Emek ve Özgürlük İttifakı’nın temsilcileri, halklara ortak mücadele yürüyüşlerine katılma çağrısı yaparak, “İddiamız da hedefimiz de büyüktür. Çözüm de çözüm gücü de biziz” dedi.
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın kuruluş deklarasyonu İstanbul’da Haliç Kongre Merkezi’nde binlerce kişinin katılımı ile kamuoyuna duyuruldu. Okunan deklarasyondan sonra ittifak bileşeni partilerin temsilcileri birer konuşma yaptı.
EHP: Seni başkanlıktan göndereceğiz
İlk olarak konuşan EHP Sözcüsü Özge Akman, ittifakın üç temel kavram üzerinden yola çıktığını belirterek, emek, özgürlük ve barış için yola çıktıklarını belirtti. Akman, şunları dile getirdi:
Demirtaş yerel seçimlerde bir söz söyledi. Dedi ki ‘bağrınıza taş basın da öyle oy verin’. Oyları aldınız seçilenler. Peki bir kere bile sordular mı, ‘Kürt halkı nede bağrına taş bastı’ diye. İşte biz Kürt halkına bağrına neden taş bastığını sormak için yola çıkıyoruz. Diyoruz ki barış olacak, diyoruz ki diyalog olacak, diyoruz ki müzakere olacak. Ve bu sayede Kürt sorununu adil ve demokratik bir şekilde çözeceğiz. Kürt halkının bağrına, Kürt halkının kalbine yerleşmenin yolu budur. Ortak mücadelemizi daha da büyütmeliyiz. Bu tek adam rejimi bizim her defasında sesimizi bozmaya çalışıyor. Ama bizim böyle gitmeye hiç mi hiç niyetimiz yok. Kabul etmiyoruz otoriter rejimi, kabul etmiyoruz bu rejimi. Demirtaş demişti ki; ‘seni başkan yaptırmayacağız’. Biz de diyoruz ki seni başkanlıktan göndereceğiz. Ortak mücadeleyi büyütüyoruz. Alternatif biziz.
EMEP: Sosyalist partilere sesleniyoruz, gelin birleşelim
EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, İran’da ahlak polisi tarafından katledilen Mahsa Amini’yi anarak sözlerine başladı. Akdeniz, konuşmasında şunları dile getirdi:
Ne tek adam ne de restorasyoncu siyaseti istemiyoruz. Halkımız en iyisine layıktır. O yüzden geliyoruz. İki kutuplu burjuva siyasetine hayır diyoruz. Bütün sol sosyalist partilere sesleniyoruz: gelin birleşelim. Öyle uzaktan dayanışma ile olmaz. Halk birleşin diyor. İşçilere, sendikalara, emek ve meslek örgütlerine çağrı yapıyoruz. İşçi sınıfı, emekçiler sizler bu ittifakın merkezindesiniz. Buyurun gelin, birlikte örgütleyelim. Aydınlara, edebiyatçılara, yazarlara sesleniyorum. Gelin birleşelim.
Pervin Buldan: Çözüm de çözüm gücü de biziz
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, bugün demokrasi için önemli bir adım atıldığını vurgulayarak, şunları ifade etti:
Kararlılığımızla, çözüm gücümüze, coşkumuzla gümbür gümbür geldiğimizi gösterdiğimiz önemli bir gün. Değiştirmeye geliyoruz. Yeni bir başlangıç yapmaya geliyoruz. Demokrasinin önündeki tüm kilitleri hep birlikte açmaya geliyoruz. Hedefimiz gerçek demokrasi yolumuz Üçüncü Yol’dur. Çözüm için gerekli olan yolda bizdedir, bizlerdedir.
İddiamız da hedefimiz de büyüktür. Dolayısıyla yürüyüşümüz de çok büyük olacaktır. Savaşların değil, barışın hakim olduğu bir coğrafya yaratmak için geliyoruz. Kürt sorunun demokratik yöntemlerle çözümü için geliyoruz. Onarıcı bir adaleti, kanayan tüm yaralarımızı sarmak için hayata geçirmek için geliyoruz. Rant ve yolsuzluk kanallarını kapatmak için geliyoruz. Çorlu annelerinin, Roboski annelerinin, Cumartesi annelerinin, adalet arayışındaki barış annelerin ve onların haykırdığı barışı hayata geçirmek için geliyoruz. Kadınlar için geliyoruz, saçı göründüğü için katledilen Mahsa Amini’ye can olmak için geliyoruz. Kayyum rejimini darbeler mezarlığına gömmek için geliyoruz. Çözüm de çözüm gücü de biziz.
Mithat Sancar: Bu birliktelik geleceğin kurucu gücü haline gelecek
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Mücadele yolculuğumuzun önemli dönemeçlerinden biri. Kürt halkının demokratik siyasi mücadele birikiminin Türkiye halklarının iradesiyle buluşması yeni bir evrenin başladığı gün. Hayırlı olsun kutlu olsun hepimize” dedi. Sancar, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
Bu ülke 10 yıllardır savaş politikalarıyla, sömürü düzeniyle, talan ve yalanla yönetiliyor. Şimdi biz savaşa karşı barışı, sömürüye karşı eşitliği ve onuru, talana karşı adaleti yalana karşı hakikati savunmak için birleştik, bir araya geldik ve büyük bir yürüyüşü başlatıyoruz. Bu yürüyüş emek ve özgürlük, demokrasi ve barış, adalet ve hakikat yürüyüşüdür. Bu yürüyüşü büyüteceğiz büyütmek, bizim bu ülkenin halklarına karşı tarihi sorumluluğumuzdur. Bu birliktelik şimdi direniş ortaklığı her türlü zulme zorbalığa, sömürüye, savaşa karşı mücadele ortaklığıdır ama büyüyecek genişleyecek bu birliktelik ve geleceğin kurucu gücü haline gelecek.
