İYİ Parti lideri Akşener, “Bundan 20 sene önce yaşadığı haksızlık karşısında, nasıl Sayın Erdoğan’ın yanına koştuysam, bu sefer de, Ekrem kardeşimin yanına koştum” ifadelerini kullandı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Meclis’te partisinin grup toplantısında konuştu.
Akşener, hakkında hapis ve siyasi yasak cezası verilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na, Saraçhane’ye giderek destek vermesi üzerinden “algı operasyonu” yapılmaya çalışıldığını söyledi.
İYİ Parti lideri, “Bundan yirmi sene önce yaşadığı haksızlık karşısında nasıl Sayın Erdoğan’ın yanına koştuysam, bu sefer de Ekrem kardeşimin yanına koştum. Linç edilmeye çalışıldığında nasıl Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanına koştuysam, bu defa da, Ekrem İmamoğlu’nun yanına koştum. Bundan 20 sene önce, nasıl Emine Hanım’ın yanına koştuysam, bu defa da Dilek kızımın yanına koştum” diye konuştu.
İmamoğlu’na verilen hapis cezasına tepki gösteren Akşener, “Kadınlara sürtük demeni, suç sayılmadığı bu ülkede, İçişleri Bakanı’nın ‘ahmak’ sözünü iade etmek, suç sayıldı” dedi. İmamoğlu hakkındaki kararı “Planlı ve programlı bir şekilde, siparişle çıkartılan, absürt bir ceza kararı” diye nitelendirdi: “Bu karar, Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim gündemidir.”
Kaybetme korkusundan gözü dönenlere karşı, dimdik durmak için, Saraçhane’deydik. Biz dün neredeysek, bugün de oradayız. Kim ne derse desin, yarın da aynı yerde olmaya devam edeceğiz. Şayet bu kafa, yarın da hedefine Mansur Başkan’ı koyarsa; bu sefer de, bir saniye düşünmeden, bir dakika gecikmeden, onun yanında dimdik dururuz. Bugün nasıl ki ‘Saray sizinse, Saraçhane bizimdir!’ dediysek, gerekirse ‘Beştepe sizinse, Ankara bizimdir!’ demeyi de çok iyi biliriz.
Yaşanan ekonomik krize ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin açıklamalarına da değinen Akşener, şunları söyledi:
Türkiye’nin en yakıcı meselelerinden biri olan EYT’li kardeşlerimizin durumuna ilişkin sorulan bir soruya, “EYT mi?” diye cevap veren, Nebati Bakan, birbirinden ciddiyetsiz açıklamalarına geçtiğimiz günlerde bir yenisini daha ekledi. Çıktı, hiç utanmadan, zerre sıkılmadan bu milletin gözünün içine baka baka; ‘Asgari ücretliye de, memura da, emekliye de, ne verilse haklarıdır. Dar gelirliye, fakir fukaraya vermek, bereket getirir’ dedi. Yanlış duymadınız. Aynen böyle dedi. Bu ne cürettir! Bu ne utanmazlıktır! Bu ne saygısızlıktır! Hayırdır Sayın Bakan, sadaka mı dağıtıyorsunuz? Lütufta mı bulunuyorsunuz? Kendinize gelin!