düzenlediği bütün yürüyüşleri engelliyor. Ankara’da Şebnem Korur Fincancı hocanın portresini alana almadılar çünkü Kürtçe’ye de tahammülleri yok. Bakın cezaevinden gönderdiği mesajda Şebnem hoca ne diyor: Biz kadınlar, evde sokakta iş yerinde hücrede, kadınlar için özgürlüğümüz için mücadeleye devam edeceğiz” dedi.