Milli Eğitim’in, özel eğitim kurumlarından talep ettiği depreme dayanıklılık raporlarını hazırlayan şirketlerin sahte raporlar hazırladığı ortaya çıktı.
Maraş merkezli depremlerin 11 ilde yol açtığı on binlerce can kaybı ve yıkımların ardından, İstanbul’da olası bir deprem öncesi binaların dayanıklılığı yeniden tartışılmaya başladı.
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, kentteki bin 134 özel eğitim kurumuna bir yazı göndererek depreme karşı teknik inceleme yaptırılmasını ve dayanıklılık raporu hazırlatılmasını istedi.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün özel eğitim kurumlarına gönderdiği yazısında, şöyle denildi:
Türkiye’nin deprem bölgesi olması sebebiyle son zamanlarda ülkemizde kısa aralıklarla depremler meydana gelmekte, bu depremlerde bazı resmi ve özel öğretim kurum binaları ile öze öğrenci barınma hizmetleri veren kurum binaları da hasar görmektedir. Yaşanması muhtemel depremlerde herhangi bir olumsuzluğun yaşanmaması için ilimizde faaliyet gösteren özel öğretim kurum binaları ile özel öğrenci barınma hizmeti veren kurum binalarında gerekli incelemelerin yapılarak incelemeler sonucunda tespit edilen hasar veya olumsuzlukların giderilmesine yönelik gerekli önlemlerin alınmasının sağlanması gerekiyor.
Özel şirketlerin deprem dayanıklılık raporlarının “Üniversite onaylı veya Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) onaylı laboratuvarın sonuçlarının kullanılarak hazırlanmasının” şart olduğu ifade edildi.
BirGün’den İsmail Arı’nın haberine göre, İstanbul’da bazı şirketlerin düşük ücretlerle sahte ve usulsüz teknik inceleme ile deprem dayanıklılık raporu hazırladığı belirtildi.
Yönetmelik gereği binalardaki kolonlardan örnek alınması gerekiyor. Ancak bu şirketlerin örnek almadan alınmış gibi raporlar düzenlediği iddia edildi.
‘Herkes biliyor Milli Eğitim’in salak olduğunu’
Bu iddialara ilişkin Arı, bir özel okul sahibi gibi, Cuma Ali isimli bir şirket yetkilisini aradı. Ali, “Biz 10 bin TL’ye yapıyoruz deprem dayanıklılık testini ve rapor hazırlıyoruz. Bina 1950’de de yapılsa dün de yapılsa bu raporu istiyorlar. Bunun mantığı var mı yok mu artık sorgulamayalım. Artık herkes biliyor Milli Eğitim’in salak olduğunu. Hani bu raporu istiyorlar da raporda bu hesap yanlış, şu yanlış demiyorlar” dedi.
Daha önce Milli Eğitim Bakanlığı’nın dayanıklılık raporlarında “Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) onaylı laboratuvar sonuçları kullanılarak hazırlanması” şartını istediği için rapor vermeyi durdurduğunu ancak şimdi tekrar vermeye başladığını belirten şirket yetkilisi sözlerini şöyle sürdürdü:
Ben Milli Eğitim’den yazı gelince teknik raporları durdurmuştum, vermedim. Çünkü TÜRKAK onaylı laboratuvarlardan sonuçlar isteniyordu. Bu şartla hazırlanan raporlara 150- 200 bin TL isteniyor. Sürücü kursları, anaokulları bu parayı vermek istemedi. Ben de bana ulaşanlara ‘vermeyin bu parayı bekleyin’ dedim. İki tane kurum beni dinlemedi bu paraları verdi. İki hafta önce İl Milli Eğitim’den bir müfettiş beni aradı, ‘İl Milli Eğitim geri adım attı senin raporları artık kabul ediyorlar’ dedi. Şimdiye kadar 100’den fazla teknik rapor verdim. Kağıthane’de mesela özel eğitim ve rehabilitasyon merkezine rapor hazırlayıp kargoladım. Onların da 3 tane şubesi var.
Karot alınmadan rapor hazırlıyorlar
Şirket yetkilisi, “Karot almadan mı rapor hazırlıyorsunuz?” sorusuna karşılık da şunları söyledi:
Eski tarihli karotlarınız (kolonlardan alınan örnek) varsa onun değerlerini kullanıyoruz. Zemin etüdü alıyoruz. Sonra laboratuvarda analize sokuyoruz ve teknik rapora yazıyoruz. Biz daha ucuza yapıyoruz çünkü diğer firmalar gelip binanızdan karot alıyorlar biz almıyoruz. Ben makine mühendisiyim benim inşaat mühendisim var benim mimarım var. 10 gündür 100’den fazla kuruma deprem dayanıklılık raporu verdim. Bir müfettiş beni aradı ‘Sizin raporlardaki veriler Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) onaylı laboratuvarlardan mı?’ dedi. Ben de hayır dedim. İl Milli Eğitim’den arkadaşların haberi var konuşun dedim daha aramadılar. İsterseniz karot alırım ama o zaman kat başı 15 bin TL alırız sizden.
‘Karot alınmadan analiz yapılamaz’
Bu durumu değerlendiren TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İkinci Başkanı Nusret Suna ise “Binalardan karot alınmadan bir analiz yapılamaz. Karot alınmadan bu raporlar hazırlanıyorsa burada iyi niyetli olmayan şeyler çıkıyor karşımıza. Hastaneler ve okullar deprem anında ve ilerleyen günler içinde kesintisiz yaşamın devam etmesi gereken yapılardır. Yani bu binalardan beklediğimiz performans depremi hasarsız atlatmasıdır. Karot almadan alınmış gibi rapor hazırlanıyorsa büyük bir sahtekarlık vardır” diye konuştu.