Yargıtay Başsavcısı’nın, HDP’ye Hazine yardımı bulunan hesaplara bloke konulmasına ilişkin talebinin ‘nefret siyaseti’ üzerine geldiğini belirten HDP’li Ebru Günay, bunun seçim sürecinde yapılmasının kendilerine geri adım attırmak için olduğunu kaydetti. Avukat Kenan Maçoğlu da “Nihai amaç, seçim sürecine partinin Hazine yardımı almadan gitmesini sağlamak” ifadelerini kullandı.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılması istemiyle dava açan Yargıtay Başsavcısı Bekir Şahin, Anayasa Mahkemesi’ne partinin Hazine yardımı bulunan hesaplarına bloke konulması talebiyle başvuruda bulundu
Şahin’in, bu talebi kapatma davasına dair sözlü açıklama yapacağı Anayasa Mahkemesi’nin 10 Ocak 2023 tarihli oturumu öncesi geldi.
Talebin bu süreçte gelmesi dikkat çekerken, Şahin bu isteminin gerekçesini şöyle açıkladı:
Davalı partinin terör örgütü ile organik bağını gösteren eylem ve söylemlerine devam ettiği anlaşılmakla, sadece partinin ihtiyaçları veya parti çalışmalarında kullanılmak gayesiyle verilen devlet yardımlarının parti faaliyetleri dışında terör örgütünün amaçları doğrultusunda kullanılmasının engellenmesi bakımından bu yardımların geri alınmasındaki olası güçlükler gözetilerek, devlet yardımlarının bulunduğu banka hesabına tedbiren bloke konulmasına karar verilmesini yeniden talep etmek zarureti hasıl olmuştur.
HDP’ye Hazine yardımının durdurulması talebini, neden dava öncesi bir hamlede bulunulduğunu ve bu talebin yaklaşan seçim süreciyle bağlantısı olup olmadığını HDP Parti Sözcüsü ve Mardin Milletvekili Ebru Günay ile HDP Hukuk Komisyonu üyesi avukat Kenan Maçoğlu Gazete Karınca’ya değerlendirdi.
HDP’ye açılan kapatma davasının ‘politik saikler ve nefret üzerine’ yürütüldüğünü söyleyen Ebru Günay, “İlk iddianame hazırlandığında da bu talep gündeme gelmişti ve AYM reddetmişti. Kamuoyunun bildiği üzere yeniden, MHP, Vatan Partisi, BBP gibi kimi partiler partimize yönelik Hazine yardımının kesilmesini dillendirmeye başladılar. Bu çağrı üzerine bile savcının bu talepte bulunmuş olması, meseleye ne kadar iktidar ve onun çevresine kümelenmiş partilere göre yaklaştığının açık göstergesi” dedi.
Kendilerine henüz bir tebligat veya hukuki bildirim ulaşmadığını kaydeden Günay, “Biz de bütün kamuoyu gibi basından öğrendik. Yazılı bir belge ulaşmadığı için bunu teyit etme koşulumuz da söz konusu değil” ifadelerini kullandı.
Günay, “Bu süreçte olanlar partimize, nefret söylemi üzerine kurulmuş bir düşman hukuku ile yaklaşıldığını gösteriyor” dedi ve şunları ekledi:
Olanlar tarafsız ve bağımsız bir yargıyı değil, partilerin özellikle iktidar partisinin talepleri doğrultusunda hareket eden bir yargı mekanizması olduğunu gösteriyor. Bu bir kumpas yargılaması, partimizle politik ve demokratik zeminde baş edememenin, söz söyleyememenin intikamını almanın yöntemi. Türkiye toplumuna söyleyecek sözü olmayan, yaşanan krizlere dair çözüm önerisi olmayan partilerin, partimize yönelik milliyetçi, hamasi söylemleriyle yaratmaya çalıştığı algının sonucu. Türkiye halkları gerçeğin farkında. Biz sonuçta çok güçlü mirası olan bir partiyiz. Dolayısıyla bu tip şeylerle ne mücadelemizden geri dururuz ne de geleceğe dair halklara dair umut olmaktan vazgeçeriz. Bizler Türkiye’deki değişim ve dönüşüme öncülük edecek, 3. Yol siyasetini her koşulda örecek bir partiyiz.
‘HDP geleceği inşa etmenin umudu’
Hazine yardımının kesilmesi gibi yöntemlerin kendilerini seçim çalışmasından alıkoyamayacağını vurgulayan Günay, şu ifadeleri kullandı:
HDP’nin bu tip yöntemlerle mücadeleden vazgeçeceğini düşünüyorlar. Türkiye’deki birçok partinin çalışmaları, özellikle partimize yönelik nefret söylemlerini yayan partilerin ilişkileri maddi çıkarlara, menfaatlere dayalı. HDP’yi de sanırım öyle sanıyorlar. Oysa HDP bir mücadele ve ruh birliğidir. HDP, geçmişten aldığı mücadele ruhuyla geleceği inşa etmenin umududur. Tam da seçim döneminde Hazine yardımını kesme talebinde bulunmak gibi baskı dozajını yükseltme yöntemleriyle sanıyorlar ki HDP geri adım atacak, seçim çalışmasından vazgeçecek. Biz bundan çok daha zorlu koşullarda seçim çalışması yürüttük.
HDP’nin seçmen kitlesi cebinde iplerle sandığa gidip, oy pusulasında partisinin yerini bulan bir mücadele geleneğinden geliyor. Halk desteği var arkasında. Bunları görmeden, bu yöntemlerle sonuç alacaklarını düşünüyorlar. Oysaki bizim geldiğimiz gelenek, mücadele azmimiz, geleceğe dair umudumuz onlardan farklı. Bizim dinamiklerimiz Türkiye haklarının bize verdiği güç, moral ve destekle ayakta kalır. Dolayısıyla seçim arifesinde bunu yapma nedenleri bu.
‘Seçim sürecinde partinin Hazine yardımını kesmek amaçlanıyor’
Avukat Kenan Maçoğlu ise bu talebin neden davadan önce istendiğine dair, “Savcılığın mütalaası alınacak Ocak ayında, o tarihten önce bir karar vermesini istiyorlar. Partilere yönelik Hazine yardımı Ocak ayının başında verilecek. Öncesinde bir karar alıp bunu kesmek istiyorlar hazır seçim sathına girilmişken. Nihai amaç, seçim sürecine partinin Hazine yardımı almadan gitmesini sağlamak” yorumunda bulundu.
Bu talebin ikinci kez geldiğini hatırlatan Maçoğlu, “İlk iddianame hazırlandığında partinin mal varlığına tedbir, bankadaki parasına bloke talebini iletmişti savcılık. Ancak Anayasa Mahkemesi, bu talebi reddetmişti. Tekrardan bunu talep etmesinin seçim süreciyle bağlantılı olduğunu düşünüyoruz” dedi.