Partisinin genel merkezinde konuşan CHP’li Faik Öztrak, ” Yönetimin beceriksizliği ve liyakatsizliği ülkede ağır bir güven krizine ve buhrana yol açmıştır. Şimdi artık yapılması gereken bellidir, seçim, seçim, seçim” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı sonrası partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Öztrak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun TÜİK’e giderek görüşme yapmak istemesine ilişkin “Bu devletin kurumlarının sana veya avanene hesap verme sorumluluğu yoktur” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, şu yanıtı verdi: “Sarayın kibirlisi Erdoğan, ‘Devlet kurumlarının milletvekillerine, ana muhalefet partisi liderine, hesap verme sorumluluğu yok’ dedi. ‘O kurumlar sadece bana hesap verir. Beyefendi, milletvekilleri her yere girer ve millet adına hesap sorar. Gerekirse gelir sarayda sana da hesap sorar.”
‘Taliban’ın ekonomi bilgisi, Erdoğan’a taş çıkartır oldu’
Öztrak, Türk lirasının dolar karşısında değer kaybını ise, “Türk lirası üç ayda dolar karşısında yüzde 39, Bulgar levası karşısında yüzde 36, Pakistan rupisi karşısında yüzde 36 ve hatta Taliban yönetimindeki Afganistan’ın para birimi, Afgani karşısında bile yüzde 29 değer kaybetti. Maşallah Taliban’ın ekonomi bilgisi, ‘Ekonominin kitabını yazdım’ diyen Erdoğan’a taş çıkartır oldu” sözleriyle değerlendirdi.
‘Milleti kandıramazlar’
Hükümeti sert eleştiren Öztrak, “Açıkça ifade edeyim Bu defa ülkeyi yönetenler, ‘Kandırıldık, Allah bizi affetsin’ diyerek bu işten sıyrılamazlar. Beceriksizliklerine, akılsızlıklarına ‘Yeni Model’ kılıfı geçirip, milleti kandıramazlar” dedi. MYK toplantısında tüm bu konuları ele aldıklarını söyleyen Öztrak, ” Yönetimin beceriksizliği ve liyakatsizliği ülkede ağır bir güven krizine ve buhrana yol açmıştır. Şimdi artık yapılması gereken bellidir, seçim, seçim, seçim” dedi. Öztrak’ın konuşmasının satır başları şöyle:
“Hafta sonu, ‘Milletin Sesi’ Mersin’den yükseldi. Hemen seçim talebi, Türkiye’nin dört bir yanından duyuldu. Erdoğan elbette bunu duymazdan gelmeye kalktı ama bu ses o kadar güçlüydü ki, gözü, kalbi mühürlenmişler dışında herkes gördü, duydu. Milletimiz Mersin’den, ‘Patates, soğan güle güle Erdoğan’ diyerek mesajını çok net verdi. “
‘Milletvekillerinin iradesini kuşatmaya çalışmaktadır’
“TBMM ve onun şerefli üyeleri, kendilerini seçen milletimizin hakkına, hukukuna, hep titizlikle sahip çıkmıştır bundan sonra da çıkacaktır. Ama ucube şahsım yönetimi, işbaşına geldiğinden bu yana Meclisi, milletvekillerinin iradesini, her gün biraz daha kuşatmaya çalışmaktadır. Milli iradeyi, Meclis binasına hapsetmeye çalışmaktadır.”
‘Demokrasi tarihimize kara bir leke olarak geçti’
“Son genel seçimlerde, 11 milyon 354 bin 190 yurttaşımızın oyunu almış, ana muhalefet partisinin Genel Başkanı (Kemal Kılıçdaroğlu) yanında milletvekillerinden oluşan bir heyetle, 3 Aralık 2021 tarihinde TÜİK’e gittiğinde yaşananlar bunun en son örneğidir. Herhalde bu heyet oraya çay, kahve içmek için gitmedi. Asgari ücretlinin, emeklinin, memurun, işçinin yani en az 40 milyon insanımızın geçiminde, en temel belirleyici olan enflasyon hesaplarındaki, bariz makyajları sorgulamak için gidildi. O gün demokrasi tarihimize, kapkara bir leke olarak geçti. Sarayın kibirlisinin talimatıyla, TÜİK Başkanı, kurumun kapılarını, ana muhalefet partisinin genel başkanına ve milletvekillerine kapattı.”
