Yeşil Sol Parti’nin Urfa’daki mitinginde konuşan HDP Eşgenel Başkanı Mithat Sancar, Erdoğan Urfa’yı kaybederse Türkiye’yi de kaybedecek. Onlara Urfa’yı kaybettireceğiz” dedi.
14 Mayıs’a sadece 6 gün kalmışken siyasi partiler çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Yeşiller Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) de seçim çalışmaları kapsamında Urfa ve Hatay’da miting gerçekleştirdi.
Urfa’daki mitingde Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Genel Başkanı Bayram Bozyel, İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kaya, Kürdistan Komünist Partisi (KKP) Parti Meclisi (PM) üyesi Kazım Hevi Jiyan yer aldı.
‘Halkımız Nemrut iktidarını göndermeye hazır’
On binlerce kişinin katıldığı mitingde konuşan HDP Eşgenel Başkanı Mithat Sancar Kürtçe, Arapça ve Türkçe yaptığı selamlamada “Urfa. Nemrut’un zulmüne karşı İbrahim’in direnişinin diyarının değerli insanları, merhaba sizlere!” dedi.
Katıldığı mitinglerde büyük bir coşkunun olduğunu aktaran Sancar “Halkımız 14 Mayıs’a hazır. Halkımız Nemrut iktidarını göndermeye hazır. Bu iktidar, AKP-MHP zihniyeti Nemrut’un mirasını almış, halka zulüm ve zorbalık uyguluyor ama Nemrut’un da bir İbrahim’i var. Her zaman Nemrut’un karşısına bir İbrahim çıkar. O İbrahim işte sizsiniz, halklardır.” diye konuştu.
‘Harran Ovasını yemyeşil yapmaya geliyoruz’
İktidarın tarım politikaları nedeniyle Urfa’da insanların mevsimlik işçiliğe mecbur bırakıldığını söyleyen Sancar sözlerini şöyle devam ettirdi:
“Biz herkes doğduğu yerde doysun diye geliyoruz. Harran Ovasını yemyeşil yapmaya geliyoruz, Yeşil Sol ile geliyoruz. Urfa İbrahim’in diyarıdır, adaletsizliğe karşı direnişin diyarıdır. Urfa Emine Ananın adalet çığlığının bütün ülkeye yayıldığı bir diyardır. Emine Ananın adalet çığlığının Türkiye’deki mağdurlara adalet getirmesi için sizlerden desteğinizi en yüksek noktaya çıkarmanızı istiyoruz. Evet, adaletsizlik ile adalet yarışacak bu şehirde.”
’14 Mayıs’ta direnişi inşa ile buluşturacağız’
Biliyoruz ki Erdoğan Urfa’yı kaybederse iktidarı da kaybedecek. Urfa, adalet mücadelesiyle bu zalim düzeni değiştirecek. Urfa’da adalet arayan, adaletsizliğe karşı mücadeleyi kararlılıkla sürdüren Suruç aileleri var. Suruç’ta vahşi IŞİD zihniyetinin hunharca katlettiği 33 canımız için adalet arayan şehrimizdir Urfa. Suruç’taki o vahşetin hesabını bu adalet mücadelesiyle mutlaka soracağız, mutlaka! Suruç’ta katledilen 33 canın düşlerini ve hayallerini gerçekleştirmeye geliyoruz. 33 düş yolcusu hayallerinin gerçekleştiğini 14 Mayıs’ta görecek. Direniş en iyi bildiğimiz şeydir, biz bugünlere direnenler sayesinde geldik. Zulme boyun eğmedik, zalimler karşısında diz çökmedik ve buralara geldik. 14 Mayıs ve sonrasında direnişi yeni bir inşa ile bütünleştireceğiz.
‘İmamoğlu’na yapılan saldırı bir provokasyondur’
“Siyasi rehine olarak” tutulan yoldaşları için adaleti sağlayacaklarını kaydeden Sancar sözlerinin devamında İmamoğlu’na yönelik saldırıya ilişkin konuştu.
Sancar şunları söyledi: “AKP-MHP iktidarı seçim kampanyasını tehditlerle, provokasyonlarla yürütüyor. Onlar şiddeti bu topluma yaymaya çalışıyorlar. Dün Erzurum’da olanları gördünüz. Erzurum’da Ekrem İmamoğlu’na yapılan saldırı bir provokasyondur, bu iktidarın organize saldırısıdır. Dün Tarsus’ta seçim aracımıza saldırı yapıldı. Bu iktidar kaybettiğini gördü. AKP-MHP kaybettiğini anladı. Şimdi tek yol var önlerinde. Diyorlar ki bu topluma korku yayalım, tedirginlik yaratalım. İstiyorlar ki insanlar seçim mitingleri yapmasın, sandığa gitmesin. Bunların istediği budur.”
