MHP lideri Devlet Bahçeli’nin sessizliğini bozmadığı Sinan Ateş cinayetine ilişkin iddialar ortaya atılmaya devam ediliyor. Yapılan son açıklamaları ve kimi iddiaları derledik.
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş, 30 Aralık 2022 tarihinde Ankara’da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti.
38 yaşındaki Ateş’in öldürülmesiyle ilgili MHP sessizliğini korurken, cinayetin üstündeki perde henüz kalkmış değil.
Gazeteci Alican Uludağ, Ateş’in öldürülmesi hakkında yürütülen soruşturmada, MHP bağlantısı olduğunu iddia etmişti. Twitter hesabından soruşturmaya ilişkin edindiği bilgileri paylaşarak, tetikçilerin İstanbul’dan Ankara’ya geldiklerini aktarmıştı.
Cinayette Eray Özyağcı ve Doğukan Çep isimlerinin öne çıktığını kaydeden gazeteci Uludağ, tetiği çektiği öne sürülen Özyağcı’nın henüz yakalanamadığını, motosikleti kullanan Doğukan Çep’in ise gözaltında olduğunu söylemişti.
İstanbul’dan Suat Kurt adlı bir şüphelinin adının da tespit edildiğini belirten Uludağ, Doğukan Çep’in önemli bir isim olduğunu ifade ederek, şunları kaydetmişti:
Maltepe Gülsuyu’nda uyuşturucu çeteleri tarafından öldürülen Hasan Ferit Gedik cinayeti davasında tutuklu yargılanıyordu. 2015’te tahliye edildi. 2018’de 35 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Doğukan Çep hakkında cezayla birlikte yakalama kararı da çıkarıldı, ancak yakalanamadı. O günden bugüne sözde firardaydı ancak Sinan Ateş cinayeti için ortaya çıktı. Dün Gülsuyu’nda kullanılan Çep, bugün de Sinan Ateş olayında taşeron yapıldı.
Doğukan Çep ve Eray Özyağcı’nın ise Dado lakaplı Doğukan Yardak’ın kurduğu suç örgütünde yer aldığı iddia ediliyor. Maltepe-Gülsuyu’nda faaliyet gösteren Yardak’ın yurt dışına kaçtığı düşünülüyor. Asıl soru şu, bu kişiler kimin taşeronu?
‘Ülkü Ocakları/MHP bağlantısı’ iddiası
Cinayette Ülkü Ocakları/MHP bağlantısı ilk kez tespit edildiğini de öne süren Uludağ, buna ilişkin şunları ifade etmişti:
Bu kapsamda eski Ülkü Ocakları Maltepe Şube yöneticisi Ufuk Köktürk gözaltına alındı. Köktürk’ün evinde 1 adet tabanca ve bu silaha ait 2 adet şarjör ve 23 adet fişek ele geçirildi. M.Y. adlı şüpheli ise aranıyor.
Ufuk Köktürk’ün adı ‘MHP İstanbul İl Yönetim Kurulu’ listesinde geçiyor. Ancak yönetimdeki görevine ilişkin ayrıntılı bilgi yok. Köktürk’ün olaydaki rolüne ilişkin de henüz teyitli bilgi bulunmuyor. Olay, MHP teşkilatı içinde başka yöneticilere uzanır mı, şimdilik bilinmiyor.
Cinayetin nedeni konusunda iki önemli tez var. İlki Mersin olayına misilleme. İkincisi, MHP içerisinde Sinan Ateş’in son dönemde İyi Parti’yle temasta olduğu algısı ve bu nedenle kendisine ‘ders’ verilmek istendiği.
Hatta cinayet talimatının Sinan Ateş’in bacaklarından vurulması şeklinde gittiği öne sürülüyor. Ancak ölüm olayının hesapta olmadığı iddiası var. Ancak bu, şüphelilerin daha az ceza almak için bir savunma kurgusu da olabilir.
Bunun üzerine MHP İstanbul İl Başkanlığı’nın, Köktürk ismini listeden çıkardığı ortaya çıktı.
BirGün yazarı Timur Soykan’ın sosyal medya hesabından paylaştığı bilgilere göre, Ufuk Köktürk ile cinayeti işleyenler arasında bir para trafiği olduğu da öne sürülüyor.
Ateş yakınlarına ‘Kalemimi kırdılar’ demiş
Bu arada Habertürk yazarı Fatih Altaylı’nın yazısına göre, Sinan Ateş öldürülmeden önce yakınlarına “Benim kalemimi kırmışlar. Haberi geldi. Her an bir şey yapabilirler” dedi.
Altaylı, şunları yazdı:
Aslına bakarsanız, Sinan Ateş’in sokak ortasında öldürülmesine pek şaşıran yok. Hatta ‘Kendisi de şaşırmamıştır’ diyor Sinan Ateş’i tanıyanlar. ‘FETÖ iftirası ile lekelenmeye çalışıldığı günlerden bu yana kendisine yönelik bir hamle bekliyordu’ diyorlar.
Birkaç gün önce geldiği İstanbul’da dostlarıyla buluşmuş. O buluşmada söylediği sözler ilginç. ‘Benim kalemimi kırmışlar. Haberi geldi. Her an bir şey yapabilirler’ demiş. Tanıyanlar ‘Bu işle kimin görevlendirildiğini bile biliyordu ama umursamıyordu’ diye anlatıyorlar. Ve Sinan Ateş’in siyasi çevresinde bu işi kimin yaptığına, kimin yaptırdığına ilişkin hiçbir bilgi eksiği yok.