SMF: İttifak önemli bir politik kazanımdır
SMF Dönem Eş Sözcüsü Barış Kayaoğlu, ittifakın toplumsal mücadele açısından önemine değinerek şunları dile getirdi:
AKP-MHP iktidarı başta olmak üzere bir bütün burjuva egemenlik sistemi karşısında geniş halk kitlelerini birleştirmek, somut demokratik kazanımlar yaratmak ve önümüzdeki sürecin ortaya çıkaracağı avantajlı ve dezavantajlı siyasal zemini doğru okuyarak siyasal konum almak ve devrimci temelde hazırlık yapmak günün tayin edici politik görevlerinden biridir. Emek ve Özgürlük İttifakı bu politik görevler ve ihtiyaçlar zemininde atılmış önemli adımlardan birini ifade etmektedir. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın ortaya koymuş olduğu alternatif ortak mücadele cephesi, bu süreci örmede atılmış olan önemli politik kazanımlardan biridir.
TİP: Tarihi yeniden yazmaya geldik
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, ittifakın tarihi bir öneminin olduğu vurgulayarak, şöyle konuştu:
Bize bir şey dayatılıyor kardeşler, Türkiye’de tarihsel bir kırılma yaşanırken, bölgemizde tarihsel bir kırılma yaşanırken, işçiler, gençler, kadınlar, Kürtler, Aleviler siz sadece izleyebilirsiniz diyorlar. Sadece destek olabilirsiniz, sadece alkışlayabilirsiniz. Biz bunu reddetmeye geldik. Biz buraya tarihi izlemeye değil, tarihi yeniden yazmaya geldik. Tarihi ve geleceği ellerimizle yazmaya geldik. Bizim ittifakımız halkın izleyici değil, müdahil olacağı bir sürecin adımlarını atıyor.
Emek ve Özgürlük İttifakı saray rejimine karşı mücadelenin en kararlı gücüdür. Bizler bu ittifakı oluşturanlar, ülkemizin halkımızın bu iktidardan kurtulmak için bedeli ne olursa olsun, mücadeleyi göze almış insanlarız. Biz Gezi’nin en güzel çocuklarının yoldaşlarıyız. Biz Suruç’ta 10 Ekim katliamlarında IŞİD barbarlarına teslim olmayanlarız. Biz kentleri bombalanan seçilmişleri esir alınan, her gün her saat bu iktidarın baskısına zorbalığına, hukuksuzluğuna karşı yarım adım bile geri atmayanların temsilcisi olmaya çalışıyoruz. Dost düşman herkes bilsin, bundan sonra aynı kararlılıkla ve mutlaka çok daha güçlü olarak bu mücadeleyi büyüteceğiz ve bu kavga sonuna kadar devam edecek. Yarım adım geri atmayacağız.
TÖP: Homofobik düzene son vereceğiz
TÖP Dönem Sözcüsü Perihan Koca, ittifakının halkçı bir seçenek olduğunu söyledi. Koca, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
İttifakımızı işçilerle, emekçilerle, kadınlarla, gençlerle, Alevilerle, Kürtlerle, bu gidişat böyle gitmez diyenlerle, bu memleketin her bir öznesiyle kuruyoruz. Devasa bir yıkım ve enkazla karşı karşıyayız. Ekonomi krizde, devlet krizde, siyaset krizde, toplum krizde. Hal böyle iken kardeşler, birileri de kürsülere çıkıp sabredin diyor. Seçimi bekleyin aman ha sandığı bekleyin diyor. Bu halka halksız bir demokrasi vaat ediyorlar. Bizim bu masallara da bu yalanlara da sahte umutlara da karnımız tok. Halkımızı kötünün iyisine bir ehveni şere mahkum etmeyeceğiz.
İlan ediyoruz kardeşler, bu faşist karanlığı yeneceğiz, saray saltanatını yıkacağız. İlan ediyoruz, onları o başkanlık koltuklarından indireceğiz ama yerine kim gelirse gelsin demeyeceğiz. Alayını birden göndereceğiz, topunu birden göndereceğiz. Sermaye düzenine, bu patron iktidarına son vereceğiz. Bu savaş düzenine son vereceğiz. Demokratik bir barışı getireceğiz. Bu erkek siyasetine de bu erkeklik düzenine de bu homofobik düzene de biz son vereceğiz! İşte tüm bunları halkın ittifakıyla yapacağız kardeşler. Halk düşmanlarını tek tek göndereceğiz ve halkın iktidarını kuracağız. Halk demokrasisine dayanan demokratik bir cumhuriyeti kuracağız.
Konuşmaların ardından Emek ve Özgürlük İttifakı’nda yer alan partilerin temsilcileri, sahnede katılımcıları selamladı. Toplu fotoğraf çekiminin ardından program sona erdi.