Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan son yönetmeliklere dair konuşan TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut, yönetmeliklerin hekim ve hasta haklarını ihlal ettiğini vurgulayarak, özel hastane zincirlerinin ise rant sağladığına dikkat çekti.
Sağlık Bakanlığı tarafından 6 Ekim 2022’de çıkarılan “Özel Hastaneler Yönetmeliği” ile “Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliği” sonrası 7 Ocak 2023 tarihinde tekrar değiştirilen yönetmeliğe dair hekimlerden tepkiler yükselirken, Türk Tabipleri Birliği (TBB) Genel Sekreteri Vedat Bulut, bu yönetmelikle yaşanacak problemlere ilişkin Gazete Karınca’ya değerlendirmelerde bulundu.
‘Hekimlere sözleşme dayatması yapılarak çalışma alanı kısıtlanıyor’

Öncelikle 6 Ekim’de çıkarılan yönetmelikle, muayenehane hekimlerinin pek çok çalışma özgürlüğünün kısıtlandığını ve hastanelerle sözleşme yapma koşulları getirildiğini söyleyen Bulut, şu bilgileri paylaştı:
Türkiye’de 7 bin muayenehane hekimi var ve bu hekimlerin tümünün hastanelerle sözleşme yapma ihtimalleri yok. Bunun nedeni de şu; öncelikle cerrahi branşlarda, ameliyat yapacakları hastaneleri teknik imkanlarına göre seçiyorlar. Her hastane aynı standart koşullara sahip değil.
Kullandıkları bazı teknikler A hastanesinde uygunken, bazıları B hastanesinde uygun. Örneğin, Omurga Cerrahisi ve Gamma Knife (Gamma Bıçağı) gibi. Bunun için iki farklı hastane seçebiliyorlar. Dahili bilimlerle ilgili kısımda da aynı durumlar geçerli.
Özellikle kronik hastalıklarda çok uzun yıllar takip edilen hastalar var. Hastaneyle mecburen sözleşmeniz var, hastanızı başka bir hekime göndermek zorundasınız. Bu hastalar herhangi bir şekilde özel hastanede yatarsa ve o alanla ilgili konsültasyon gerektirse, kendi hekiminin takip etmesini isteyebiliyor. Hasta, başka bir hastanede yatıyor ve hekimin bu hastaneye giderek konsültasyon yapma özgürlüğü engelleniyor.
‘Hem hekim hem de hasta hakları engelleniyor’
Konunun iki tarafı da ilgilendirdiğine dikkat çeken Bulut, hekimin mesleki özgürlüğünün yanı sıra hastanın da hekim seçme özgürlüğünün engellendiğini söyledi.
Durumun genel sağlık politikaları açısından büyük bir hata olduğunu vurgulayan Bulut, “Biliyorsunuz hastanelerde, 5 dakika Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) randevularıyla büyük bir yığılma var. Bir hekimin önüne 100 hasta getirildiğinde hastayla iletişim kurma sıkıntısı oluşuyor. Hastanın anamnezi dahi alınamıyor. Hastalıkla ilgili temel öyküyü almanız gerekiyor ki; muayene, tetkik, reçete ve tedavisi düzenlenebilsin” dedi.
‘Halka sağlıksızlık dayatılıyor’
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) standartlarına göre 15-20 dakika olması gereken görüşme süresinin Türkiye’de işlemediğini ve halka sağlıksızlık dayatıldığını ifade eden Bulut, “Halk sağlığı öncelenmediği için yoğun bir poliklinik başvurusu var. Muayenehane hekimleri, hastalarına yeterli vakit ayırabilecekleri, mesleki yeterliliklerini gösterebilecekleri alanları tercih ediyorlar. Sağlık Bakanı bu alanı kapatmaya çalışıyor” diye konuştu.
‘Zincir hastaneler rant sağlarken, hekimler ucuz iş gücü görülüyor’
Türkiye’de, zincir hastanelere çıkar sağlanmasının ve ucuz emek gücü olarak hekimlerin kullanılmaya çalışılmasının temel sorun olduğuna değinen Bulut, yönetmeliğin tamamen geri çekilmesi gerektiğini vurguladı.
Hekimlerin özgür koşullarda çalışmak istediğini ve işletilen sağlık uygulamasının bütünüyle yanlış olduğunu söyleyen Bulut devamında şöyle konuştu:
Bu yönetmelik çıktıktan sonra bir şeyi daha gözlemledik. Özellikle küçük ve orta ölçekli hastaneler, büyük zincir hastanelere satılmaya başlandı. Bu bir servet transferidir. Bu yönetmelikle hekimleri zor koşullara sürükleyip, hastanelerin de el değiştirmesini sağlayan büyük bir rant projesi de var işin perde arkasında. Biz bu konuda uyardık, görevimizi yaptık. Sağlık Bakanlığı bu konuda hukuki ve mali sorumluluk taşıyor. Gelecekte konuyla ilgili maddi tazminat davaları da doğabilir. Bunu da Sağlık Bakanlığı ya da bunu hazırlayan bürokratlar göz önüne almak zorunda.
‘Sağlık Bakanı sermayeyi kartelleştiriyor’
Hekimlerin söz konusu yönetmeliği “Medipol Yönetmeliği” olarak nitelendirdiğini söyleyen Bulut, sistemden kazançlı olanın yalnızca hastane sektörünün olduğunu belirtti.
Yasalara aykırı biçimde üniversite yapılanmaları olduğuna dikkat çeken Bulut, sözlerini şöyle sürdürdü:
Medipol Ankara’da 50 bin lira gibi bir öz kaynakla kuruldu. Halbuki sayısı 750 binin üzerinde olan kentlerde bu tip üniversitelerin ne kadar öz kaynakla kurulacağı bellidir. Demiryolları binalarının üzerine çöktüler ve 2 milyon kadar hibe aldılar. Sağlık Bakanı tamamıyla hastane zincirlerine dönük uygulama yapıyor. Bu alandaki sermayeyi kartelleştirip, bu karteller ile çıkar ilişkileri yürütmek istiyorlar, bunu açıkça görebiliyoruz. Bunun hukuki ve mali sorumlulukları da bu kişilere dönecektir.
‘Hukuki olarak takipçisi olacağız’
Konuyla ilgili yürütmeyi durdurma, yönetmelik maddesi iptaliyle ilgili başvurularda bulunduklarını ve hukuki olarak takipçisi olacaklarını belirten Bulut, son olarak şunları söyledi:
Yönetmelik, 7 bin hekimi ilgilendiriyor. Onların haklarının savunucusu olacağız. Sağlık Bakanı’nın bu yanlış politikalarına devam etmemesi için de, sandıklarda gerekli görevimizi tüm hekimler ve aileleri olarak yapacağız. Hastalarda bunun yanıtını sandıkta verecektir.