Kayıp yakınları, 25 yıl önce Lice’de karakolun 50 metre yakınında araçları bulunan Zozan ve Orhan Eren çifti ile Dersim’de gözaltına alınan ve kendilerinden haber alınmayan 8 kişinin akıbetini sordu.
Diyarbakır, Batman ve İzmir’de bir araya gelen kayıp yakınları, farklı tarihlerde gözaltına alınan ve kendilerinden bir daha haber alınamayan yakınlarının akıbetini sordu.
Kayıp yakınları ile İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eyleminin 711’inci haftasında Bağlar ilçesi Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. Ellerinde kayıpların fotoğraflarını taşıyan aileler, bu haftaki eylemlerinde 25 Eylül 1997’den bu yana kendilerinden haber alınamayan Zozan ve Orhan Eren çiftinin hikâyesini anlattı. Kayıp çiftin hikâyesini İHD Diyarbakır Şube Başkan Yardımcısı Ezgi Sıla Demir okudu:
Tayinini aldırması istendi
Zozan, Kulp sağlık ocağında hemşire olarak çalışıyor, eşi Orhan ise Lice ilçesinde İnfaz Koruma Memuru olarak görev yapıyordu. Olaydan üç hafta önce Zozan Eren, örgüte yardım ve yataklık ettiği gerekçesiyle Diyarbakır Doğum Hastanesi’ne sürgün edilir. Öncesinde Kulp Kaymakamlığı; Zozan Hemşireyi makamına çağırıp kendi isteğiyle tayinini buradan aldırmasını ister. Daha sonra kaymakamlıkta görevli olan iki polis, Zozan’a ‘Sen örgüte ilaç gönderiyorsun, onun için buradan gitmek zorundasın’ der.
Araçları karakolun yakınındaydı
Diyarbakır’a tayini çıkan Zozan Eren’in çocukları o esnada Kulp’ta Annesi Pembe Toprak’ın yanında kalıyordu. 24 Eylül 1997’de Zozan Eren annesini arayarak ‘Yarın, Orhan ile birlikte Kulp’tan çocukları alıp Diyarbakır’a döneceğiz’ der. Ertesi gün yani cuma günü akşama doğru kızı ve damadı gelmeyince, anne Pembe Toprak endişelenmeye başlar. Aynı gece saat 24.00 civarında Orhan’ın çalıştığı Lice’deki Cezaevinin Başsavcısı telefonla arayarak Orhan ve eşinden bir haber alıp almadığını sorar. Anne Toprak; ‘Kızı ve damadından bir haber alamadığını’ söyleyerek endişelerini telefonda Başsavcı ile paylaşır. Bu telefondan yaklaşık iki saat sonra Orhan’ın iş arkadaşı anne Toprak’ı arar ve Orhan’ın arabasının Lice’ye bağlı Angül Karakolu’nun 50 metre yakınlarında terkedilmiş bir vaziyette bulunduğunu söyleyerek, ailenin gerekli yerlere başvurmasını’ tavsiye eder.
Ertesi gün yani Cumartesi günü anne Toprak, Kulp Jandarma Karakolu’na başvuruda bulunmak için gider. Karakoldakiler; tatil olduğunu ileri sürerek başvurusunu kabul etmeyip Pazartesi günü gelmesini söyler. Pazartesi günü anne Pembe Toprak, Kulp Savcılığına başvurarak durumu izah etmeye çalışır. Savcı olay mahallindeki karakolu arayarak bilgi almaya çalışır. Karakoldakiler kaçırma olayının gerçekleştiğini ileri sürerek Orhan ve Zozan Eren’in örgüt militanları tarafından kaçırıldığını bildirir.
AİHM Türkiye’yi mahkum etti
Savcı bu bilgiyi anne Pembe Toprak’a iletir, karakola gitmesini söyler, akabinde Diyarbakır Valiliği’ne başvurması tavsiyesinde bulunur. Anne Pembe Toprak dilekçe ile önce Angül Karakolu’na başvuruda bulunur fakat karakol komutanı kendisine ‘Çiftin örgüt militanları tarafından kaçırdığını’ söyler. Buradan bir netice alamayan anne Toprak, Diyarbakır Valiliğine başvuruda bulunur. Vali, annenin huzurunda Lice ve Kulp Jandarma Karakollarını arar ve çocuklarının PKK militanları tarafından kaçırıldığını kendisine söyler. O tarihten günümüze Zozan ve Orhan Eren’den bir daha haber alınmaz. İç hukuk yollarında bir netice alamayan aile davayı AİHM’e taşır. 21 Şubat 2005 yılında AİHM ‘Yaşam hakkı ihlalinden’ Türkiye’yi bu davadan mahkûm eder.
Açıklamadan sonra kayıp yakınları bir dakikalık oturma eylemi gerçekleştirdi.
8 kişinin akıbeti soruldu
Batman’da ise İHD ve kayıp yakınları 547’inci hafta eylemi için Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya gelerek açıklama yaptı. Eylemde, 23-24 Eylül 1994’te Dersim merkeze bağlı Gökçek köyü Mîrik mezrasında başlatılan operasyon sırasında gözaltına alınan ve daha sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan Ali Işık, Elif Işık, Hatun Işık, Hıdır Işık, Yeter Işık, Dilek Serin, Düzali Serin ve Gülizar Serin’in akıbeti soruldu.
İHD Şube Yöneticisi Hüseyin Elçi, kaybedilenlerin hikayesini okudu. Açıklama, bir dakikalık oturma eylemi ile sona erdi.
İzmir’de Şeyhmus Eroğlu’nun akıbeti soruldu
İzmir’de İHD ve kayıp yakınları, Konak Eski Sümerbank önünde yaptığı eylemde, 21 Eylül 1995 tarihinde Batman’daki evine baskın düzenleyen askerlerce gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Şeyhmus Eroğlu’nun akıbetini sordu. İHD İzmir Şube yöneticisi Caner Canlı, İstanbul’da Cumartesi Annelerine yönelik polis saldırısını kınadı.
Açıklama 5 dakikalık oturma eyleminin ardından son buldu.