Antep başta olmak üzere birçok kentteki tekstil fabrikalarında toplu işten çıkarmalar yaşanıyor, sayının on binleri bulduğu belirtiliyor. BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen ile asgari ücret zammı öncesi ‘faturanın işçilere kesilmesinin’ arka planına baktık, ‘işçi kıyımının’ sebeplerini konuştuk.
Birleşik Tekstil, Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Kurucu Genel Başkanı Mehmet Türkmen, 2023’te geçerli olacak asgari ücretin açıklanmasından bir gün önce “Antep, Urfa ve Malatya’da son iki hafta içinde binlerce işçi daha atıldı. Atılan işçilerin ihbar ve kıdem tazminatları gasp ediliyor” sözleriyle tekstil sektöründeki ‘işçi kıyımına’ dikkat çekti.
Bunun üzerine mikrofon uzattığımız Türkmen, sosyal medya üzerinden yaptıkları açıklamaların yalanlanmadığını belirterek, sendika olarak çalışma yürüttükleri kentlerden biri olan Antep’te yazın başından beri devam eden bir işçi kıyımı olduğunu vurguladı: “Kentte 30 bini aştı işten atılmalar.”
“Sahip olduğumuz bilgiler daha çok takip ettiğimiz, çalışma yürüttüğümüz bölgelerdeki ilişkilerimiz ve saha gözlemlerimize dayanıyor” diyen Türkmen, son iki aydır ise işçi kıyımının Antep’le sınırlı kalmadığını, başta Malatya, Urfa, Maraş gibi illerde ve hatta Trakya bölgesinde toplu işten çıkarmalar yaşandığını aktardı.

Toplu işten çıkarmaların sebeplerini sorduğumuz Mehmet Türkmen, öncelikle hem dünyadaki hem Türkiye’deki ekonomik koşullarla ilgili olduğunu söyledi ve pandemi döneminde tekstil sektöründe yaşanan hızlı büyümenin altını çizdi:
Pandemi döneminde tekstil sektörü çok hızlı bir büyüme yaşamıştı. Hatta Türkiye’de en hızlı büyüyen sektörlerin başında gelmişti. Bunun da sebebi pandemiyle birlikte dünyada tedarik zincirinin önemli ölçüde değişmesi ve Türkiye’deki patronların bunu bir fırsata çevirmesiydi. Hem lokasyon hem ucuz iş gücü avantajı…
Pandemiden önce Asya, Doğu Asya’da yapılıyordu bu. Pandemide koşullar değişince siparişlerin büyük çoğunluğu Türkiye’ye kaydı. Ve pandeminin ilk 2 ayı hariç, iki yıllık dönemde tekstil patronları sürekli ihracat ve büyüme rekorları kırdılar.
Pandemi koşullarının gevşemesiyle birlikte tedarik zincirinin tekrar terse döndüğünü ve bunun üzerine “tekstil sektöründe bir durgunluğun yaşandığını” söyleyen Türkmen, toplu işten çıkarmaların temel faktörlerinden birine işaret etti.
‘İşler kötüleşince faturayı işçilere kestiler’
İşçilerin pandemi döneminde ‘ölümüne çalıştırıldığını’ da anımsatan Türkmen, işlerin durgunlaşmasıyla faturanın işçilere kesildiğini vurguladı:
İşçilerin Covid’den öldüğü fabrikalarda dahi, bir gün bile ara verilmeden üretim yaptılar. Bu koşulları kullanıp işçilerin pek çok hakkını gasp ettiler. Bu dönemde büyüme ve ihracat rekorları kırdılar, ama karlarından işçilere bir kuruş fazla pay vermedi patronlar. Ama şimdi işler kötüleşince faturayı işçilere kestiler. Her yerde işçiler topluca işten atılıyor.
Henüz asgari ücret zammı açılmadan konuştuğumuz Türkmen, toplu işten çıkarmalardaki sebeplerden birinin de ‘asgari ücret zammı’ tartışmaları olduğunu söyledi: “2 aydır bir tartışma var asgari ücretle ilgili. Patronlar şimdi, sektördeki daralmayı ve işten atmaları asgari ücret zammını baskılamak için bir koz olarak da kullanıyor.”
