Kirmanşah’taki eylemlere aktif olarak katılan kadın aktivist Raşin, “Kadınların en büyük düşmanı İslamcı hükümetlerdir. Bu hükümetler kadınlara özgürlüklerini tanımak yerine onları öldürmeyi tercih eder” dedi. Afganistanlı Devrimci Kadınlar Derneği RAWA da “İran’daki kazanım Afganistan’da yol açıcı olacaktır” açıklaması yaptı.
Mahsa Amini, ailesini görmeye gittiği Tahran’da saçının bir kısmı göründüğü gerekçesiyle ahlak polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra işkenceyle öldürüldü.
Amini’nin ölümü ardından başta kadınlar olmak üzere halk sokaklara indi. 6 gündür devam eden eylemlerde 10’a yakın eylemci katledilirken, yüzlerce kişi yaralandı ve İran güçleri tarafından kaçırıldı. İran Kürdistan’ın en büyük kenti olan Kirmanşah’taki eylemlere aktif olarak katılan ve güvenlik nedeniyle adını değiştirdiği Kürt kadın aktivist Raşin, İran da büyük bir öfkenin hakim olduğunu söyledi.
‘Öfke durumu anlatan en uygun kelime’
Kirmanşah’ta devam eden eylemleri ve kentin atmosferini Mezopotamya Ajansı’ndan Gözde Çağrı Özköse’ye anlatan Raşin, şunları dile getirdi:
Kürdistan ve İran halkının durumunu anlatmak için en uygun kelime öfke. Çok büyük ve korkunç bir trajedi yaşandı. Bu durum bizlerde büyük bir öfkeye neden oldu. Jîna Amini, masum bir insan, bir Kürt kadını, saçının bir kısmı görünüyor diye ahlak polisi tarafından işkenceyle öldürüldü. Kürtler her zaman İran’daki eylemlerde başı çekmiştir. Daha önce ekonomik kriz nedeniyle, yüksek fiyatlar ve yoksulluğa karşı eylemlerde de başı Kürtler çekerdi. Ama bu sefer durum çok farklı. Çok büyük bir öfke var ve sokaktaki hareket çok güçlü. Bu öfke her şeyden önce zorunlu başörtü ve İranlı kadınların statüsünün verilmemesine karşı. Bu eylemlerde farklı olan bir şey daha var. Daha önceden kadınların neyle karşı karşıya olduğu üzerine pek kafa yormayan erkekler de kadınların taleplerini destekliyor ve sokakta kadınlarla omuz omuza. Ortak tek amaç Molla rejimini devirmek.
Halk hareketine dönüştü
İran’ın tamamına yayılmış olan eylemlerin ve mücadelenin odağının kadınlar olduğunu, özellikle de feministler olduğunu ifade eden Raşin, “Her ne kadar ilk anda sokağa inen ve eylemleri görünür hale getiren kadınlar olsa da polis şiddeti nedeniyle eylemler artık bir halk hareketi haline gelmiş durumda” dedi.
İranlı kadınların sokaklardaki polis mevcudiyetinden son derece rahatsız olduğunu söyleyen Raşin, şöyle devam etti:
Başörtüsü takan kadınlar dahi polisi görünce kendini tehdit altında hissediyor. İran’daki tüm kadınlar biliyor ki Jîna’nın ölümünden polis sorumlu. Buna rağmen, özür dilemek, suçlarını kabul etmek yerine yalanlarına inanmamızı istiyorlar. Bu ülkede kadınlar 40 yılı aşkın süredir bu erkek zihniyet tarafından eziliyor. Polis vahşeti bizlerin günlük hayatının bir parçası. Bizler 40 yılı aşkındır en temel haklarımızdan mahrum bırakılıyoruz. Gerçek şu ki, İslam hükümetleri kadınların en büyük düşmanıdır. İran gibi hükümetler, kadınlara haklarını tanımaktansa onları öldürmeyi tercih eder.
