‘Sürreal bir durum’: Hak savunucuları gözaltı kararı olmaksızın ‘Eller yukarı’ denilerek alınmışlar

HABER MERKEZİ – Büyükada’da gözaltına alınan hak savunucularından İdil Eser, İlknur Üstün, Özlem Dalkıran ve Nalan Erkem’le görüşen avukat Selin Nakıpoğlu, gözaltına alınanların “silahlı terör örgütüne üyelik”le suçlandığını söyledi. Polis operasyonunun ayrıntılarını paylaşan Nakıpoğlu, 9.30’da ‘Ellerinizi kaldırın’ diye bağırarak toplantıya baskın yapıldığını ancak gözaltı kararının 5 saat sonrasına ait olduğunu ifade etti. Avukat Nakıpoğlu, İdil Eser’in baskınla ilgili sözlerini ise şöyle aktardı: “Çevik kuvvetten TEM’e kadar sürreal bir durum yaşadık.”

Türkiye’deki önde gelen insan hakları savunucuları dün Büyükada’daki bir otelde düzenlenen toplantı esnasında toplu olarak gözaltına alınmıştı.

Gözaltına alınan insan hakları savunucularının nerede tutuldukları ise ancak bugün öğrenilebilmişti.

Ayrıca soruşturma kapsamında gözaltına alınan insan hakları savunucuları için 7 gün ek süre alındığı belirtilmişti.

Avukat kısıtlılığı kararının bugün saat 14.30’da kalktığını söyleyen avukat Selin Nakıpoğlu, dün Büyükada’da gözaltına alınan hak savunucularından İdil Eser (Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü) ile İlknur Üstün’le (Kadın Koalisyonu) Maltepe Cumhuriyet Polis Merkezi Amirliği’nde; Nalan Erkem (Helsinki Yurttaşlık Derneği) ve Özlem Dalkıran’la (Helsinki Yurttaşlık Derneği) da Kartal Şehit Aslantepe Polis Merkezi Amirliği’nde görüştü.

“Silahlı terör örgütüne üyelik”le suçlanıyorlar

Nakıpoğlu, Büyükada’da gözaltına alınanlardan dört hak savunucusu ile yaptığı görüşmeyi bianet‘e anlattı.

Avukat Nakıpoğlu, gözaltına alınan hak savunucularının “silahlı terör örgütüne üyelik”le suçlandıklarını kaydetti.

5 saat sonra gözaltı kararı çıkarılmış

Sivil giyimli polislerin dün sabah 9.30’da “Ellerinizi kaldırın” diye bağırarak toplantıya baskın yapıldığını söyleyen Nakıpoğlu, hak savunucuları hakkındaki gözaltı kararının ise saat 14.30’da verildiğini belirtirken “Bu ciddi bir ihlal” dedi.

Gözaltı sürecinde birçok ihlal yaşandığı söyleyen Nakıpoğlu, gerekli tüm itirazların yapılacağını söyledi.

‘Sürreal bir durum’

Nakıpoğlu, yaşananları şöyle aktardı:

Dosya Adalar Emniyeti’nde, ama soruşturmayı Terörle Mücadele (TEM) yürütüyor. Sabah 9.30’da otele baskın yapılmış. Tüm eşyaları poşete konulmuş. Sivil giyimli polisler ‘Ellerinizi kaldırın, hiçbir şeye dokunmayın’ diye bağırarak girmişler toplantıya. Ardından Büyükada Emniyeti’nin nezaretine götürülmüşler. Gece saat 03.00 civarında da İstanbul’daki karakollara getirilmişler.

Tüm bilgisayarları, telefonları ve elektronik eşyalarına el konulmuş. Telefonlarındaki tüm mesajları okunmuş. ‘Neden Adalar’da toplanıyorsunuz’ diye sormuşlar. Soruşturmayı yürüten savcı Ramazan Can.

İdil Eser’in baskın anıyla ilgili ifadesi şu: ‘Çevik kuvvetten TEM’e kadar sürreal bir durum yaşadık.’ Hepsi çok şaşkın haldeler.

Kadınların dördü de polislerin baskın anında ‘Peter’ diye bağırdıklarını söyledi.

İlaçları verilmemiş

Nakıpoğlu, Nalan Erkem ile nefes darlığı çeken İdil Eser’in saatinde almaları gereken ilaçlarını da alamadıklarını ifade etti.

Avukat kısıtlılığı kararının saat 14.30’da kalktığını belirten Nakıpoğlu, “O zamandan beri avukatlar görüşe girip çıkıyor. Bu yedi gün boyunca da avukatlarıyla görüşebilecekler” dedi.

Elektronik eşyalara tutanaksız el konulmuş

Gözaltındakilerin bilgisayar, akıllı telefon ve tüm elektronik cihazlarına el konulduğunu söyleyen avukat Nakıpoğlu, imajların alınmadan bu eşyaların polisin elinde olmasının çok ciddi bir hukuk ihlali olduğunu da belirtti.

Selin Nakıpoğlu, bu durumu şu sözlerle anlattı:

Elektronik eşyalar, imaj kaydı alınmadan polisin elinde. Bu şu demek: Bilgisayara sahibinin iradesi dışında veriler konulabilir. Yani polis bilgisayarı ve akıllı telefonları gözaltındaki kişinin elinden hangi halde aldıysa, bu son halin tutanak altına alınması lazım. Ama bu yapılmamış.

Bilakis telefonlardaki mesajlar da okunmuş. Özlem polisin telefonundaki tüm mesajları okuduğunu söyledi. İlknur da bir senedir her şeyini, katıldığı toplantıları vs’yi yazdığı not defterinin polislerde olduğunu söyledi.