ATK, Türkçe bilmeyen hasta tutuklu Makbule Özer (80) ile iletişim sorunu yaşanmadığını öne sürürken, Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Ümit Biçer ise yapılan işlemin muayene sayılamayacağını söyledi.
Van’da “örgüte yardım etmek” iddiasıyla tutuklanan 80 yaşındaki Makbule Özer’in, geçtiğimiz günlerde sevk edildiği İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda (ATK), Kürtçe tercüman olmadığı gerekçesiyle şikayetleri dinlenmedi. Konuya dair yazılı açıklama yapan ATK, muayene edilen hasta tutuklu Makbule Özer ile iletişim sorunu yaşanmadığı ileri sürdü.
Kunt: Onay diyaloğu gerçekleşmedi
Mezopotamya Ajansı’ndan Berivan Kutlu’nun haberine göre Özer’ın avukatı Dilan Kunt, muayene işlemi için hastanın onayı olması gerektiğini belirterek, “Muayene onay ile başlar. Tercüman bulundurulmamasından kaynaklı müvekkilimden onay alabilecek bir diyalog gerçekleşememiştir” dedi.
Av. Kunt, “Özer kendisini sözlü olarak ifade edememiş, beden diliyle sorunlarını anlattı. Kendisinin ‘Bana tercüman getirin’ diyebilecek Türkçesi yok. Kürtçe konuşuyor ve bunun için tercüman talep etmesine gerek yok. Doğrudan tercüman bulundurmaları gerekiyor” diye konuştu.
Özer: Tercüman yoktu
Kunt, ayrıca cezaevinde ziyaret ettiği Özer’in kendisine, “Ben oraya gittim tercüman yoktu. Anlatmaya çalıştım ama bana, ‘zaten rapor var önümüzde, sadece seni muayene edeceğiz’ dediler. Beni muayene ettiler, sonra beni geri Van’a getirdiler“ dediğini aktardı.
‘Yapılan işlem muayene sayılamaz’
ATK’nin açıklamasını “talihsizlik” olarak değerlendiren Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Ümit Biçer ise yapılan işlemin muayene sayılamayacağını söyledi.
Biçer, “Tıbbi muayene kişiye bir takım talimatlar verip, o talimatlarını yerine getirmesi olarak değerlendirilemez. Muayene denildiğinde kişinin öncelikli olarak sağlık çalışanının, hekimin yaptığı, yapacağı işlerden haberdar olması gerekir. Muayene, kendisinden bu rahatsızlığının ne zamandan beri yaşadığının öğrenilmesi, yalnızca kendi geçmişi değil ailesinde de var olan hastalıklarla ilgili bilgi sahibi olmayı ve yapılacak muayene sırasında hem o muayenede saptanan bulguların ne zaman başladığı, neye göre ağırlaştırdığını değerlendirmesi ve beraberinde farklı bir takım müdahalelere ihtiyaç duyulan kapsamlı bir işlemdir” diye konuştu.
ATK ilk şartı yerine getirmedi
Muayenede hastanın sözlü olarak kendisini ifade etmesi gerektiğini vurgulayan Biçer, “ATK, ilk şartı yerine getirmemiş oluyor. ATK bu açıklamasıyla yani kişinin aslında onayını alıp muayeneye başlamak demek, yalnızca burada tıbbi girişime rıza göstermesi demek değildir. ATK, ayrıca hastanın yapılacak işlemler konusunda haberdar olması, bunu bizzat kendisinde onaylaması sürecini zaten ihlal etmiş” ifadelerini kullandı.