“Geleceğin Türkiye’si” konferansında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sancar, “Bizlerin hakikat yolculuğu ve arayışı elbette acılarımızı anlatmakla sınırlı olamaz” dedi.
Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Halkevleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Toplumsal Özgürlük Partisi’nin (TÖP) düzenlediği “Geleceğin Türkiye’si için Hafıza, Hakikat, Hesaplaşma” konulu konferans, “Hesaplaşma” bölümüyle devam ediyor.
Bu bölümde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, hakikatin hafıza ile doğrudan ilişkili olduğunun altını çizdi. Hafıza olmadan hakikati bulmanın da mümkün olmadığını belirten Sancar, “Çeşitli iktidarlar özellikle otoriter, totaliter yönetimler hafızayı ve hatırlamayı kendi tekellerinde tutmak isterler. Bizlerin hafızaları boğulmaya çalışılır. Çünkü bizler hakikati anlattıkça hikayeyi anlattıkça gerçeğin daha fazla boyutları ortaya çıkacaktır. Bu hikayelerin önemli bir kısmı acılarla doludur. Bir kısmı da travmatik tecrübeler diye nitelendirilebilir” dedi.
Türkiye tarihine bakıldığında üst üste binmiş travmatik deneyimler yığını ile karşı karşıya olan bir toplum ve ülke gerçeği olduğunu dile getiren Sancar, devamında şunları söyledi:
Hafızanın bastırılmasının başka bir boyutu acıların inkarıdır. Bu da zulmün katmerleşmesi demektir. Hem zulüm yapacaksınız, hem de bunun olduğunu inkar edeceksiniz. Ermeni soykırımı bunun tipik örneğidir. Ama sadece Ermeni Soykırımı değil yaşadığımız acıların büyük kısmında da bu iktidarlar sistemi ayakta taşıyan bütün özneler aynı yöntemi izlemiştir.
Bizlerin hakikat yolculuğu ve arayışı elbette acılarımızı anlatmakla sınırlı olamaz. Acıyı dile getireceğiz, acıyı dinlediğimizde yüreğimiz yanacak. Belki gözyaşı dökeceğiz belki yıllar geçse de ağıtlar yakacağız. Bunların hepsine hakkımız var ağıt yakmaya da gözyaşı dökmeye de hakkımız var. Ama bununla sınırlı hakikat mücadelesinin dönüştürücü bir etkisi olmadığının farkına varmamız gerekiyor. Eğer ağıtlarımızın sesini takip edersek, gözyaşlarımızın izini sürersek o zaman bu acıları toplumsal mücadelenin dönüştürücü enerji kaynağı haline getirebiliriz.
Biz buraya hafıza, hakikat ve hesaplaşma başlığını koyduk. Hesaplaşma başlığı sert kaçabilir. Bazıları bunun hedeflere giden yolu yeterince tarif edip etmediği konusunda tereddüt de duyabilir. Ama bu tereddütlerin yerinde olmadığı kanısındayım. Bu çerçevede çalışmalar yaptım yıllarımı verdim bu çalışmalara, çeşitli kavramların kullanıldığının da farkındayım ama her birinin siyasal çağrışımı ve hedefi farklı olur. Mesela sadece adalet kelimesi koymak, sadece bu somut olaylarla ilgili bir hukuksal yargısal hedef belirlemek gibi bir hedef yaratabilir. Oysa bizlerin sadece bununla sınırlı bir mücadele yürütmek gibi dar bakışlı yaklaşımı olamaz. Mesela yüzleşme kavramı konulabilirdi evet yüzleşme de önemli bir edim ve hedeftir ancak yüzleşme büyük ölçüde hakikate bakmak ve orada kalmak, ötesine geçme iradesini açıkça ortaya koymama gibi bir sınırlılığa sahiptir. Yüzleşme gereklidir ama yeterli değildir.
HABER MERKEZİ