Yargıtay, MİT’in Mehmet Altan için yaptığı telefon dinleme talebine onay veren hakime ceza verdi.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi, usulsüz telefon dinlemeleri ve ev-konut aramaları ile ilgili emsal niteliğinde önemli bir karara imza attı. Yargıtay, yazar-akademisyen Mehmet Altan için “pastör” kod adını kullanarak telefon dinleme talebinde bulunan MİT’in, bu talebine onay veren hakimi hapisle cezalandırdı.
T24’ten Gökçer Tahincioğlu’nun haberine göre daire, aynı hakimi, bir avukatın ofisi için, hakkında herhangi bir somut kanıt olmadan arama kararı verdiği için de cezalandırdı. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun hakim hakkında yargılama izni verirken, aynı kararda imzası bulunan bir başka hakim için izin vermemesi ise dikkati çekti. Talepte bulunan MİT mensupları hakkında da işlem yapılmadı.
Yargıtay’daki dava, Gülen Cemaati üyesi olduğu ve 15 Temmuz darbe girişimine katıldığı gerekçesiyle tutuklanan, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarına rağmen tahliye edilmeyerek 6 ay fazladan cezaevinde tutulan ve yargılama sonunda beraat eden Mehmet Altan’la ilgili garipliklerin bununla sınırlı olmadığını da ortaya koydu.
“FETÖ üyeliği” ile suçlanan Altan’ın, “FETÖ üyeliği” nedeniyle hakimlikten ihraç edilen isimlerin imza attığı kararla, “FETÖ mensubu” olduğu belirtilen ekip tarafından telefonlarının dinlendiği anlaşıldı.
Altan suç duyurusunda bulundu
2009’da MİT, Altan’ın telefonlarının dinlenmesi için mahkemeye talepte bulundu. MİT, Altan’ın gerçek ismini kullanmadı ve dinlenilecek numarayı verdi. Altan’ın ismi yerine ise “pastör” kod adı kullanıldı. Yasaya bütünüyle aykırı bu talebe onay verildi ve Altan’ın telefonları dinlemeye alındı.
Altan, bu durumu öğrenince 2012’de suç duyurusunda bulundu ancak dilekçesi uzun süre rafta bekledi. 15 Temmuz sonrasında ise bir yandan Altan tutuklanırken bir yandan unutulan dilekçesi raftan indirildi ve hakimler hakkında soruşturma başlatıldı.
Ancak HSK, soruşturma sonunda talebe onay veren heyetten iki isim için soruşturma izni verirken, bir ismi kapsam dışında tuttu. İki isimden birinin de firari olduğu anlaşıldı. Bu nedenle heyetten sadece Metin Özçelik hakkında dava açılabildi. İddianamede Özçelik’in avukat Serdar Öztürk’ün ofisinin usulsüz biçimde aranmasından da sorumlu olduğu kaydedildi.
Emsal ceza
Yargıtay 5. Ceza Dairesi’ndeki yargılamanın karar aşamasında, Yargıtay Savcılığı, çok tartışılacak bir görüş hazırladı. Savcılık, hakime avukatın ofisinin aranması nedeniyle ceza verilebileceğini ancak Altan için ceza verilmesine gerek olmadığını belirtti. Görüşüne, yüksek mahkemelerin uygulamalarının bu yönde olmasını gerekçe gösterdi.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi ise emsal niteliğinde bir karara imza atarak, hakimi her iki eylemi nedeniyle cezalandırdı. Kararda, sanığın eylemleri “zincirleme görevi kötüye kullanma” suçu olarak nitelendirildi. 1 yıl 3 ay ceza verilen hakimin cezası ertelenmedi. Hakimin daha önce meslekten ihraç edildiği ve “FETÖ üyeliği”nden ceza aldığı da kararda anımsatıldı.