TELE1’e verilen cezaları ve basın üzerindeki baskıları değerlendiren kanalın Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, TELE1’in bağımsız medya alanında iktidarı rahatsız eden kurumlardan biri olduğunu belirterek, “AKP iktidarının siyasal ve tarihsel ömrünü doldurdu. Tam da bu nedenle daha da saldırgan olabilir ve süreç de bu noktadan gelişiyor” dedi.
Maraş merkezli depremler sonrası 22 Şubat’ta (dün) yapılan yayınları değerlendirmek için toplanan Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Halk TV, TELE1 ve Fox TV’ye program durdurma ve para cezaları verdi.
Merdan Yanardağ ile Emre Kongar’ın 18 Dakika programında işlenen ‘İmar affı’ eleştirilerini gerekçe gösteren RTÜK, TELE1’e ‘Toplumu kin ve düşmanlığa tahrik’ gerekçesiyle yüzde 5 para, 5 kez de program durdurma cezası verdi.
RTÜK, TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’ın deprem bölgesinden katıldığı yayını ‘Devletin bölünmez bütünlüğüne aykırı’ olduğu gerekçesiyle Halk TV’ye yüzde 5 para, 5 kez de program durdurma cezası verdi.
Para cezası alan diğer yayıncı kuruluşlar ise FOX ve Yıldız En oldu.
Öte yandan RTÜK, daha önce de TİP Milletvekili Sera Kadıgil’in Diyanet eleştirisini gerekçe göstererek TELE 1’e oy çokluğu ile 3 gün ekran karartma cezası vermişti.
Bugün başlayan ceza 25 Şubat tarihine kadar uygulanacak.
TELE1’e 2 kere daha aynı ceza verilmesi halinde kanalın lisansı iptal edilecek.
‘Özgür ve bağımsız yayıncılık iktidarı rahatsız ediyor’
TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, TELE1’e verilen cezaları ve basın üzerindeki baskıları Gazete Karınca’ya değerlendirdi.
Televizyon alanında en ağır cezaların TELE1’e verildiğini belirterek sözlerine başlayan Yanardağ, “5 kez program durdurma ve en yüksek seviyeden para cezası verildi. İlk verdikleri cezanın infazı daha başlamadan başka cezalar verdiler” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
TELE1, bağımsız medya alanında iktidarı en çok rahatsız eden kurumlardan biri. Çünkü gazetecilerin kurduğu ve yönettiği bir medya kuruluşu. Bir ticari kuruluş değil, patron televizyonu değil. Bu durumun yarattığı özgür bağımsız yayıncılığın iktidarı çok rahatsız ettiği ortada.
‘Türkiye’de seçim yapıp ülkeye yeniden el koymaya çalışıyorlar’
Yanardağ, “Türkiye bir kader seçimine doğru gitmekten çok sürükleniyor” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
Sürüklenme diyorum çünkü iktidar bu seçimden kaçıyor. Böyle bir dönemde bağımsız medya kuruluşlarının, aydınların, entelektüellerin, kanaat önderlerinin susturulacağı, karanlığa gömülmüş, enkaz altında kalmış bir Türkiye’de seçim yapıp ülkeye yeniden el koymaya çalışıyorlar. Dinci faşizan bir totaliter rejim inşa etmeye, geri dönüş eşiğini aşmaya çalışıyorlar. Fakat bu toplumu tamamen teslim alamadılar. Toplum büyük ölçüde direndi.
‘Siyasal İslamcı harekete eleştirel tezler doğrulanıyor’
“Bir dönem liberallerin desteği ile toplumdan kanaat ve onay üretebilirken artık bunu yapmaz hale geldiler. Çünkü gerçek niyetleri bütün dinci ve faşizan hareketlerde olduğu gibi ortaya çıktı. Toplumda yarattıkları yansıma da ortadan kalktı” diyen Yanardağ, şunları aktardı:
Bugüne kadar AKP iktidarına, siyasal İslamcı harekete eleştirel tezlerin yaşam tarafından doğrulandığına tanık oluyoruz. Dolayısıyla tablo şu: Türkiye yolun sonuna geldi. Artık böyle devam edemez. Herkesin bir tercih yapması gerekecek. Yoksa gerçekten İslam dünyasının hala devam eden karanlık ortaçağına sürüklenecek. Ki bu fantastik bir komplo teorisi gibi görülüyor ama değil. 21’inci yüzyılın ilk çeyreği tamamlanıyorken, Taliban gibi bir iktidar dünyada var olabiliyorsa. Halen böyle bir tehdit var demektir. Türkiye belki bir Afganistan olamaz ama bir Pakistan olabilir. Hibrit, melez, düşük yoğunluklu da olsa şeriatçı bir rejim, siyasal İslamcı totaliter bir ülke haline getirilebilir. Yani, geçen yüzyılın sonuna sürüklenmiş bir dünyayla karşı karşıyayız.
‘Gerçeğe sadakati korumak medyanın en büyük görevi’
Yanardağ, “Biz var olan cumhuriyetten razı değildik. Onun birçok özelliğini iptal edip daha eşitlikçi daha toplumcu bir cumhuriyet için mücadele ederken geçen yüzyılın kazanımlarını koruma kavgasıyla karşı karşıya bulduk kendimizi” dedi ve devam etti:
Medyada yer alanlar, aydınlar, gazeteciler yaptıkları işin doğası gereği bu mücadelenin en önünde yer alıyorlar. TELE1’in de diğer medya organlarının da başına gelen şuan bu. Dolayısıyla bu baskılar daha da artacak. Şunu da belirtmem gerek iktidar bütün gücünü yitirmiş durumda. Siyasal İslamcı tabana doğru daralan kendi çekirdek oylarına doğru daralan merkez sağ havza üzerindeki etkisini de yitiren bir iktidarla da yüz yüzeyiz. Toplum siyasal İslamcı hedeflerle kendi arasına bir mesafe koyuyor bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Bu kavgada medya kuruluşlarının doğruyu, gerçeği eğip bükmeden topluma iletmek, gerçeğe sadakatini korumak en belirleyici görev olarak öne çıkıyor. Biz de onu yapmaya çalışıyoruz.
‘AKP iktidarı siyasal ve tarihsel ömrünü doldurdu’
Yaşanan gerilimin artarak devam edeceğini belirten Yanardağ, “Şu an herkesi içeren bir mücadele ile karşı karşıyayız” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı:
Bir durum tespiti yapmak gerekirse; ben Türkiye’yi bu karanlıktan çıkaracak bütün koşulların var olduğunu, AKP iktidarının siyasal ve tarihsel ömrünü doldurduğunu düşünüyorum. Tam da bu nedenle daha da saldırgan olabilir ve süreç de bu noktadan gelişiyor. Tablo bu. Ama biz anayasal ve toplumsal hukuk tarafından teminat altına alınan ifade özgürlüğünü, basın özgürlüğünü sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz ve bedeli ne olursa olsun geri çekilmeyeceğiz.
