Kışanak: Aysel’i tek başına bir odada karantinaya almak ölüme terk etmektir

Kışanak: Aysel’i tek başına bir odada karantinaya almak ölüme terk etmektir

Kobani davasında konuşan yerine kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak, Aysel Tuğluk’un durumuna dikkat çekti.  Kışanak, ““Aysel’i tek başına bir odada karantinaya almak Aysel’i ölüme terk etmektir. Başına gelebilecek her şeyden siz sorumlusunuz” dedi.

6-8 Ekim gösterileri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları ve HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 21’i tutuklu 108 isim hakkında açılan Kobani Davası’nın 8’inci duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görüldü.

’12 Eylül’ü yaşadım  50 yıl geçmesine rağmen bugün aynı hukuksuzluk var’

Önceki celsede, hakkında zorla getirilme kararı çıkarılan yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk de duruşmaya Mardin’den SEGBİS ile katıldı.  Geçirdiği ameliyat nedeniyle dosyayı inceleyemediğini ifade eden Türk, yaşadıkları süreçlerdeki hukuksuzluklara dikkat çekti. Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyımın da hukuksuzluğuna işaret eden Türk, “Bu süreçlerde hukuksuzluklarla karşılaştık. 12 Eylül’ü yaşadım. Ama aradan 50 yıl geçmesine rağmen bugün aynı hukuksuzlukla karşı karşıyayız. Eğer mümkünse bir süre sonra savunmayı Ankara’da yapmak üzere ek süre talep ediyorum” dedi.

‘Katliamları unutursak altında kalkamayız’

Duruşmada söz alan DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, Garibe Gezer’in ölümü, hasta tutukluların durumu ve Maraş Katliamı’nın yıldönümüne değindi. Tuncel, “Türkiye’deki katliamların tarihini unutursak altından kalkamayız. Ama hala gerçekle yüzleşme arayışı devam ettiği sürece ülkede demokrasi sağlanamaz” dedi.   Araya giren mahkeme başkanı, Tuncel’in sözünü keserek dava kapsamı hakkında konuşması gerektiğini söyledi. Ardından konuşmaya devam edeceğini ve tüm söylediklerinin dava kapsamında olduğunu vurgulayan Tuncel, “Bırakın biz AKP ile hesaplaşalım ama siz kendiniz yetkiyi aldınız. Türkiye gerçekliğini ifade ettiğimiz için, kadın özgürlüğünü, ekolojiyi savunduğumuz için burada yargılanıyoruz. Düşüncelerimizi ifade ettiğimiz, ölümlere katliamlara karşı çıktığımız için, Türkiye kendi geçmişiyle yüzleşsin dediğimiz için yargılanıyoruz. Oradaki iddiaların arkasında ne gizlendiğini, bunların hepsini siz de biliyorsunuz. Siz 7 günde 3 bin 700 sayfalık dosyayı okuyan birisiniz tabii. Nasıl yetiştiniz orasını da bilmiyorum” diye ekledi.

‘Garibe Gezer’in ölümü

Ardından söz alan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, cezaevlerinde artan hak ihlallerine dikkati çekti. Yüksekdağ, “Garibe Gezer’in ölümü Türkiye’deki yargı ve cezaevi sisteminin insanlık dışı çok somut çok açık ve güncel resmidir. Son bir hafta içerisinde cezaevleri içerisinden çıkan 4 cenaze, biri intihar olmak üzere diğerleri hasta mahpuslardır. Türkiye’deki yargı sistemini, cezaevi sisteminin geldiği insanlık dışı nokta kelimelerle tarif etmekte zorlandığımızın kanıtıdır. Çok açık bir cinayettir, katliamdır bunu belirtmek istiyorum” dedi.

‘Öldüremediklerini süründürme davası’

Yüksekdağ konuşmasında şunları da dile getirdi:

“Bu davanın konusu budur. Bu dava öldüremediklerini süründürme davasıdır. Bu dava içerisinde yer alan insanları da öldürmeye çalışıyorlar. Daha 2 saat önce Ahmet Türk’ü getirdiniz. Hasta yatağından kaldırdınız, zorla mahkemeye getirildi Ahmet Türk.  Savcı kendisine verilen talimatı çiğniyor, tehdit ediyor. Zorla getirilsin, tutuklama baskısı kuruluyor, hasta yatağından insanlar getiriliyor buraya. Aysel Tuğluk hakkında zorla getirme tehdidi yolladınız bize. Aynı tehdidi hala sürdürüyorsunuz. Bütün bu ölümlerin vebali sorumluluğu iktidardadır.”

‘Aysel Tuğluk’un başına gelebilecek her şeyden siz sorumlusunuz’

Cezaevlerinin işkence mekanı olduğuna dikkat çeken Gülten Kışanak, Aysel Tuğluk’un sağlık durumuna ilişkin, “Aysel’i tek başına bir odada karantinaya almak Aysel’i ölüme terk etmektir. Başına gelebilecek her şeyden siz sorumlusunuz” dedi.

Kışanak da şunları dile getirdi:

“Bu dava dosyasındaki her bir belge kumpastır, iftiradır. Bunları ifşa etmek de bizim görevimizdir ve yapacağız. Aysel’i hastaneye gittikten sonra tek başına bir hücrede karantinaya aldılar. Aysel’i tek başına bir odada karantinaya almak Aysel’i ölüme terk etmektir. Başına gelebilecek her şeyden siz sorumlusunuz. Demokrasinin, hukuku yeniden tesis edilmesi için gerçeklerin haykırıldığı bir yer haline getireceğiz. Hakikati haykıranlar olarak bu mahkemede sözümüzü söyleyeceğiz. Garibe’nin aramızdan ayrılıp sonsuzluğa yolculuğu hepimizin canını yaktı ama ben kadınların bu zulme direnişle cevap vereceğine gönülden inanıyorum.”

Daha sonra söz alan HDP eski MYK üyesi Dilek Yağlı, bir önceki celsede reddi hakim yaptığını hatırlatarak, itiraz hakkının hala saklı olduğunu ifade etti. İtiraz hakkının bitmeden tekrar yargılamaya başlandığına dikkat çeken Yağlı, “Dilekçelerimize otomatik olarak itiraz ediyorsunuz ama duruşma periyoduna ilişkin taleplerimizi değerlendireceğinizi söylediniz. Savunma yapabilmemizin olanaklarının oluşturulması, avukatlarla görüşebilmemiz ve kararlara itiraz edebilmemiz için bu kararları bize zamanında tebliğ etmeniz için taleplerim hala devam ediyor. Özellikle duruşma periyotlarının değiştirilmesi için taleplerimi yineliyorum” dedi. Tekirdağ Cezaevi’nde yaşamını yitiren Vedat Erkmen’e dikkat çeken Yağlı, bulundukları ceza infaz sisteminin karanlık yüzünü açığa çıkaracaklarını vurguladı.  Yağlı’nın konuşmasının ardından duruşmaya yarına kadar ara verildi.

HABER MERKEZİ