Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Abdullah Öcalan ile görüşüldüğü iddialarına, “Yalan söylüyorlar. Oraya teknik ekipler gitti” yanıtını verdi. HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel ise “Halkımız bu kasaba politikacılarının tarihsel sorunların güncel siyasi çıkarlar için kullanmasına ne itibar etmeli ne tahammül etmeli” ifadelerini kullandı.
Son günlerde devlet yetkililerinin, İmralı’da PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmelerin gerçekleştiği iddiaları pek çok kesim tarafından dillendiriliyor.
“Öcalan ile görüşülüyor” iddialarına ilişkin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ yeni bir açıklama yaptı.
İddiaların ‘yalan’ olduğunu söyleyen Bozdağ, “Görüşme yok, teknik ekip gitti” dedi. Bozdağ, şunları söyledi:
Ellerinde belge var dedikleri kısımlar oraya zaman zaman teknik heyetler gider. Böyle bir görevlendirme ile ilgili yapılan çalışmaları çarpıtıyorlar. Öcalan ile alakası olmayan çalışmayı, teknik görevlendirmeleri, yazışmaları alıp Öcalan ile görüştüler diye çarpıtıyorlar. O belgelerde ne yazdığını ben biliyorum. Bu bir ahlak meselesi. Orada bir sürü teknik anlamda sorun oluyor. Oraya teknik ekip gidiyor. Bunun Öcalan ile hiç alakası yok. Teknik sorunları gidermek için yapılan şeyler. Kandil açıklama yapıyor, Kılıçdaroğlu’nu destekliyoruz diye. Onlar ne dedi, terör varsa biz yokuz diye. Söylediklerini çiğnemek için bunu söylüyorlar. O hakimin adını açıklayın. O belgeleri yayınlamazlarsa yarın ben bütün basına vereceğim. Yayınlamaları çağrısında bulunuyorum.
‘Ne olacaksa kamuoyunun önünde olacak’
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel de konuya ilişkin MA’ya konuştu.
AKP’nin geçmişte Öcalan ile yaptığı görüşmeleri hatırlatan Temel, “AKP ‘çözüm’ adı altında yürütülen süreçte samimi değildi. Çözüm süreci görüşmeleri sürerken, AKP ‘Çöktürme Planı’ ile meşguldü” dedi.
Temel, iktidarın daha önce de benzer girişimlerde bulunduğunu, bunun tekrar yapabileceğini belirterek, şunları söyledi:
İmralı’da kapalı devre görüşmelerin olması, toplumdan kaçırılan, tecrit edilen, soyutlanan bir adada devlet yetkililerinin gidip gelmesi gayet olabilir bir şey fakat bunların bir anlamı yok. Ne Sayın Öcalan nazarında ne de Kürt siyasi hareketinin, Kürt halkının, Türkiye toplumunun nazarında bu gidişlerin bir anlamı var. Zaten Sayın Öcalan bunu reddetti. Ne olacaksa kamuoyunun önünde açık, şeffaf ve net bir şekilde olacaksa bir kıymeti var. Sayın Öcalan’ın iktidar tarafından güncel seçim politikalarına, güncel pragmatist politikalara alet edilmesi çirkin ve kabul edilemez. Muhalefetin bu dil üzerinden Sayın Öcalan’a dair değerlendirmeleri kabul edilemez.
‘Muhalefet hukukun neden uygulanmadığını sormalı’
“Öncelikle iktidara tecridin nedeni sorulmalı” diyen Temel, muhalefete de seslendi: Muhalefet de eğer gerçekten cesur ise, İmralı’da görüşmeler olup olmadığına dair spekülasyonlara girmeksizin ‘Hukuk neden uygulanmıyor?’ diye soracak.
Temel, AKP’lilerin İmralı’ya ilişkin iddialarına. ‘Bu konu spekülasyonlardan çıkarılmalı. Herkes Sayın Öcalan ile ilgili konuşma yaparken, değerlendirme yaparken son derece dikkatli olmalı. Dilini, üslubunu ne dediğini bilmelidir” diye yanıt verdi. Öcalan’ın koşullarını ve Kürt sorununda oynadığı rolü de hatırlatan Temel, “Ama hükümetin oluşturduğu bu gri alan üzerinden spekülasyonlar var. Bu kirli bir politika, reddediyoruz. Ne Kürtler buna tahammül eder ne de Kürt siyasi hareketi. Kürt siyasi hareketi bu tür yaklaşımlara gelmez” ifadelerini de kullandı.
