“ÖZ” adlı yeni bir sergi düzenleyen Kamışlo’lu ressam Ali Omar, portrelerinde gündelik hayatta gördüklerine bağlı olarak renklerin ve motiflerin değiştiğini söyleyerek “Portre bir noktada yaşam ile sanat arasında duruyor” dedi.
Kamışlo’lu ressam Ali Omar 08-30 Ekim tarihleri arasında Kelimat Sanat Galerisi’nde ”ÖZ” adlı yeni bir sergi düzenliyor. Omar ile düzenlediği sergiyi, yaşamının sanatına yansımasını, portrelerindeki renkliliği ve sanat-mekan ilişkisini konuştuk.
İnsanın yaşamı icra ettiği sanata da yansır, senin yaşımın sanatına nasıl yansıyor?
Resimde her şey doğrudan yansımıyor, bir şeyler görünüyor fakat bunlar doğrudan yansımıyor. Belki on yıldır bu portre üzerinde çalışıyorum. Bu portre her daim değişiyor fakat salt düşünceyle alakalı olduğunu söyleyemeyiz. Portre bir noktada yaşam ile sanat arasında duruyor diyebilirim.
Portrelerin çok renkli oluşu dikkatimi çekti. Desenleri, motifleri yerel biçimleri anımsatıyor sanki. Böyle bir biçim tercih etmenin nedeni nedir?
Gündelik hayatta gördüklerime bağlı olarak değişiyor renkler ve motifler. Birçok yer değiştirdim. Örneğin İstanbul’a geldiğimde çok fazla yeni renkle karşılaştım. Örneğin köydeyken çamur renkleri fazlaydı. Burada suyun rengi var, bunlar yavaş yavaş değişiyor portrede.
Türkiye’ye geldikten sonra suyun renginin dışında birçok farklı renk de kullanmışsın portrelerinde. Bunun nedeni nedir?
Sen kendini nasıl görüyorsan bununla ilgili. Suya baktığında rengi bir noktadan başka bir noktaya değişmeye başlıyor ve portre yaparken aynı renkleri değil her defasında farklı renkler denemek istiyorum.
Aslında belki de renklerden önce şuna değinmek gerekirdi. Neden böyle bir portre biçimini tercih ettin? Portrenin cinsiyeti erkek gibi ama bir taraftan uzun kirpikleri, gözleri, ifadeleri değişiyor ve bize sadece erkek cinsiyeti üzerinden düşünmememizi söylüyor gibi, sen ne dersin?
Serginin adından da anlaşılacağı üzere direk bir anlatım üzerinden düşünmemek gerekiyor. Düşüncenin içinde neler olup bittiğiyle ilgilenmeye çalışıyorum. Bu yüzden çok az saç, kıl, kıyafet kullanmayı tercih ettim. Resim yaparken insan olma özüne yaklaşmaya çalışıyor gibiyiz. Bu yüzden de cinsiyeti belirsiz diyebilirim.
Konuşmamızın başında yaşamdan bahsettik. İnsan bir yerde doğuyor, oranın dilini ve kültürünü öğreniyor ve tüm bunlar insanı etkiliyor. Sen de Qamışlo’nun bir köyünde doğdun ve oradaki savaş nedeniyle Türkiye’de resim yapmaya devam etmeyi tercih ettin, bunun nedeni nedir?
Resim yapabildiğim yer benim için iyidir. Türkiye’de resim yapabiliyorum. Avrupa’nın iyi ve kötü yanları var tabi. Aslında her yerin iyi ve kötü yanları var. Yaşadığım yerin her şeye etki ettiği gibi tablolarıma da etki ettiğini söylemek gerekiyor. Türkiye Qamişlo’ya yakın bir ülke olduğu için burada gezerken pek yabancılık çekmiyorum ve beni daha iyi etkilediğini düşünüyorum. Avrupa’da çok fazla arkadaşım var örneğin. Bana Avrupa’ya gittiklerinde bambaşka bir insan olduklarını anlatıyorlar. Avrupa çok soğuk ve orada yaşamak çok zahmetli olur diye düşünüyorum.
Halı üzerine yaptığın portre dikkatimi çekti. Bu halı bana çok tanıdık geldi, bizim evimizde de aynı halıdan vardı. Neden özellikle böyle bir halı tercih ettin?
Koçerlerin kullandığı desenlere çok benziyor ve ben de bir koçer olduğum için bu halı deseni bana çok şey anımsattı ve hissettirdi. Bende yarattığı değişimleriyle üzerinde bir portre çalışması yapmak istedim bu yüzden.
Bu noktada yaptığın resimlerle anılarını deşmeye çalıştığını söyleyebilir miyiz?
Evet, hem kendi hem de toplumun anılarının üzerine yoğunlaştığımı söyleyebilirim. Örneğin toplumun eskiden beri yaptığı desenlerde çok güzel şeyler buluyorum. Neden bunlarla resim çalışması yapmıyorum diye düşündüm.
Bir Kürt olarak portreleri gördüğümde renkleri, desenleri bana çok şey hissettirdi. Sergiye gelen Kürtlerin özellikle sana yönelttiği bir soru oldu mu? Onlar da benzer şeyler söyledi mi?
Evet, bizim coğrafyaya yakın birçok kişi bahsettiğin noktaları gördüğünü belirtiyor. Başta biraz garip gibi geliyor ama biraz üzerine düşünüp çocukluklarına kadar gidince aradaki değişimleriyle ve farklarıyla birlikte okuyabiliyorlar.