Deniz Poyraz davasının 6’ıncı duruşması için henüz gün aymadan yola çıkmam gerekti. Zira davanın duruşmaları artık şehrin dışındaki Şakran Cezaevi Yerleşkesinde görülüyor. Bu nedenle HDP, duruşmaya katılmak isteyen üyelerini ve basın mensuplarını taşımak üzere iki otobüs ayarlamış. Parti binasının önünde toplanıp otobüslere bindik.
Deniz Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz, otobüstekileri “Hepiniz hoşgeldiniz” diye selamlarken yüzünde dayanışmadan aldığı gücün tebessümü belirdi. Yol boyunca kimi dengbej dinledi kimi sohbet etti. Şakran Cezaevi Yerleşkesine çok az bir yolumuz kaldığında GBT’ye takıldık. Jandarma kimliklerimizi toplarken birisi, “Yaşlılık torpili yok mu?” diye espri yapınca herkesle birlikte jandarma da güldü.
Cezaevi yerleşkesine geldiğimizde yoğun güvenlik önlemleri ile karşılaştık. HDP milletvekilleri Serpil Kemalbay, Murat Çepni, Şevin Coşkun ve Ali Kenanoğlu da duruşma için orada bulunanlar arasındaydı. Ayrıca Halkevleri, TÖP, Birlikte Güçlü ve Mor Dayanışma’dan temsilciler de Poyraz ailesi ve HDP’ye destek olmak için duruşmaya gelmişlerdi. Davaya hukukçulardan da büyük destek vardı. 70 civarında avukat ÖHD öncülüğünde duruşmaya katılmak için oradaydı.
Şakran Cezaevi Yerleşkesi önünde yapılan açıklamalarda, herkes duruşmaların şehrin dışındaki bir cezaevine taşınmasına tepki gösterdi. HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, “Bu mahkemeyi nereye taşırsanız taşıyın hesap sormaya devam edeceğiz” dedi. HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay da bütün gelişmelerin Deniz Poyraz davasının karartılmak istendiğini gösterdiğini söyledi ve buna izin vermeyeceklerini vurguladı. HDP’liler, “Deniz’e sözümüz barış olacak” sloganı ile barış için mücadele sözü verdi bir kez daha yoldaşları Deniz’e.
Açıklamaların ardından duruşmayı takip etmek üzere cezaevi yerleşkesine yöneldiğimizde kalabalık bir grup avukatın bekletildiğini gördük. Mahkeme başkanı, yetkilendirilmiş avukatların duruşmaya katılmasına izin vermiyor. Bunun üzerine vekaletli avukatlar da duruşmaya girmeyerek mahkeme başkanından bu kararı geri çekmesini istiyor ancak mahkeme heyeti duruşmaya Deniz Poyraz’ın avukatları katılmaksızın başlayıp tanıkları dinlemeye başlıyor bile.
Basın mensupları olarak biz de duruşmaya alınmıyoruz, jandarma beklememizi söylüyor ancak AA ve DHA muhabirleri gözümüzün önünde içeriye alınıyor.
Duruşma salonuna alınmayan avukatlar jandarma koridorunu zorlayıp içeriye girmek isteyince de müdahale başlıyor. Yoğun gaz ve tazyikli su ile müdahalenin ardından fenalaşanlar birbirlerine yardımcı olmaya çalışıyor.
Dışarıda bütün bunlar olurken mahkeme heyeti duruşmaya devam ediyor. Deniz Poyraz’ın avukatlarının reddi hakim talebi de reddedilirken avukatlar da protesto için duruşma salonunu terk ediyor.
Sansür yasasının geçmesiyle birlikte tam hız uygulandığına şahitlik ediyoruz. Mahkeme başkanı hangi gazeteciyi isterse onu duruşmaya alıyor, istemediklerini dışarıda bırakıyor. Avukat katılımına sınırlama getiriyor. Vekaletli avukatların duruşma salonuna girerken cep telefonları ellerinden alınıyor. İzleyiciler salona alınmıyor. Aslında yeni sansürlü dönemin bir provasını yaşadık demek yanlış olmaz.
Adalet arayan bir aile ve Deniz Poyraz’ın arkadaşları, partili dostları bir kez daha incindi bugün. Şahitlik etmek istedikleri yargılamaya katılamadıkları gibi bir de gaz yediler üstelik. Ancak müdahalenin ardından da mesajları netti, “Bu dava Fizan’a da taşınsa biz hep birlikte orada olacağız.”