‘Bu halk asla provokasyonlara prim vermez’
“Evet, AKP-MHP ittifakı tehditlerle, provokasyonlara ortalığı karıştırmak istiyor ama bu halk asla provokasyonlara prim vermez” diyen Sancar yaratılan korku ortamına rağmen kimsenin mücadeleden vazgeçmeyeceğini kaydetti.
‘Cehennemin kapılarını kapatmaya geliyoruz’
Sancar sözlerini şöyle sürdürdü:
AKP-MHP iktidarı herkese terörist diyor ama şu yaptıklarına bakın; ülkeye terör havası hakim kılıyorlar. Her yerde insanlara, aydınlara saldıranlar onlar. Korku yarattıklarını sanıyorlar ama yanılıyorlar. Korku yok, cesaret var. Cesaret bütün zalimlerin korktuğu şeydir. Cesaret karşısında titreyen zalimler korksun, Erdoğan ve ortakları korksun! Bu ülkeyi çetelerin ve mafyanın hakim olduğu bir suç imparatorluğu haline getirdiler. Bütün arsızlar, hırsızlar tecavüzcüler cezasız dolaşıyor. Bu ülkeyi hırsızlar, arsızlar, soysuzlar için cennet yaptılar. Suç cenneti haline getirdiler. Öte yandan milyonlar için cehennem oldu hayat. Sizler için, halklar için hayatı cehenneme çevirdiler. Biz şimdi cehennemin kapılarını kapatmaya geliyoruz.
‘Barışa kapatılan kapıların kilidini biz açacağız’
“Onlar suçlular için bu ülkeyi cennet yaptılar” diyen Mithat Sancar ülkeyi emeği ve ahlakıyla yaşayan halkın cenneti yapacaklarını vurguladı.
İktidarın kutuplaştırıcı politikalarına işaret eden Sancar “Bu ülkeye kardeşliği getireceğiz. Bütün halklar, dinler, inançlar özgür olacak. İşte barış böyle kurulacak.” dedi.
Yeşil Sol Parti’ye oy isteyen Sancar “Anahtar parti olacağız. Biz olmasak demokrasi olamaz, barış olamaz, adalet olamaz. Barışa kapatılan kapıların kilidini biz açacağız. Adaletin hapsedildiği hücrelerin kilidini Yeşil Sol’un anahtarı açacak” diye konuştu.
‘Onlara Urfa’yı kaybettireceğiz’
Sancar sözlerini söyle sonlandırdı: “İstanbul seçimleri için AKP, ‘İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder’ demişti ama işin gerçeğini söyleyeyim; Urfa’yı kaybedince Türkiye’yi de kaybedecekler. Onlara Urfa’yı kaybettireceğiz. Onlar kaybedince Urfa’ya refah, özgürlük, adalet bizimle gelecek. Urfa’nın aziz halkları, insanlık tarihi bu topraklarda başladı. Bu ülkenin tarihini ise yeniden yazmaya geliyoruz. Tarihi burada, bu topraklarda hep birlikte yazacağız.”
’14 Mayıs faşizm ve demokrasi arasındadır’
DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz ise şunları kaydetti: “14 Mayıs seçimleri adalet ile adaletsizlik arasındadır. 14 Mayıs seçimleri savaş ve barış arasındadır. 14 Mayıs esaret ve özgürlük arasında bir seçimdir. 14 Mayıs faşizm ve demokrasi arasındadır. Bunu iyi bilmemiz gerekiyor.”
Urfa’da Arap, Türk ve Kürt halkının birlikte yaşadığını hatırlatan Aydeniz her kesimden oy istedi. Aydeniz, “Mührümüzü ağacın altına vurmalıyız. Ağacımız yeşersin, büyüsün ve faşizmin gitmesi için yeşersin” dedi.
‘Onların ittifakı Beyaz Toros ittifakıdır’
İktidarın 14 Mayıs seçimlerine provokasyonlarla gitmek istediğini söyleyen Aydeniz, Kadıköy, Tarsus’ta Yeşil Sol Parti’ye, Erzurum’da Ekrem İmamoğlu’na dönük saldırıları hatırlattı ve devam etti: “Seçimleri darbe olarak görüyorlar. Kendi darbe mesajlarını vermek istiyorlar. Onların ittifakı Beyaz Toros ittifakıdır. Onların ittifakı Kürtlerin düşmanıdır. Onların ittifakı bugün tüm halkların düşmanıdır. Bu nedenle bizim ittifakımız demokrasi, özgürlük ve eşitlik ittifakıdır. Bu nedenle bizler azadi ve eşitlik için darbecilerin sonunu getireceğiz” dedi.