‘İlk kez halk, bu kadın düşmanı hükümete kinini kusuyor’
Amini’nin katledilmesinden sonra başlayan eylemlerin yapı olarak daha önce İran’da görülen eylemlerden farklı olduğunu vurgulayan Raşin, “Geçmişteki eylemlerde temel talep koşulların değiştirilmesiydi. O eylemlerde pek çok kişi hükümet değişikliği talep etmiyordu. Şu anda durum farklı. İlk kez halk, bu kadın düşmanı hükümete kinini kusuyor ve yüksek sesle rejim değişikliği olmadan kadınların eşit vatandaş olamayacağını söylüyorlar” diye konuştu.
Batının sessizliğine tepki
Batının sessizliğinden dolayı büyük hayal kırıklığı yaşadıklarını dile getiren Raşin, şunları söyledi:
Daha bugün Emmanuel Macron, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile Fransa’da bir görüşme gerçekleştirdi. Leslie Stahl adında bir kadın gazeteci, Reisi ile bir röportaj yaptı ve bu röportaj için başörtüsü taktı. Bu İranlı kadınlara hakarettir. İran’da şu anda bu mesele yüzünden her gün insanlar katlediliyor.
Kadınlara çağrı
Raşin, İran dışındaki kadınlara da şöyle seslendi:
Bu haksızlığı tüm dünyaya gösterin. Sesimizi duyurun. Bu devlet 40 yıldır şeriat kanunları adı altında kadınlara zulmediyor. Namus adı altında öldürülüyoruz. En temel haklarımızdan mahrum bırakılıyoruz. Jîna’nın ölümü korkunç bir trajedi, ancak dünyanın bizleri görmesine vesile oldu. Sizler, İran’ın dışındaki kız kardeşlerimiz, bu unutulmuş sesi, bu görmezden gelinen hikayeyi dünyaya duyurun.
RAWA: İran’daki kazanım Afganistan’da yol açıcı olacaktır
Afganistan’da 1970’lerin sonlarından beri gericilikle mücadele eden Afganistanlı Devrimci Kadınlar Derneği (RAWA), İranlı kadınlarla bir dayanışma mesajı yayınladı.
RAWA’nın sosyal medyada yer alan açıklamada, şunlara dikkat çekildi:
İran’da Mahsa ve Afganistan’da Elahe, köktencilik vahşetinin ilk kurbanları değil, kırk yıldır her iki ülkenin kadınları baskıcı sistemleri, cehalet ve barbarlık zincirleri, kadın düşmanları tarafından tutsak edilmeye çalışılmıştır.
Kadınların bu zinciri kırmak için birlikte mücadeleden başka bir şansı olmadığına dikkat çekilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
Devasa bir düşman olan köktencilere, komplocu güçlere, suçluların savunucularına karşı kadın mücadelesi ortaklaştırılmalıdır. Kadınların yiğitliği ancak şer unsurlarının ve tüccarların rütbelerini söküp attıklarında verimli olabilir. İran Özgürlük Hareketi ile dayanışmamızı ifade ediyor ve halkın ve özellikle cesur İranlı kadınlarının destansı yükselişi ile kana susamış ve nefret dolu ‘Velayat Faqih’ (dini ve siyasi otorite) rejiminin sonunda çöp kutusuna atılacağına inancımız tamdır. Afganistan denen bir cehennemden, İran’ın isyankar halkına sonsuz selamlar sunuyoruz. Acınızı paylaşıyoruz.”
‘Bu durum bize umut, güç ve cesaret veriyor’
Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan RAWA Sözcüsü Rawi, Ortadoğu kadınlarının direnişinin her zaman birbirini etkileyeceğini belirterek, “Kürdistan’daki kazanım İran’da, İran’daki kazanım Afganistan’da yol açıcı olacaktır. Bu durum bize umut, güç ve cesaret veriyor” dedi.
İran’da erkeklerin de kadınlarla omuz omuza mücadele etmesinin çok önemli olduğunu kaydeden Rawi, “Dinci fanatikler hepimize karşı, hepimize işkence ediyor. Erkekler her zaman kadınlarla omuz omuza olmalıdır. Ülkelerimizin buna ihtiyacı var. Ülkeler arası dayanışma için birbirimizle ilgili daha çok okumalı, daha çok öğrenmeliyiz. Birlikte mücadele ettiğimiz sürece bizi dinle, etnisite ile parçalayamazlar. RAWA kadınlarından İranlı kadınlara sevgimizi ve dayanışma duygularımızı gönderiyoruz. Güç sizinle olsun!”