Suruç Katliamı davasında verilen cezayı protesto eden İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, “Katliam münferit bir olaya bağlanıp katliamın ardındaki gerçek, yargı eliyle karartıldı” ifadelerini kullandı.
Urfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015 tarihinde Kobanê’deki çocuklara oyuncak götürmek amacıyla Amara Kültür Merkezi’nde Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) öncülüğünde bir araya gelen gençlere yönelik IŞİD’in gerçekleştirdiği canlı bomba saldırısında 33 gencin öldürülmesine ilişkin davada dün karar çıkmıştı.
Davanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin’e “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, tasarlayarak ve yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürme” suçundan 34 kez ağırlaştırılmış müebbet, eylemin teşebbüs noktasından kalmasından bin 890 yıl, patlayıcı bulundurmaktan 10 yıl ve 40 bin TL para cezası verilmişti.
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, “Suruç’un hesabı sorulacak” sloganıyla Kadıköy’de bulunan Süreyya Operası’nda açıklama yaptı. “Suruç’un hesabı sorulacak” pankartı açılırken sık sık ” Katil IŞİD işbirlikçi AKP” sloganları atıldı.
Eyleme, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Musa Piroğlu ve çok sayıda siyasi partili katıldı.
Devletin, halklara karşı işlediği katliamın izlerini silmek ve işbirlikçileri korumak için suçu bir kişinin sırtına yükleyip davaları kapatmaya çalıştığını belirten Piroğlu, “Olaydan sadece bir kişiye ceza verilerek olayın üstü kapatılmak isteniyor. Suruç için adalet arayışı adil bir dünya kurma arayışıdır. Bu İktidar, bütün uygulamalarıyla yargıyı bir sopaya çevirerek paramiliter güçlerle halkın üstüne giderek varlığını devam ettirmeye çalışıyor. Başından itibaren Suruç Katliamı bu iktidarın bugüne gelişinin hikayesini anlatır” dedi.
Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına konuşan Ezgi Bahçeci, Suruç davası gibi Antep davasının da kapatıldığını söyledi.
Suruç Katliamı’nın suç ortağı olan devlet, katliamın ardından 18 ay boyunca dosyaya gizlilik kararı uyguladı. Aileler, yaralılar, avukatlar ve sosyalistlerin mücadelesi sonucu 21 ay sonra sanıksız başlayan Suruç katliamı davasında, dosyanın tek tutuklu sanığı ve aynı zamanda Ankara Gar katliamının da sanığı olan Yakup Şahin, bir kez olsun mahkeme salonuna getirilmeyerek korundu. Dava Urfa’nın Hilvan ilçesine alınarak gözlerden uzak bir yargılama süreci sürdürülmeye çalışıldı. Aileler ve avukatların tüm talepleri yargılama süresince reddedildi, katiller ve işbirlikçileri korundu.
Suruç davasında adalet isteyen ailelerin ve yaralıların dinlenmesinin engellendiğini söyleyen Bahçeci, “Katliamın tek tutuklu sanığı olan Yakup Şahin hakkında ‘tasarlayarak öldürme’ suçundan 34 kez ağırlaştırılmış müebbet, aynı maddeden 70 kez 27 yıl hapis cezası verildi. Böylelikle katliam münferit bir olaya bağlanıp katliamın ardındaki gerçek, yargı eliyle karartıldı” diye konuştu.
2015’den beri katliamın aydınlatılması için mücadele ettiklerini söyleyen Bahçeci, “Karar bizim için yok hükmündedir. Suruç ailelerinin yanında olmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.