‘Depremde yaşatılanların öfkesi sandıklarda buluşacak’
Hatay Dörtyol’da gerçekleşen halk buluşmasına Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa milletvekili Ayşe Sürücü katıldı.
Açılış konuşmalarının ardından adaylar sahneye davet edildi. Burada konuşan milletvekili adayı Kerem Nalbant, “Bizi zindanlara tıklamakla susturacaklarını sandılar. Dönün bizim tarihimize bir bakın, ne kadar Cumhurbaşkanı, Genel Kurmay Başkanı eskittiğimize bakın, sizi de eskiteceğiz tarihin çöp sepetine gömeceğiz. Mutlaka kazanacağız” dedi.
‘Bu iktidar bizleri bu enkazın altında yalnız bıraktı’
SYKP Eş Genel Başkanı Canan Yüce ise “AKP-MHP iktidarı 21 yıllık iktidarlarının sonuna doğru geliyor. Çünkü bugün tüm kesimler ağacın altında birleşti. Yıllardır mücadelemizi yürütüyoruz ve biliyoruz ki bu iktidarı göndereceğiz.” diye ifade etti.
Depremi hatırlatan Yüce “Bu iktidar bizleri bu enkazın altında yalnız bıraktı o yüzden sorulacak çok büyük hesabımız var” dedi.
EMEP Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak ise, çiftçilerin yaşadıkları sorunlara değindi. Amanoslar’da kurulan taş ocakları, Burnaz Sahili’ndeki termik santrali hatırlatan Başkavak, iktidarın halka verecek vaadinin olmadığını söyledi.
‘Hatay halkı depremin hesabını 14 Mayıs’ta soracak’
HDP Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü ise “Hatay halkı bu yapılanları unutmayacak. Depremin hesabını 14 Mayıs’ta soracak” dedi.
Son olarak konuşan Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, halkı 3 dilde selamladı.
İktidarın deprem sırasında ve sonrasında yaptıklarına değinen uçar “Depremde elinde avucunda bir şey olmadığı halde deprem bölgesine akın eden halkımız. Diğer tarafta deprem sonrası masa başında hesap yapan iktidar.” dedi.
İktidarın politikalarını eleştiren Uçar şunları söyledi:
Ülkeyi savaş ülkesi haline getirdiler. Silah tüccarlarına söz verdikleri için iktidarda kalmak istiyorlar, 5’li çetelere, kadın düşmanı tarikatlara verdikleri sözleri tutmak için, doğamızı katleden yabancı şirketlere söz verdikleri için iktidarda kalmak istiyorlar. Bizim de sözümüz var. Direnen arkadaşlara, sürgüne giden arkadaşlarımıza, annelere, kadınlara, emekçilere var sözümüz. Bütün direnen halkımızla birlikte yeni dönemi inşa etmeye geliyoruz.
‘Yeşil Sol Parti’nin Meclis’te güçlü girmesi demek…’
“Bu seçimlerde biz geleceğimizi oyluyoruz” diyen diye Uçar önemli bir seçim olacağını belirterek Yeşil Sol Partiye oy istedi. Cumhurbaşkanlığında “Faşizmi geriletme” oyu kullanılmasını isteyen Uçar mecliste güçlü bir Yeşil Sol Parti’nin olması gerektiğini vurguladı.
Şöyle konuştu: “Yeşil Sol Parti’nin Meclis’te güçlü girmesi demek kadına yönelik şiddetle çözüm gücü olan kadınlar bakanlığının kurulması demek, bize savaşı, tecridi dayatan bu iktidar karşısında Kürt sorunun demokratik yollarla çözülmesi demektir. Kürt sorunun esas muhataplarıyla, çözülmez denen, devlet aklıyla engellenen bu sorunu çözeceğiz demek. Yeşil Sol Parti’nin Meclis’te güçlü olması demek tek adam rejimin kaybetmesi demek. Bizim kazanmamız demek.”
‘Onurlu barışı birlikte sağlayacağız’
Uçar son olarak şunları kaydetti: “Barışa verdiğimiz sözü birlikte inşa edeceğiz, tecrit siyasetine son vereceğiz. Onurlu barışı birlikte sağlayacağız. Sloganımız ‘Reyna ma’ yani birlikte değiştireceğiz. Gençlerle, kadınlarla birlikte değiştireceğiz. Onlar gidecek biz kazanacağız. Hepimizin yolu açık olsun.”