AKP heyetinin başörtü konusuyla ilgili Anayasa değişikliği teklifini anlatmak ve destek istemek için muhalefet partilerine gerçekleştirdiği ziyaretler kapsamında HDP ile görüşmesi konuşulmaya devam ediyor.
Söz konusu ziyarete ilişkin hem iktidar hem de muhalefet kanadından birbirinden farklı değerlendirmeler yapıldı.
Ziyareti ve muhalefetin tutumunu Gazete Karınca’nın Çerçeve programında değerlendiren Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç, şunları dile getirdi:
Normal koşullarda olan süreçler yaşanıyor olsaydı, siyaset ve toplum bu denli kutuplaşmamış olsaydı, HDP üzerinden şeytanlaştırma süreci bizatihi iktidar diliyle bu denli derinleşmemiş olsaydı olağan, normal, olması gereken bir ziyaret olarak değerlendirmek gerekirdi. İktidar heyeti anayasa değişikliğini görüşmek üzere partilerin kapısını çalıyor. Bunu yapıyor ve bu olağan gibi görünüyor. Burada olağan olmayan şey şu; HDP ile ilgili iktidarın özellikle son 7 yıl içerisinde dozajını arttırarak bir şeytanlaştırma söylemi kullanarak, nefret nesnesi haline getirerek oluşturduğu bir hava, bir görünüm, bir algı var. Bu algı o kadar güçlü bir algıydı ki muhalefette olanların bile zorunlulukları HDP’nin kapısından geçtiği halde o kapıya yüzünü çevirmemek, hatta bu konuda kraldan kralcı yaklaşarak masaya oturmamak retoriği üzerinden bile söylem kurulabildi. Dolayısıyla bunlarla beraber baktığımızda ortada olan ziyaret olağan olması gerekirken olağanüstü bir durum ve olağanüstü anlamaları yüklemeyi gerektiren bir ziyarete dönüştü.
‘HDP’nin oyu kilit çözücü durumda’
Bu nedenle AKP’nin siyasetinin birkaç anlamı var. Birincisi; HDP’yi ziyaret ederek HDP ile ilgili şimdiye kadar kurmuş olduğu şeytanlaştırma ya da nefret nesnesi yapmakla ilgili sürece bir es vermiş oldu. Ama tümüyle bitirdi mi? Sanmıyorum, henüz değil. İkincisi; iktidar partisi bu denli kutuplaştırdığı ve karşıtlaştırdığı bir siyasetle bile ihtiyacı ve işi gereği, çıkarları gereği bağ kurabilme inisiyatifi ve meşruiyetinin sadece kendisinde olduğunu ilan etmiş oldu. Bu inisiyatifin ilanı ve meşrutiyetin ilanının gücü sadece iktidardan kaynaklı değil, HDP’yi iktidardan sert bir biçimde iten muhalefetin desteğiyle oldu. Üçüncüsü; kamuoyu yoklamalarında mevcut seçim sürecinde HDP’nin ve Kürt seçmen oyunun kilidi çözücü ve iktidara taşıyıcı özelliğinin iktidar tarafından da açıkça teyidi olarak da yorumlamak mümkün.
Bu yorum biraz erken gibi görülebilir. Bir anayasa değişikliği meselesi yüzünden zorunlu bir kapı aralamak, kapı çalmak gibi sunulabilir ama aslına bakarsanız seçime son yedi sekiz ay kala yapılmış bütün işlemler bir seçim çalışması ve kurulan temaslar, temas içerikleri, temas dilinin kendisi ilgili siyasetin seçmeniyle kurulmak istenmeye çalışılan bağın kendisini ifade ediyor. Aslında AKP’nin kendisi bu vesileyle Kürt seçmene de göz kırpmış oluyor. Kürt seçmenin kendisine de seslenmeye çalışmış oluyor. HDP seçmenine seslenmeye çalışmış oluyor.
Yüksel Genç’in değerlendirmelerinin tamamını videomuzdan izleyebilirsiniz.