TSK’nin sınır ötesine düzenlediği hava harekatına dair Altılı Masa’nın suskunluğuna dair konuşan yazar Aydın Selcen, “Altılı Masa inisiyatif alan, oyun kurucu olan değil, reaktif bir konumda olduğu izlenimi veriyor. Altılı Masa daha cüretkar ve hazırlıklı olmalı” dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait savaş uçakları, 20 Kasım Pazar gününün ilk saatlerinde Kuzey ve Doğu Suriye’nin Kobani kenti başta olmak üzere birçok bölgeye hava saldırısı düzenledi.
‘Pençe Kılıç’ adı verilen hava harekatının ardından İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Sınır ötesi harekat için Türk ordusuna başarılar diliyorum. Askerlerimizin ayağına taş değmesin” açıklamasını yaptı.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da “Ülkemize yönelik terör tehdidine karşı başlatılan sınır ötesi harekatta kahraman silahlı kuvvetlerimize başarılar diliyorum. Rabbim Mehmetçiğimizi muhafaza eylesin” paylaşımında bulundu.
Altılı Masa’da yer alan diğer partilerden ise ses yok.
‘Altılı Masa oyun kurucu pozisyonda değil’
“Bu tür olaylarda ve hamlelerde Altılı Masa hazırlıksız olduğu izlenimini veriyor. Altılı Masa inisiyatif alan, oyun kurucu pozisyonda değil reaktif bir konumda olduğu izlenimi veriyor maalesef” diyerek Gazete Karınca’ya değerlendirmede bulunan yazar ve eski diplomat Aydın Selcen, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
Altılı Masa daha cüretkar ve hazırlıklı olmalı. Çünkü bütün bunlar bunca yıl sonra öngörülebilir gelişmeler. Altılı Masa’nın lokomotif olan iki tecrübeli siyasetçi lideri, Erdoğan’ı gayet iyi tanıyor. Bu yüzden daha düşünülmüş, şimdiye dek tekrarlanmamış ve yönlendirici tepki verebilirler. Kendi seçmen tabanlarının verdiği destek açısından da böyle tepkiler daha canlandırıcı ve genişletici olur.
HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “AKP’nin, Kürt oyları olmadan seçimde başarılı olamayacağını herkes biliyor. Bu nedenle bazı hamleler yapması normal. Asıl anormal olan, hiçbir hamle yapmaya cesareti olmayanların tutumudur” sözlerine değinen Selcen, “Önemli olan Altılı Masa’dan cesur, yaratıcı ve geleceğe dönük farklı tepkiler ülkemizin ve 6’lı masanın bir seçim kazanma iddiası varsa onların yararına da olur” diye konuştu.
Suriye politikası
Ankara’nın Suriye politikasına dair ise Selcen, şöyle konuştu:
Suriye politikası deyince, yalnızca ülkemizdeki Suriyelilerin geldikleri yerlere gönüllü geri dönüşlerinin sağlanması için yapılması gerekenler anlaşılıyor. Oysa Suriye politikası demek aynı zamanda sınır ötesi Kürtler’in geleceği ve Türkiye’nin sınır ötesi Kürtler dolayımıyla kendi Kürt Sorunu’nu yeniden düşünmesi de demek. Sloganlaştırmaya çalışırsak, ulusal güvenliğin sağlanması ve ulusal çıkarların korunması için sınır ötesi askeri harekatın, sınır ötesi diplomatik harekatla önce desteklenmesi sonra yer değiştirmesi olarak tanımlayabiliriz. Aynı bağlamda, ‘soydaş ve akrabalar’ söyleminin içine nihayet toplam küresel nüfuslarının dörtte biri ortak cumhuriyetimizin yurttaşları olan ve nüfusumuzun da yaklaşık dörtte birini oluşturan Kürtlerin dahil edilmesi olarak da tanımlayabiliriz.
CHP’li Oğuz Kaan Salıcı ve Ünal Çeviköz’ün Irak Federe Kürdistan Bölgesi’nin Erbil kentine gitmesini hatırlatan Selcen, değerlendirmesini şu sözlerle tamamladı:
Ardından Diyarbakır ziyareti oldu CHP’nin ancak arkası gelmedi burada bir devamlılık göremiyorum. Türkiye tasavvuru içinde hep dönüp dolaşıp Türkiye demokratikleşirse mi Kürt sorunu çözülür yoksa Kürt sorunu çözülürse mi Türkiye demokratikleşir? sorusunda kilitleniyoruz. Ancak bu iki soru aynı ve sonucunda yapılacak olan işler de aynı. Kürt meselesinin salt bir güvenlik sorunu parantezine almak yerine daha yapıcı bir davranış biçiminde olmaları gerek Altılı Masa’nın.