20 Temmuzda Zaxo’da Perexê köyünde bir katliam gerçekleşti, Arap turistlerden oluşan aralarında çocukların da bulunduğu 9 kişi yaşamını yitirdi 30’a yakın kişi yaralandı. Irak yönetimi Türkiye’yi sorumlu tuttu. Türkiye ise PKK ve İran yanlısı grupları işaret etti. Katliam sonrası Güney Kürdistan yönetimi ile siyasi partileri olayı kınamakla yetinirken Irak devleti ise başbakan Mustafa el-Kazımi hariç çok sert tepki gösterdi. Irak halkı sokağa döküldü, Türkiye mallarına boykotlar başladı, Türk bayrakları yakıldı, askeri üsleri ve Musul konsolosluk binası vuruldu. Irak, olayı BM Güvenlik Konseyi’ne taşıdı. BM Güvenlik Konseyi ise isim vermeden olayı kınadı. Aynı zamanda İngiltere, ABD gibi güçler de olayı kınamakla yetindi. Tüm veriler ortada dururken olay dünyadaki sistem sahiplerinin ikiyüzlülüğünü bir kez daha ortaya koydu.
Irak’ta, Türkiye varlığına karşı ilk defa bu kadar tepki ortaya çıkmışken, Sadr taraftarlarının parlamento baskınıyla gündem bir anda alt üst oldu. Sadr Hareketi, hükümet kurma arayışlarını sürdüren Şiî Koordinasyon Çerçevesine ilk uyarıyı 15 Temmuz Cuma günü Bağdat’ta milyonluk Cuma namazını kılarak yaptı. Hemen ardından gerçekleşen Perexê katliamına karşı ise hamasi birkaç lafın ötesine geçemedi.
İran’a yakın ve eski başbakan Nuri Maliki’nin liderlik ettiği Şiî Koordinasyon Çerçevesi başbakan adayını açıkladı. Başbakan adayı olarak Muhammed Şiya Es-Sudani’yi gösterdi. Muhammed Şiya Es-Sudani, Maliki ve Haydar Abadi Hükümetlerinde bakanlık yapmış biri ve Maliki’ye yakınlığı ile bilinir. Sadr Hareketi ise Maliki’ye düşmanlığı ile bilinir. Başından beri Nuri el-Maliki’nin başbakan olmasına karşı durdu. Maliki’nin internette yayınlanan ses kayıtları başbakanlık şansını tümden ortadan kaldırdı. Buradan yola çıkarak kendisine yakın olan Muhammed Şiya Es-Sudani’yi başbakan adayı olarak gösterdi.
Şiî Koordinasyon Çerçevesi’nin başbakan adayını ilanından sonra Sadr taraftarlarına çağrıda bulunarak parlamentoda iki rekat namaz kılıp dağılmalarını söyledi. Böylelikle ilk uyarıyı yaptı. Buna karşı Maliki’de silahlı pozlar vererek Sadr yanlılarına mesaj verdi. Biri halkı sokağa dökeceğinin mesajını verirken diğeri silahla mesaj verdi. İlk uyarıdan Şiî Koordinasyon Çerçevesi geri adım atmadı. Cumhurbaşkanlığı seçimi için tarih belirlendi. Ancak Sadr Hareketi dün bir kez daha taraftarlarına sokağa çıkma çağrısı yaptı. Binlerce Sadr taraftarı devletin tüm kurumlarının olduğu yeşil bölge olarak tanımlanan bölgeye akın etti. Irak güvenlik güçleri ise sınırlı bir müdahale ile yetindi. Anacak Sadr taraftarları barikatlar ve betonları aşarak tekrardan parlamentoyu işgal etti. Talepler kabul edilinceye kadar süresiz oturma eylemi kararı aldı. Sadr Hareketi’nin talepleri arasında parlamentonun ve Irak Yüksek Mahkemesi’nin fesih edilmesi ile başbakan adayının geri çekilmesi var. Buna karşı Şiî Koordinasyonu da bir mesaj yayınlayarak taraftarlarına devlet kurumlarına sahip çıkma çağrısı yaptı. Eğer onlar da taraftarlarını sokağa dökerlerse Irak’ta geri dönülmez bir yola girilecek. Bu yolun sonu iç savaş, bölünme ve bir gücün diğer güce darbe yapmasına kadar gider.
Tabi bu durum sadece Irak’ın toplumsal ve siyasal dinamikleri ile izah edilemez. Irak, küresel ve bölgesel güçlerin tepinme sahasıdır. Saddam sonrası tüm hükümetler İran ve ABD’nin uzlaşması sonucunda oluşmuştur. Ancak son seçimlerle her iki taraf da bu dengeyi kırmak istediler. Hatta Abdulmehdi Hükümeti’nin istifaya zorlanıp seçim kararının alınması bile bu dengeyi yıkma amaçlıydı. Seçim sonuçlar Sadr Hareketi’nin zaferi ile sonuçlandı. Bu sonuç aynı zamanda İran’ın Irak’a nüfuzunun daraltılması anlamı taşıyordu. Sadr Hareketi, Sünniler, KDP ve arakasında İsrail, Türkiye, ABD İran’sız hükümeti kurma arayışlarına başladılar ancak sonuçsuz kaldı. Şimdide İran hamle yaptı. Ancak buda Sadr duvarına çarptı. Ne olacak bundan sonra? Eğer dengeyi sarsma politikasında ısrar edilirse güçlerin çatışmasına doğru evrilir. Bu da iç savaş, darbe, bölünme gibi sonuçlar getirebilir. Yok, uzlaşmayı seçerlerse Saddam sonrası denge devam eder. Denge mi darbe mi? Önümüzdeki günlerde belli olacak.