Çerkes Soykırımı sürecinde yaşananları anlatan Çerkes Derneği Genel Başkanı Bislan Jalouqa, diasporadaki Çerkeslerin geri dönüşlerinin sağlanmasını ve haklarının anayasal düzenlemeyle güvence altına alınmasını istedi.
Rus İmparatorluğu’nun Çerkesya’yı işgaliyle 21 Mayıs 1864 tarihinde sistematikleşen ve Çerkes halkının toplu katliam ve sürgünlere maruz kaldığı Çerkes Soykırımı’nın üzerinden 158 yıl geçti. Resmi olmayan rakamlara göre 1,5 milyona yakın Çerkes’in sürgün edildiği süreçte; zor koşullar nedeniyle yaklaşık 500 bin kişi hayatını kaybetti.
Soykırım tanıkları ne demişti?
Soykırıma şahit olan Rus araştırmacı Adolf Petroviç Berzhe, Novorossiisk Limanı’nda gördüklerini asla unutamayacağını ifade ederek şunları yazmıştı:
On yedi bin Çerkes kıyıda toplanmış. Onların bu durumunu görenler Hristiyan da olsa, Müslüman da olsa, dinsiz de olsa dayanamaz, çökerdi. Kışın soğuğunda, karda evsiz, yiyeceksiz ve doğru dürüst giyecek giysisi olmayan bu insanlar tifo, tifüs ve çiçek hastalığının pençesindeydiler. Sadece görmek bile insanın kalbini acıtıyordu. Rus tarihinin yüz karası olan bu acılı sayfa Çerkes tarihi açısından büyük zararlara yol açtı.
‘Hastalar denize atılıyordu’
Sürgüne tanıklık eden Ivan Drozdov ise yollarda sarsıcı görüntülerle karşılaştığını; insanların açlık ve hastalıkla boğuştuğunu kaydederken, “Türk gemiciler en ufak hastalık belirtisi gösterenleri anında suya fırlatıyor. Dalgalar, bu şanssız cesetleri Anadolu kıyılarına sürüklüyor. Sürgüne gönderilenlerin sadece yarısı karayı canlı görebildi” dipnotunu geçmişti.
Türkiye’de de her yıl 21 Mayıs’ta çeşitli anma etkinlikleriyle kaybettikleri insanları anan Çerkesler, Rusya’dan taleplerine karşılık vermesi için kamuoyu oluşturmaya çalışıyor.
Çerkes Soykırımı’nın yıl dönümünde Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Fırat Can Arslan’a konuşan Çerkes Derneği Genel Başkanı Bislan Jalouqa, Türkiye’de yaşayan Çerkeslerin güncel taleplerine dikkat çekti.
Osmanlı’dan Cumhuriyete asimilasyon
Osmanlı döneminde Anadolu’da yaşayan Çerkeslerin çeşitli zorluklar yaşadığına dikkati çeken ve Cumhuriyet’in kurulmasının ardından da bu zorlukların devam ettiğini ifade eden Jalouqa, “Hem burada hem de ana vatanımızda kültürümüzün ve dilimizin asimile edilmesine yönelik politikalara maruz kaldık” vurgusu yaptı.
Çoğulcu anayasa talebi
Çerkeslerin günümüzde de temel haklarına sahip olamadıklarını aktaran Jalouqa, “Devletten taleplerimize yönelik ciddi adımlar atmasını bekliyoruz. Birçok dil tarihe gömüldü ancak biz anadilimizin Anadolu’da yok olmasını istemiyoruz. Bu nedenle de Türkiye’de öncelikle çoğulcu bir anayasanın oluşturulmasını talep ediyoruz. Anadilimizin ve kültürümüzün yaşatılması için çalışmalar yapılmasını istiyoruz. Özellikle Kültür Bakanlığı’nın sadece Çerkeslere değil Türkiye’de yaşayan tüm azınlıklara yönelik adımlar atmasını istiyoruz. Bunun yanında Çerkesce radyo ve televizyon kanalı konusunda da beklentilerimiz var” ifadelerini kullandı.
Rusya soykırımı tanımalı
Çerkes halkının her yıl 21 Mayıs’ta Rusya Federasyonu’na yönelik taleplerini sıraladıklarını ifade eden Jalouqa, Rusya’dan Çerkes Soykırımı’nı tanımasını istediklerini söyledi. Jalouqa, “Çerkeslerden özür dilenmeli ve gerekli tazminler gerçekleştirilmeli. Diasporada yaşayan her bir Çerkes’in anavatanına koşulsuz dönüş hakkı kabul edilmeli ve Çerkeslerin kendi kaderini tayin etme hakkı sağlanmalı” diye sıraladı. Rusya’nın bu taleplere karşılık vermesinin iki halk arasındaki ilişkileri güçlendireceğine vurgu yapan Jalouqa, bu taleplere cevap alınamaması durumunda ise mücadelelerine barışçıl yollarla devam edeceklerini aktardı.
Yenikapı’da buluşacaklar
Kafkas Dernekleri Federasyonu’na bağlı 56 derneğin kararıyla İstanbul Yeni Kapı Miting alanında saat 16.00’da ‘Çerkes Soykırımı ve Sürgünü’nü Anma Programı’na katılacaklarını belirten Jalouqa son olarak şunları söyledi
Orada da Türkiye kamuoyuna, Rusya’ya ve bütün dünyaya taleplerimizi duyurmaya çalışacağız. Türkiye’deki Çerkeslerin hak arayışlarının devam ettiğini, anavatanlarıyla ilişkilerinin sıkı bir şekilde devam ettiğini ve soykırımın tanınması gerektiğini haykıracağız. Dilimizi, kültürümüzü ve anavatanımızı hiçbir zaman unutmayacağımızı ilan ediyoruz.