Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’ne giden ancak müvekkilleriyle görüştürülmeyen avukatlardan Duygu İnegöllü, mültecilerin hukuksuz bir şekilde zorla sınır dışı edildiğini belirterek, suç işlendiğini söyledi.
İzmir İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne bağlı Harmandalı Geri Gönderme Merkezi (GGM), zorla sınır dışı etme tartışmalarıyla kamuoyunun gündeminde. 23 Haziran gecesi itfaiye ve ambulans hareketliliğinin yaşandığı merkeze giderek, müvekkilleriyle görüşmek isteyen avukatlar, engellenerek içeriye alınmadı. Yaşananlara dair hiçbir bilgi verilmezken, 24 Haziran öğlen saatlerinde merkezde bulunan 226 mülteci sınır dışı edildi.
Gelişmeleri başından itibaren takip eden İzmir Barosu Göç ve İltica Komisyonu üyesi aynı zamanda Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi Duygu İnegöllü, GGM’deki tanıklıklarına ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Semra Turan’a konuştu.
Engelleme ile karşılaştık
Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’ne, çekilmiş bir videonun sosyal medya hesaplarında yayınlanması üzerine gittiklerini belirten İnegöllü, o geceyi şöyle anlattı:
Gece 02.00’da merkeze gittik. Normalde bile nizamiyede bekletilmemiz gerekirken, kapıda bekletildik. Sürekli ‘Birazdan içerden haber gelecek. Sizi bilgilendireceğiz’ denildi. Daha sonra kapının aralanması durumunda içeri girdik. Binayı en azında bahçeden görmek istedik. Burada da engellemeye çalıştılar. İçerden çığlık sesleri yükseliyordu. Ama bir duman, koku, yangın izi yoktu. Dolayısıyla bu kadar itfaiyenin neden geldiğini anlayamadık. ‘İçeride daha kötü bir durum mu var’ diye düşündük.
‘Çığlık sesleri geliyordu’
Çığlık seslerinin yükselmesinin üzerine binaya girmeye çalıştıklarını belirten İnegöllü, bunun üzerine güvenlik görevlileri tarafından engellendiklerini, video çekmek istediklerinde de darp edilip, hakarete maruz kaldıklarını söyledi.
Yaşanan gerginlik üzerine İzmir Barosu Başkanı’nın GGM müdürünü aradığını aktaran İnegöllü, “Müdür 2 grup arasında kavga çıktığını, avukatların içeriye girmesine izin vermeyeceklerini, itfaiyelerin ise önlem amaçlı getirildiğini söylemiş. Baro başkanına ‘Evlerine gitsinler sabah saat 09.00’da görüşmek için randevu veriyoruz’ denilmesi üzerine kurumdan ayrıldık. Sabah aynı saatte 5 avukat arkadaşımla birlikte gittik. Ancak bu kez de ‘İdari işlem var’ denilerek, öğlen saatlerine kadar kimsenin alınmayacağını söylediler. Öğlen saatlerinde de merkeze onlarca araç sevk edildi. Mülteciler sınır dışı edildi. Yani GGM’den hiç bir şekilde bilgi alamadık” diye belirtti.
‘Yapılanlar hukuksuzdur’
Olayların yansıtıldığı gibi olmadığını kaydeden İnegöllü, “Zorla geri gönderilmeye ilişkin bir evrak imzalama serüveni oldu muhtemelen. Mülteciler de buna tepki gösterdi. Bu tepkinin büyüyeceği düşünülerek, önlem alınmaya çalışıldı. Mültecilerin gönüllü bir şekilde ülkelerine gitmek istediklerine ilişkin zorladıklarını düşünüyorum. Biz de oraya hemen gidince, bunun önünü almaya çalıştılar” dedi.
Sınır dışı edilmenin hukuki boyutuna dikkati çeken İnegöllü, şunları ifade etti:
Normalde sınır dışı edilme kararı alındıktan sonra 7 gün dava açma süresi olur. 7 gün geçtiyse sınır dışı kararı kesinleşmiş olur. Mülteciler bu şekilde sınır dışı edilir. Fakat burada bu işletilmek istenmedi. Afganistan’ın durumu belli. Taliban bir terör örgütü. Kız çocukları ve kadınlara yaptığı insanlık dışı suçları bütün dünya biliyor. Ülkenin durumuna dair hiçbir değerlendirme yapılmaksızın yapılan her sınır dışı işlemi hukuksuzdur. İnsanları güvende olamayacağı bir ülkeye sınır dışı edemezsiniz. Geri dönüş evraklarını imzalatırken, mutlaka güvenilir bir kurumun da orada olması gerekir.
İnegöllü, çocukları sınır dışı edilen ailelerin kendilerine ulaşması halinde hukuki süreci başlatıp, sürecin takipçisi olabileceklerini söyledi.