Tutuklanma sürecine ilişkin konuşan HDP milletvekili Semra Güzel, hakkındaki iddiaları yalanlayarak, “Kürt halkının bir temsilcisi ve bir kadın olarak başımı eğdiremezdim” dedi.
Gözaltına alındıktan sonra tutuklanan HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel, hakkında ortaya atılan iddiaları yalanladı. Yurt dışına kaçmak gibi bir niyetinin olmadığını söyleyen Güzel, basına servis edilen görüntülerin ise sipariş üzerine alındığını ifade etti.
Semra Güzel, tutuklanmasına dair Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı. Hedef gösterildiği fotoğrafların 2014’te çekildiğini ve 2017’de ise jandarmanın bu fotoğrafları bulduğunu paylaşan Güzel, 5 yıl boyunca bu fotoğraflara dair herhangi bir haber veya durumun gündeme getirilmediğini aktardı. Fotoğrafların 9 Ocak’ta servis edildiğine dikkat çeken Güzel, daha sonra ise linç kampanyasının başladığını belirtti. Güzel, “Suç olarak gördükleri fotoğraflarda herhangi bir suç unsuru yoktu. Çözüm sürecinde çekilmiş ve iki kişi arasındaki yakınlık ilişkisi dışında bir şey barındırmayan fotoğraflara ‘örgüt üyeliği’ vasfı yüklenmek istendi” dedi.
‘Seçim startıyla bağlantılı’
Aynı dönemde binlerce kişinin bölgeye gittiğini ve yakınlarıyla fotoğraf çektiğini, gazetecilerin örgütün kıyafetlerini giydiğini ve üst düzey görüşmeler sağladığını anımsatan Güzel, şunları ifade etti:
Kimse hakkında bir işlem yapılmadı, soruşturma başlatılmadı. Ben o zamanlar vekil değildim, hatta parti üyesi bile değildim. Söz konusu dosya kapsamında hakkında işlem yapılan kişiler de vardı. Benim de her bilgim dosyada mevcuttu ve yerim yurdum belliydi. Buna rağmen benim ismim 5 yıl sonra gündeme geldi. Bunun sebebi AKP’nin seçim startı vermesi ve bu doğrultuda seçim malzemesi toplamaya çalışmasıydı. Bu süreçte Kürt halkına yönelik çözüm süreci üzerinden saldırılar başladı. Bu görüntüler parti kapatma davasına eklemlenerek kendilerince partiyi kapatmak adına beyhude gerekçeler üretmeye çalıştılar.
‘Süreç hukukla bağdaşmıyor’
Dokunulmazlığının kaldırılmasının hukukla yakından uzaktan alakasının olmadığını ifade eden Güzel, “Bu süreçte öncelikle milletvekilinin savunması alınmalı ve daha sonrasında karar verilmelidir. Ancak böyle olmadı. Daha savunmam alınmadan dokunulmazlığımın kaldırılması gerektiğini açıkladılar. O zamanın Karma Komisyon Başkanı Bekir Bozdağ idi. Kendisi o günlerde çıkıp benim için ‘dokunulmazlığı kaldırılmalı’ demişti. Daha sonra Adalet Bakanı oldu. Beni yargılayacak mekanizmanın başındaki bu kişinin durumuna bakınca biz adaletten ne bekleyebiliriz?” diye konuştu.
‘Muhalefet de sorumlu’
CHP ve İYİ partinin de dokunulmazlığın kaldırılmasına dair oy verdiğini hatırlatan Güzel, “Sonuç olarak yargısız bir infaz gerçekleşti” dedi.
Güzel, “Evet, iktidar ve ortağı zaten bu süreci yürüten asıl unsurdu. Ancak muhalefetin de bu işin bir parçası olduğunu belirtmek gerek. Her gün çıkıp seçim vaadi olarak parlamenter sisteme geri dönüleceğinden bahsediyorlar. Bu sistemden kasıtları nedir? Her gün iktidarı ve hukuk sistemini eleştiren muhalefet parlamentonun bir üyesini, bir milletvekilini kendisinin bile güvenmediği hukuk sitemine teslim etti. Bu durum muhalefetin Kürt sorununa ve parlamenter sisteme bakış açısını da yansıtmaktadır” ifadelerini kullandı.
‘Kaçma niyetim olmadı’
Medyada paylaşılan bilgilerin doğru olmadığını, peruk takmadığını ve Edirne sınırında gözaltına alınmadığını da paylaşan Güzel, “Taktığım gözlük ise günlük kullandığım numaralı gözlüğümdü. Yine Edirne’de sınırı geçmeye çalıştığım haberleri gibi iddialar da dayanaksız ve yalan ifadelerden ibarettir. Ben kaçmaya çalışsaydım 9 ay gibi bir sürede zaten ülkeyi terk edebilirdim. Bir suç işlediğimi düşünmüyorum bu nedenle kaçma gibi bir niyetim de söz konusu değildir” diye konuştu.
Doktor hakkında suç duyurusu
Gözaltına alındığı esnada da polis tarafından başının eğdirilmeye çalışıldığını kaydeden Güzel, ters kelepçe ve psikolojik şiddete uğradığını dile getirdi. Muayene olmaya götürüldüğü Bayrampaşa Devlet Hastanesi’nde muayene esnasında ters takılmış kelepçenin çözülmediğini belirten Güzel, şöyle devam etti:
Hekime durumu bildirmeme rağmen oralı olmadı. Ayrıca bileklerimde, boynumda ve kafa derimde yaralanmaların mevcut olduğunu söylememe rağmen herhangi bir muayene gerçekleştirmedi. Ben de bir hekim olarak kendisine İstanbul Protokolü’nü hatırlattım. ‘O burada geçmez’ diyerek cevap verdi. Bu nedenle basın üzerinden suç duyurumdur ve Tabipler Odasına çağrımdır; söz konusu doktor hakkında soruşturma başlatılmasını istiyorum. Emniyetten Adliyeye götürülme sürecimde ise kendi politikalarına malzeme yaratmak için İçişleri Bakanı’nın ısmarlamasıyla bir takım görüntüler aldılar ve basına servis ettiler.
‘Başımı eğdirmedim’
Başının eğdirilmek istenmesine de dikkat çeken Güzel, “Yapmak istedikleri şey sadece benim başımı eğmek değildi. Aslında, Seyit Rıza’dan beri Kürt halkının başı eğilmek istendi. Kadınların başı eğilmek istendi. Ben de Kürt halkının bir temsilcisi ve bir kadın olarak başımı eğdiremezdim, eğdirmedim” dedi.
Milletvekili olmasına rağmen ifade sürecinde yargılamaya konu fezlekeler dışında bir takım sorular sorulduğu bilgisini de veren Güzel, “Bu soruların bir kısmı başka milletvekilleri hakkındaydı. Dokunulmazlığı kalkmamış olan vekiller hakkında ve yargılamaya konu iki fezleke dışında sorulan sorular hukuka aykırıdır” diye konuştu.
‘Hukuksuzluğun takipçisi olun’
Son olarak, Kürt sorununun ancak diyalog ile çözülebileceğine inandığını dile getiren Güzel, “Barış ortamı oluşana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Kürt halkı boyun eğmeyecektir. Ayrıca, barolara, insan hakları derneklerine, kadın kurumlarına, tabip odalarına çağrı yapmak istiyorum: tepkinizi gösterin, bu hukuksuzluğun takipçisi olun” şeklinde konuştu.