Herkes her şeyi biliyor. Ve herkes susmuş bekliyor. Etrafa bakınca eski günlere dönmüşüz gibi hissediyorum. Tek fark artık Renault Torosların üretimden kalkmış olması. Beyaz Torosların yerini galiba motosikletler almış. Boşuna dememişler çağ sana uymuyorsa sen çağa uy diye. Yargısız infazlar da artık çağa uymuş.
Diğer iddialar neler?
Cinayetin ardından ortaya atılan diğer iddialar ise şöyle:
- Gazeteci İsmail Saymaz, Sinan Ateş’in son iki haftasını kaleme aldı. Ateş’in yurt gezilerine çıktığını belirten Saymaz, öldürüldüğü gün de “Külliye’den birileri” ile görüştüğünü öne sürdü:
“Sabah en yakın arkadaşını aradı. Saat 10.30’da ‘Külliye’den birilerinin’ geldiğini söyledi. Ateş’in Külliye ile bağları vardı. Örneğin Devlet Denetleme Kurulu Genel Sekreteri Necdet Ada bu isimlerdendi. Ada, Ateş’in bürosunu ziyaret ediyordu. Ateş, cuma namazından sonra Adalet Bakanlığı’na giderek, bir arkadaşına ‘Hayırlı olsun’a gideceğini söyledi. Normalde namazı Çukurambar’da Sebahattin Yıldız Camisi’nde kılıyordu. Ancak bir önceki hafta Ateş, koruması Selman Bozkurt ile Ülkü Ocakları üyeleri tesadüfen karşılaştığı için o hafta camiyi değiştirdi. Namaz dönüşü saldırıya uğradı.”
- Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, Sinan Ateş hakkında kaleme aldığı yazısında, “Olay, ülkücü camiada derin bir teessüre yol açarken, MHP yönetiminin derin bir sessizliğe gömülmesi, MHP’ye yakın yayın organı Türkgün gazetesinde nerede ise haber olarak bile yer almaması, Ak Parti cenahının, bu arada İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da bağlantılıymış gibi bir sessizlik içinde hareket etmesi, konuyu bambaşka boyutlara taşıdı” ifadelerini kullandı.
- T24 yazarı Tolga Şardan, Sinan Ateş cinayetine ilişkin soruşturmayı yürüten polis biriminin asıl sorumlusu olduğunu belirttiği Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’ın konumuna dikkat çekti. Şardan, bugünkü yazısında buna dair şunları yazdı:
“Şöyle ki; Yılmaz, MHP Genel Merkezi ile “çok yakın” diyalog halinde olan bir AKP dönemi bürokratı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun MHP yönetimi ile olan yakınlığını sağlayan isim demek yanlış olmaz. Fakat aynı Yılmaz, öldürülen Sinan Ateş’le de yakın. Bir dönem sıkça teması vardı. Hatta Ateş’le ‘sabah yürüyüşleri’ yapacak kadar yakın olduğu bizzat Ateş’in yakın çevresince ifade ediliyor.”
AKP ve Ülkü Ocakları’ndan gelen ilk açıklamalar
Sinan Ateş cinayetine ilişkin AKP ve Ülkü Ocakları’ndan günler sonra açıklamalar geldi.
Partisinin MYK toplantısının ardında gazetecilerin sorularını yanıtlayan AKP Sözcüsü Ömer Çelik, “Bir ölüm üzerinden siyaset yapmaya kalkanlar var. Bu tutum ahlaki değildir. Sonuç olarak emniyet güçleri, bu konunun bütün boyutlarını açığa çıkartacaktır. Emniyet teşkilatı işinin başındadır. Adliye işinin başında, olay tüm boyutlarıyla aydınlatılacaktır” dedi.
Ülkü Ocakları’ndan ilk açıklama ise Mersin Ülkü Ocakları Başkanı Yavuz Akgül’den geldi.
Akgül, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada MHP’den istifa edenleri ‘algı operasyonu’ yapmakla suçlayıp bu kişilerin pişman olacaklarını söyledi.
Bahçeli’nin ‘bir bildiği olduğu için’ yorum yapmadığını savunan Akgül, ‘olayın iç yüzünün araştırılmasını ve Ateş’in bir gecede neden görevden alındığının sorgulanmasını’ istedi.
Bahçeli suskunluğunu bozmadı
Sinan Ateş’in öldürülmesiyle ilgili şu ana kadar MHP kanadı sessizliğini korurken gözler Devlet Bahçeli’nin bugünkü Meclis grup toplantısına çevrildi.
Bahçeli bir saate yakın grup konuşmasında Sinan Ateş suikastıyla ilgili açıklama yapmadı.
‘Erdoğan, Sinan Ateş’in eşini aradı’
Gazeteci Serdar Akinan, Sinan Ateş’in öldürülmesinin ardından Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Ayşe Ateşi aradığını söyledi.
Akinan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ayşe Ateş’e “Merak etme, bu cinayetin sonuna kadar gideceğim. Bunun arkasında her kim varsa hesap verecek” dediğini ifade etti.