‘TBMM’nin yetkilerini gasp etmektir’
“Sarayın kibirlisi Erdoğan, ‘Devlet kurumlarının milletvekillerine, ana muhalefet partisi liderine, hesap verme sorumluluğu yok’ dedi. ‘O kurumlar sadece bana hesap verir’ dedi. Beyefendi, milletvekilleri her yere girer ve millet adına hesap sorar. Gerekirse gelir sarayda sana da hesap sorar. Milletvekiline, ana muhalefet partisi genel başkanına, bürokrasinin kapılarını kapatmak, milletin hakkını, hukukunu inkâr etmektir. Milli iradeyi yok saymaktır. TBMM’nin yetkilerini gasp etmektir. Demokratik kural ve teamülleri yok saymaktır. Bu vesayetçi kafanın daniskasıdır, dik alasıdır.”
‘Asıl utanmazlık, öz evladına ‘paraları sıfırla’ talimatı vermektir’
“Biz kenar-ı Dicle’de, kurtların kaptığı koyunun hesabını sormaktan asla utanmayız. Asıl utanmazlık, öz evladına paraları sıfırla talimatı vermektir.(…) Asıl utanmazlık, paramızı pul ederek, milletimizi fakrı zarurete sürükleyerek, atadan dededen kalan son gümüşleri de Körfez şeyhlerine, yok pahasına pazarlamaya kalkmaktır. Bu ülkede asıl utanmazlık, dün 15 Temmuz’un finansörü olmakla suçladıkları yandaş gazetelerde olmadık hakaretler ettikleri Birleşik Arap Emirlikleri’nin Veliaht Prensinin ayağına bu gün 10 milyar dolar getirecek diye, turkuaz halı sermektir. Bu ülkede asıl utanmazlık, Katarlı Bakanın yanında ‘Türkiye ekonomisinin hali kâbus, Katar’dan mali yardım istemeye mi geldiniz?’ diye sorulduğunda, TRT yayınını kestirmektir. Bu ülkede asıl utanmazlık, Katar Dışişleri Bakanını, ‘Türkiye ekonomisindeki gidişattan, çıkacak fırsatlara bakıyoruz’ diye konuşturarak, ülkemizi istiskal etmesine göz yummaktır. ‘Utancı giden kimsenin kalbi ölmüş demektir.’ İşte utancını kaybedenler, şimdi hiç sıkılmadan, yüzleri hiç kızarmadan beceriksizliklerine, kifayetsizliklerine, ekonomik bağımsızlık savaşı adı takıyorlar. İsmet Paşa’nın dediği gibi, ‘Hadi canım sen de…’ Siz kim? Ekonomik bağımsızlık kim?”
‘Her şeyi satacaklar buna ‘Yeni Ekonomi modeli diyecekler’
“Şimdi dışarıdan para bulmak için yok pahasına neyimiz var neyimiz yok satacaklar. Buna da ‘Yeni Ekonomi Modeli’ diyecekler. ‘Çin işi, Japon işi’ deyip milletin gözünü boyamaya kalkacaklar.(…) 26 Kasım itibariyle net rezervlerimiz, 34,5 milyar dolar eksi bakiye veriyor. Merkez Bankası’nın kasası 34,5 milyar dolar açık veriyor. Tek bir sente muhtaç. Ama Merkez Bankası, dolar kurunu 13 lira 80 kuruşta tutmak için döviz sattı. En büyük yanlışlardan birini yaptı, kur için seviye işaret ediyor. Şimdi soruyoruz, Merkez Bankası kimin dövizini satıyor? Yabancı ülkelerden SWAP’la emanet alınan dövizleri mi? Ticari bankaların kendisine emanet ettiği, dövizleri mi satıyor? Yoksa milletin mevduatlarından kesilen, Emanet döviz munzam karşılıklarını mı satıyor? Merkez bankası olmayan rezervlerinden, iki ihalede 1,5 milyar dolar sattı. Sattı da ne oldu? Hiçbir şey. Dolar hala 14 lira sınırında.”
‘Erdoğan’ın ucube rejimi artık yama tutmaz’
“Erdoğan’ın üstünde diktirdiği bu ucube rejim gömleği, artık yama tutmaz. Bu çirkin elbisenin ilk sandıkta topyekûn çöpe atılması gerekir. Yepyeni, birinci kalite kumaştan güçlendirilmiş parlamenter rejim elbisesini, milletimizle istişare ederek dikmeye ihtiyacımız var. Bu yeni elbisenin terzisi de tabi ki bizzat milletimiz olacak.”