Temel şöyle devam etti:
Sayın Öcalan’ın kendi halkıyla, Kürt siyasi hareketiyle kurduğu diyalektik bağı anlamayanların uydurduğu, saçma sapan ipe gelmez söylentiler ve söylemlerdir. Kim ki tecridi sorgulamadan, hukukun askıya alınmasını sorgulamadan İmralı ile ilgili spekülasyon yaparsa, niyeti kötüdür. Kürt halkının özgürlük talebini de anlamamıştır. Tekrar dikkatleri tecride ve tecritteki korkunç uygulamalara çekmek istiyoruz. İmralı ile ilgili sağda solda yapılan açıklamalar ciddiyetsiz, Kürt sorununu tarihsel, toplumsal, kültürel yönlerini kavramaktan uzak bir anlayışın sonucudur. Halkımız bu kasaba politikacılarının tarihsel sorunların güncel siyasi çıkarlar için kullanmasına ne itibar etmeli ne tahammül etmeli.
Neler oluyor, kim ne dedi?
Öcalan ile görüşme yapıldığına ilişkin iddialar bir süredir gündemdekini yerini koruyor.
10 Nisan’da Yeni Yaşam’a konuşan Amed Dicle, “Seçim atmosferinin olduğu bu dönemde AKP, Sayın Abdullah Öcalan ile görüşmeler yaptı ve kendi istedikleri cevabı alamayınca tecrit ağırlaştırıldı. Dolaylı olarak Kandil’le de temaslar denendi; istediklerini alamadılar…” iddiasında bulunmuştu.
Demirtaş, 25 Nisan’da, Dicle’nin iddiasına paylaşıp “Erdoğan, İmralı’ya heyet gönderip ne istemiş olabilir sizce” diye sormuştu. Ardından “İstediğini alamayınca yine hepimizi ‘terörle’ iş birliği yapmakla suçlamaya başladı anlaşılan. Bu ikiyüzlülüğün takdirini size bırakıyorum” diye eklemişti.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise 26 Nisan’da yaptığı açıklamada “‘İmralı ile görüşme oldu’ iddiası ortaya atıldı, bunun açık ve net olarak yalan olduğunu, gerçekle ilgisi olmadığını ifade etmek isterim” ifadelerini kullanmıştı.
Demirtaş, konuya ilişkin 28 Nisan’da Cumhuriyet gazetesine yaptığı açıklamada, “Bilgi, benim kaynaklarım tarafından da doğrulandı. Demek ki Erdoğan, Öcalan’dan istediği şeyi alamadı ve bu nedenle onun dış dünyayla temasını engelliyor” demişti.
Geçtiğimiz günlerde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de katıldığı bir televizyon programında, PKK lideri Abdullah Öcalan’la görüşülmesi için İmralı’ya heyet gönderildiği iddialarıyla ilgili “Daha yeni İmralı’ya adam gönderdiler, yardım istediler. Kimin gönderildiğini biliyorum. Siyasetçi olsa adını hemen söylerim. Yargıdan birini gönderdiler” demişti.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Murat Ağırel de ‘İmralı görüşmesi’nin 28 Mart’ta gerçekleştiğini öne sürmüştü.
AKP Diyarbakır Milletvekili adayı Galip Ensarioğlu, seçim öncesinde iktidarın İmralı’ya heyet gönderdiği iddiasıyla ilgili soru üzerine, “Devlet, sürekli Öcalan’la görüşüyor. Öcalan çözüme katkı sunmak istediği zaman; Öcalan Türkiye’nin birliğine, bütünlüğüne, bu silahlı şiddetin son bulması için eğer bir katkı sunmak istiyorsa ve buna devlet de inanıyorsa bu tür görüşmeleri sürdürür” yanıtını vermişti.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise geçtiğimiz günlerde yine İmralı’yla ilgili iddiaları yalanlamıştı.