DFG, “Korku Tünelinde Gazetecilik” belgeseli ve “Dört Duvar Arasında Gazetecilik” raporunu paylaştı. Türkiye’nin gazeteciler açısından fotoğrafının çekilmeye çalışıldığı belirtilerek tutuklu bulunan 65 gazetecinin serbest bırakılması istendi.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Türkiye’de gazetecilere yönelik ihlallere dair hazırladığı “Korku Tünelinde Gazetecilik” belgeseli ve “Dört Duvar Arasında Gazetecilik” raporunu kamuoyu ile paylaştı.
Türkçe, Kürtçe ve İngilizce olarak hazırlanan rapor ve belgesel, dernek binasında düzenlenen basın toplantısı ile tanıtıldı. Toplantıda derneğin Eş Başkanları Serdar Altan ve Dicle Müftüoğlu ile birlikte belgeseli hazırlayan yönetmen Ensar Özdemir de yer aldı.
Toplantıda ilk sözü alan DFG Eş Başkanı Serdar Altan, rapor ve belgeselin 4 aylık bir çalışma sonucunda büyük emeklerle hazırlanabildiğini belirtti.
‘Türkiye’nin fotoğrafını çekmeye çalıştık’
Türkiye’de özellikle basın alanında, düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda çok ciddi problemler yaşandığını vurgulayan Altan, şunları dile getirdi:
Bunlar gazetecilere dönük sansürden tutalım baskılara, sahadaki engellemelerden tutalım haklarında açılan soruşturmalar, davalar ve verilen cezalara kadar uzanıyor. En büyük sorunlardan biri de çok sayıda gazetenin hala cezaevlerinde tutuklu bulunması. Tüm bunları yansıtan bir çalışma yürüttük ve ‘Dört Duvar Arasında Gazetecilik’ diye bir rapora dönüştürdük. Aynı zamanda ‘Korku Tünelinde Gazetecilik’ adıyla da bir belgesel çalışması oldu. Raporun içerisinde genel anlamıyla hem Türkiye’nin basın alanındaki fotoğrafını çekmeye çalıştık hem de hapishanelerde olan gazetecilerin sesi olmaya çalıştık.
Cezaevlerindeki gazetecilerin kaleme aldıkları mektuplara da raporun içerisinde yer verdiklerini belirten Altan, “Böylece biraz da onların nelerle suçlandıklarını, yaşadıkları problemleri yansıtmak isteyen bir çalışmaya imza attık. Yine belgeselle bunu anlatmaya çalıştık” diye konuştu.
Altan, hazırladıkları raporu yerli ve yabancı basın kurumları, cezaevleri ve ilgili kurumlara göndermek üzere kitapçık haline getirdiklerini de kaydetti.
Eş Başkan Dicle Müftüoğlu da, “Türkiye’de ciddi manada bir basın ile düşünce ve ifade özgürlüğü problemi var. Bunun da mevcut iktidarın yönetim anlayışından bağımsız olduğunu söyleyemiyoruz” dedi.
Yönetmen Ensar Özdemir ise amaçlarının geriye dönük bir hafıza oluşturmak olduğunu söyledi.
Daha sonra belgeselin gösterimi yapılıp, akabinde de hazırlanan rapor paylaşıldı.
65 gazeteci tutuklu
Verilere göre; 2021 yılında 55 gazeteci ve 2 yayın organı saldırıya uğradı. 2 gazeteci bu saldırılarda öldürülürken, gözaltına alınan 61 gazeteciden 6’sı tutuklandı. İşkence ve kötü muameleye maruz kalan gazetecilerin sayısı ise 23 oldu. Yine 11 gazeteci tehdit ve ajanlık dayatmasına maruz kalırken, 103’ü haber takibi sırasında engellendi, hapishanelerdeki gazetecilere yönelik ise 17 ihlal olayı yaşandı.
Raporda yer alan bilgilere bakıldığında 54 gazeteci hakkında soruşturma açılırken, 51’i hakkında dava açıldı. Yargılanan 47 gazeteciye toplam 133 yıl 8 ay 21 gün hapis ve 72.206 TL para cezası kesildi. Yargılaması devam eden gazeteci sayısı 336 iken, Şubat 2022 itibariyle halen 65 gazeteci ise tutuklu.
Yıl içerisinde 75 gazetecinin işine son verilirken, 1 kişinin basın kartı iptal edildi. RTÜK tarafından 12 farklı yayına 59 kez ceza kesildi, 4 gazeteye 115 gün süreli ilan-reklam cezası verildi, 112 kez de yayın yasağı getirildi. Kapatılan internet sitesi sayısı 64’ü bulurken, bin 460 habere ve 160 sosyal medya içeriğine erişim engelleri getirildi.
Hapishanelerde tutuklu bulunan bazı gazetecilerin isimlerine ve mektuplarına yer verilen raporun sonuç kısmında “Öncelikli hedef olarak hapishanelerde bulunan gazetecilerin bir an önce serbest bırakılması gerektiğini düşünüyoruz” denildi.