Suruç Aileleri İnisiyatifi, 33 düş yolcusu için başlattığı eylemin 90’ıncısı için Kadıköy’de bir araya gelerek cezasızlık politikasına tepki gösterdi.
Suruç Aileleri İnisiyatifi, 20 Temmuz 2015’te Urfa’nın Suruç ilçesinde bulunan Amara Kültür Merkezi’nde IŞİD’in gerçekleştirdiği bombalı saldırı sonucu yaşamını yitiren 33 “düş yolcusu” için başlattığı eylemin 90’ıncısını Kadıköy’de bulunan Halitağa Caddesi’nde gerçekleştirdi.
Katledilen 33 kişinin bulunduğu ve “Kalplerimiz adalet için atsın” yazılı pankartların açıldığı açıklamaya, katliamda yaşamını yitirenlerin yakınları ile katliamdan yaralı kurtulanların yanı sıra, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) Eş Başkanı Okan Danacı, Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Genel Sözcüsü Çiçek Otlu ve Gençlik Örgütleri katıldı.
‘Göz göre göre gelen bir katliam’
Açıklamayı okuyan SGDF MYK üyesi Sinem Çelebi, Hrant Dink için 16 yıldır verilen adalet mücadelesine dikkat çekti. Katliama giden yolun ve ardından açılan davaların seyrinin diğer katliam dosyalarıyla aynı olduğuna dikkat çeken Çelebi, “Ortada suç işlemek için oluşturulmuş bir suç örgütü, göz göre göre gelen bir katliam ve katilleri aklayan bir mahkeme süreci.” dedi.
‘Hizmet kusuru yok denildi’
Gezi eylemleri sırasında öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın katillerine basit yaralamadan verilen cezayı hatırlatan Çelebi, “Davada 2 polis memurunun tutukluğu devam ederken diğer sanıklar serbest bırakıldı” dedi. Emine Şenyaşar ve oğlu Ferit Şenyaşar’ın aylardır sürdürdüğü Adalet Nöbeti’nden de bahseden Çelebi, suçluların değil, Şenyaşar ailesinin cezalandırıldığını söyledi. 2017 Diyarbakır Newroz’unda polis tarafından öldürülen Kemal Kurkut’un failinin beraat ettiğini anımsatan Çelebi, 10 Ekim Ankara katliamı davasında ise kamu görevlilerinin cezalandırılması isteminin “hizmet kusuru yok” denilerek reddedildiğini belirtti.
Cezasızlık politikasına vurgu yapan Çelebi, “Peş peşe görülen bu davalardan çıkan kararlardan da anlaşılacağı gibi mahkemeler davaları aydınlatmaktan ve sorumluları cezalandırmaktan uzaktır. Gerçek adalet mahkeme salonlarında değil halkın vicdanlarında sağlanacaktır” dedi.