‘Ücretlere zam talebi baskılanıyor’
Ayrıca patronların bu durumu fırsata çevirdiğini de ifade eden Türkmen, sözlerini şöyle sürdürdü:
Asgari ücret zammının geçerli olacağı ocak ayı öncesi işten atmaların bir amacı da zam gelmeden işçilerin birikmiş tazminatlarını gasp etmek, düşük tazminatlarla işten atmak. Şu anki rakamlara göre bile işçilerin kıdem ve ihbar tazminatları ödenmiyor. Yüzlerce fabrikada işçiler işten atıldı. Bazı istisnalar dışında tamamında işten atılan işçilerin ihbar tazminatları ödenmiyor. Kıdem tazminatları ise yarım ödeniyor, eksik ödeniyor. Bazı fabrikalarda hiç verilmiyor. Böylece, hem işçilerin birikmiş tazminatlarını gasp ediyorlar hem de işçilerin asgari ücret ya da genel olarak ücretlere zam talebini baskılıyorlar.
‘İşçi çıkartırken, yeni işçi alımı yapılıyor’
Antep’te en çok işçi atan fabrikaların başında Merinos’un geldiğini söyleyen Türkmen, yazın başından beri Merinos’tan bin 500 civarında işçinin atıldığını söyledi ve ekledi:
Ama aynı şirket bir taraftan da işçi alıyor. Eğer bunun sebebi durgunluksa, daralmaysa niye yeniden işçi alıyorsunuz? Bu da aslında bu işten atmaların, işçilerin birikmiş tazminatlarından kurtulmak, zam gelmeden işçileri işten atmak olduğunu gösteriyor.
Malatya’da 3 bin 500 civarında çalışanı bulunan Baykan Denim’den ise bin 200’e yakın işçinin atıldığını dile getiren Türkmen, “Kalan işçilere sürekli fazla mesai yaptırılıyor. İşçiler buna itiraz edince şubatta alım yapacaklarını söylüyorlar. Madem şubatta tekrar alım yapacaksınız niye bu kadar işçiyi işten atıyorsunuz!” ifadelerini kullandı.
‘Pazarlık için kullanılıyor’
İşten atılanlara ihbar tazminatlarının ödenmediğini belirten Mehmet Türkmen, “İşçilerle alay edercesine kıdem tazminatlarında yarısından da az teklif ediyorlar. Kabul etmeyen işçileri tazminatsız işten atıyorlar” diyerek emekçiler için sıkıntının büyüklüğünü ortaya koydu.
Bütün bunları üst üste koyunca bu işçi kıyımının sadece daralma, sektördeki durgunluk değil, aynı zamanda patronların işçilerin haklarını, tazminatlarını gasp etmek ve asgari ücret zammını baskılamak ve bunu bir pazarlık konusu yapmak için ahlaksız bir şekilde kullandığını gösteriyor.
‘Sarı sendikalar işçi kıyımına sessiz kalıyor’
“Sahadan aldığımız bilgiler, yılsonuna kadar ve hatta asgari ücret zammından sonra da işten atmaların, işçi kıyımının devam edeceğini gösteriyor” diyen Türkmen, fabrikalarda örgütlü olan sendikaların işçilerin yanında durmadığına da vurgu yaptı: “Bu işçi kıyımının bir yanı da sarı sendikaların, patron işbirlikçisi sendikaların ihaneti. Bu kıyıma sessiz kalıyorlar.”
Son olarak işçilere çağrıda bulunan BİRTEK-SEN Başkanı Türkmen, şunları söyledi:
Bu durum ancak işçilerin, patronların bu hak gasplarına, sarı sendikacılığa karşı kendi inisiyatifleriyle örgütlenip, birlik olmalarıyla değişir. BİRTEK-SEN gibi bağımsız ya da en azından işçilerin kararıyla hareket eden sendika çatısı altında birleşmeye davet ediyoruz. Bizim çabamız bu yönde. Bu olmadan da bu durumun değişmesi mümkün değil.