Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki kadınların emeğiyle kurulan kadın ittifakı NADA, birinci yılına özel yayınladığı mesajda, “Kadınların özgürlüğü, binlerce yıldır sahip oldukları kazanımlardan vazgeçmeyi kabul etmeyen otoriter eril zihniyetle yönetilen toplumlarda daha fazla şiddet, inkâr ve baskı ile karşılaşıyor” denildi.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da on sekizden fazla ülkede onlarca kadın ve kadın örgütlerinden oluşan Ortadoğu ve Kuzey Afrika Kadın İttifakı (NADA) birinci yılını geride bıraktı.
Feminist bir ittifak olarak kurulan NADA, kuruluş amacını şöyle açıklıyor:
Uluslararası toplumun sürekli olarak savaşlara gömüldüğü bir dönemde, eril zihniyetin egemenliği altında benzer koşulları ve acıları paylaşırken, tüm etnik politik ve mezhepsel farklılıklar, [devletlerarası] politik ve ulusal işbirliklerini alaşağı edecek, iletişim köprüleri kurup toplumlar arasındaki mesafeleri kısaltmayı ve ortadan kaldırmayı mümkün kılacak, bir yönelimle inşa oldu.
‘Örgütlü ve özgür kadınlara yönelik şiddet daha ağır’
Kuzey ve Doğu Suriye’den Kuzey Afrika’ya dek yaşanan savaş ile etkilerine dikkat çeken NADA, yıl dönümü vesilesiyle yayınladığı kutlama mesajında şu ifadelere yer verdi:
21. yüzyılda Ortadoğu’da Arap Baharı adı verilen devrimlerle başlayan süreçteki mücadelelerin ortaya çıkardığı rüzgâr Suriye, Yemen, Libya, Sudan, Irak ve hâlihazırda güvenlik ve istikrardan uzak kalan diğer ülkelerde baharı karakışa çevirdi. Sonuçta on milyonlarca insan gönüllü ya da zorunlu olarak yerinden edilip dünyanın dört bir yanına dağılırken, çatışmalar ve bu çatışmaların ateşi Yakındoğu’ya da sıçradı. Rusya ve Ukrayna arasındaki yıpratma savaşının başlamasıyla birlikte, mevcut krizde enerji kaynaklarının ele geçirilmesi ve küresel ekonomiyi denetim altına almak için, dünya piyasalarının kontrolünü mümkün kılacak iki kutuplu bir rekabeti öngören yeni bir siyasal evreye geçildi. Bu iki kutbun yeniden inşası ve ülkelerin bu iki kutup arasında paylaşılmasının yolu olarak savaş başlatıldı.
Tek tek ülkelerdeki savaş çemberi büyürken araçları ve yöntemleri farklı biçimlerde de olsa radikal İslamcı ideolojiyi temsil eden, Suriye’deki El-Kaide, El-Nusra ve IŞİD, Afganistan’da Taliban hareketi, Kuzey Afrika’da Müslüman Kardeşler hareketi, Yemen’de Husilerle ve ayrıca Irak’ta da bu savaş dalgası yayılıyor. Savaşlar ve krizlerle birlikte uyuşturucu, insan ticareti, fuhuş, yoksulluk, açlık ve sefalet de yayılıyor.
Ancak kadınlar mücadeleye başladı ve kadın kurtuluş mücadelesinin mirasını ileri taşıyarak Kuzey ve Doğu Suriye’de oluşturdukları Kadın Savunma Birlikleri ile silahlanarak kendilerini ve halklarını korumak için IŞİD terörünü ortadan kaldırmak için aktif rol üstlenirken bu aşırılıkçı örgüt tarafından kaçırılan ve esir alınan binlerce Ezidi kadını da kurtardılar. Bu mücadele Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da onlarca kadın örgütünü harekete geçirirken kadınların güçlenmesini ve dayanışmasını esas alan bir oluşum ortaya çıkardı. Kadınların özgürlüğü, binlerce yıldır sahip oldukları kazanımlardan vazgeçmeyi kabul etmeyen otoriter eril zihniyetle yönetilen toplumlarda daha fazla şiddet, inkâr ve baskı ile karşılaşıyor.
Örgütlü ve özgür kadınlara yönelik şiddet daha ağır. Türk Devleti pervasızca tüm uluslararası anlaşmaları ve komşu ülkenin egemenlik hakkının ihlaline ilişkin sözleşmeleri çiğneyerek, komşu ülkeyi bombalayıp güvenli alanları işgal ederek Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadın yönetimini, politikalarını ve ordusunu sistematik biçimde hedef alıp, kadınların kalplerine korku salarak özgürlük hayallerinden ve sahip oldukları haklardan vazgeçemeye zorluyor. Aynı, işgal altındaki Filistin’de kadınlara her gün şiddet uygulayan İsrail ya da esas amacı kadınların sesini kısıp bastırarak tüm toplumsal haklarını ellerinden almak için her gün bir başka adaletsiz kararı yürürlüğe koyup, kadınların ruhunu ve bedenini esir almaya çalışan, Taliban gibi. Kadınlar demokrasiyi esas alan bir değişimi hayata geçirebilir ve bu gerçeklik da gerici diktatörlüklerin kalbine korku salıyor.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika Feminist İttifakı NADA olarak, ittifakın kuruluş yıldönümü hepimiz için tüm kadınlar için kutlu olsun diyoruz. Ve kadınları, kadın kurtuluş mücadelesi yolunda yürüyerek, dünyada ve Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki tüm feminist kurtuluş hareketleriyle mücadelelerini birleştirmeye ve dayanışmaya davet ediyoruz.
Yaşasın kadın mücadelesi!