Demirtaş, Erdoğan’ın adaylığını sönük bir şekilde duyurmasının “tuhaf” olduğunu belirtti: “Aslında Erdoğan aday olmayacak. Kaybedeceği kesin olan bir seçime girmez.”
Edirne Cezaevi’nde 5 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan HDP’nin önceki dönem eş genel başkanlarından Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığını, “sönük” bir şekilde ilan etmesinin nedenlerini sıraladı.
Demirtaş, T24’e “Cumhur İttifakı’nın adayı kim?” başlıklı yazısının bir kısmı şöyle:
Cumhur İttifakı beklenen adayını açıkladı ama ilginç bir yöntemle, daha doğrusu yöntemsizlikle. Bu nokta dikkatlerden kaçtı fakat bence üzerinde durulması gereken tuhaf bir durum var ortada. Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimine gidiyoruz ve Cumhur İttifakı’nın adayı, AKP İzmir İl Danışma Kurulu toplantısında son derece sönük, sıradan, iddiasız bir şekilde ve bizzat adayın kendisi tarafından açıklandı. Hem de araya sıkıştırılmış iki üç cümleyle. Adaylık ilanı oldu bittiye getirilip geçiştirilmiş oldu.
Bir tuhaflık yok mu? Oysa musluk açılışını bile şatafatlı, gösterişli törenlerle gerçekleştirip her fırsatı bir güç gösterisine dönüştüren birinden söz ediyoruz. Normalde 20-30 bin kişilik bir salonda, Dombra eşliğinde sahneye davet edilerek, tüm kurmaylarının yanında olduğu ve belki de AKP-MHP ortak organizasyonuyla göklere çıkarılarak, gösterişli ve tantanalı şekilde ilan edilmesi beklenirdi bu zatın adaylığının.
O sırada tüm havuz medyasının canlı yayında olması, yalakaların ekranlarda onu övmesi, Binali’nin duygulanıp bir iki damla gözyaşı dökmesi, bu anlara tanık olan herkesin duygu seline gark olması gerekirdi. Ama öyle olmadı.
Adam sıradan bir parti toplantısında, tek başına kürsüdeyken pattadanak, kendi adaylığını ilan ediverdi. Hem de seçime daha bir yıl varken yaptı bunu. Sizce de bir tuhaflık yok mu Aslında Erdoğan aday olmayacak. Kaybedeceği kesin olan bir seçime girmez. Ama “Korktu da adaylıktan çekildi” dedirtmemek için de seçime bir yıl kala adaylığını açıklayarak geri çekilmek için geniş bir zaman kazandı. Adaylığını, seçime üç ay kala açıklasaydı geri çekilemezdi. Oysa şimdi, sağlık gerekçeleri veya benzeri bir bahaneyle çekilip yerine başka birini aday gösterme olanağını yakalamış oldu.
“Aslında sağlık sorunu olmasa bakın, kendisi zaten adaylığını ilan etmişti. Korkmadı, çekinmedi” dedirtmek istiyor ki böylece yeni adayın arkasında durabilsin ve seçmenlerini o adaya yönlendirebilsin. Yoksa emin olun, kendisi böylesine sönük bir adaylık ilanına razı olmazdı. “Adayım” demiş oldu ama seçmenlerine aşırı bir heyecan vermemeye de özen gösterdi. Bu şekilde yaparak seçmenlerini Cumhur İttifakı’nın asıl adayına motive etmekte zorlanmayacağını düşündü. Bence Erdoğan, kendi devrinin kapandığını, bu iddiasız adaylık ilanıyla kabul etmiş oldu.
O halde yeni aday kim olacak? Bunu da merak etmeyelim bi’ zahmet. Bize ne, kim olursa olsun. Nasılsa tarihi bir yenilgi yaşayacak garibim. Yenilgi deyince aklıma yine Binali geldi. Tüm yenilgileri ona yaşatıyor. Adam yenilgiden sorumlu devlet bakanı gibi. Korkarım, yine ona yüklesin bu onurlu görevi. Neyse, biz işimize bakalım. Kaldırılacak devasa bir enkaz, yeniden kurulması gereken harap halde bir memleket var. Ve başaracağımıza olan kararlılığımız, cesaretimiz, umudumuz var yüreğimizde.