1991 yılında Kulp’ta 7 kişinin öldürülmesi üzerine 33 asker hakkında açılan soruşturma önce takipsizlikle sonuçlandı, ardından ise AYM’nin “ihlal” kararı üzerine yeniden açılan soruşturma, bu kez de “zaman aşımı gerekçesi” ile kapatıldı.
Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde, 24 Kasım 1991 yılında 7 kişinin öldürüldüğü ve yaralananların olduğu olayla ilgili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 33 askeri yetkili hakkında yürüttüğü soruşturma “zaman aşımı” gerekçesiyle kapatıldı.
Olaylar Kulp-Bingöl kırsalında yaşamını yitiren 3 PKK’linin cenazelerinin defin işlemleri için aileleri tarafından Kulp ilçesine getirilmesiyle başladı. Kolluk birimleri, yaşamını yitiren örgüt mensuplarının defin işlemlerine müsaade etmeyeceklerini söyleyip, ailelerinden cenazelerin kendilerine teslim edilmesini istedi. Ailelerin bu talebi reddetmesi üzerine çıkan olaylarda 1 asker ile birlikte 7 sivil hayatını kaybetti, yaralananlar oldu. 59 kişi ise gözaltına alındı.
Hazırlanan Olay Ayrıntı Raporu’nda, ölüm ve yaralanmaların grup içerisindeki bazı kişilerin görevli güvenlik kuvvetlerine ateş açması sonucu başladığı öne sürüldü. Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığında görevli iki Cumhuriyet savcısı tarafından olay yerinde incelemeler yaptı. Yapılan otopsi işlemlerinde ölümlerin ateşli silah yaralanmasından kaynaklı olduğu tespit edildi.
Evrakların akıbetine ulaşılamadı
Olayla ilgili başlatılan soruşturmada bir ilerleme sağlanamadı. Katliamda hayatını kaybeden Felemez Bulut ile Mehmet Nesip Altın’ın yakınları, 2004 yılında soruşturma dosyasının akıbetini hakkında bilgi almak istedi. Dönemin Diyarbakır İl Jandarma Alay Komutanı İsmail Yediyıldız ve diğer şüpheliler hakkındaki evrakla ilgili herhangi bir belge temin edilemedi. Yapılan araştırmada olayla ilgili zimmet kayıtları ile posta listelerinin de kayıp olduğu anlaşıldı.
Soruşturma 18 yıl sonra başlatıldı
Olayla ilgili soruşturmanın akamete uğradığını fark eden Dilek Bingöl, Şeyhmus Bulut, Mukadder Okut, Salahattin Altın ve Şehmus Altındağ, 18 Kasım 2009 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan olayın meydana gelmesinde kusuru bulunanlar hakkında yeni bir soruşturma başlatmasını istedi.
Başsavcılık, ateş emri veren ve ölmesi nedeniyle hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen İl Jandarma Alay Komutanı İsmet Yediyıldız’ın emrine uyan 33 şüpheli hakkında “kanun hükmü ve amirin emri ve meşru müdafaa hâlinde birden fazla kişiyi öldürme suçu”ndan kamu davasının açılmasının temini bakımından Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na hitaben fezleke düzenledi.
26 yıl sonra takipsizlik kararı
Soruşturma devam ederken başvurucular, 8 Nisan 2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu. AYM’den henüz karar çıkmadan soruşturmada “meşru savunma kapsamında hareket ettikleri” gerekçesiyle şüpheli güvenlik güçleri hakkında 2 Kasım 2017 tarihinde “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verildi. Başvurucular Dilek Bingöl, Şeyhmus Bulut, Mukadder Okut, Salahattin Altın ve Şehmus Altındağ’ın karara yönelik yaptığı itiraz da Diyarbakır 2. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından reddedildi.
AYM ‘yaşam hakkı ihlali var’ dedi
Beklenen Anayasa Mahkemesi kararı ise 9 Ocak 2020 tarihinde alındı. Başvurucuları haklı bulan AYM, olayda soruşturma makamlarının etkin bir soruşturma yürütmediğini, bu sebeple başvurucuları açısından Anayasanın 17’nci maddesinde düzenlenen “yaşam hakkının ihlal edildiğine” hükmederek, dosyanın yeniden açılmasına ve soruşturmanın etkin bir şekilde yapılmasına karar verdi.
2 yıl boyunca adım atılmadı
AYM’nin bu kararı üzerine dosya Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yeniden açıldı. Fakat aradan iki yıl geçmesine rağmen hiçbir işlem yapılmayan soruşturma dosyası, 3 Mart 2022 tarihinde zamanaşımı gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilerek kapatıldı.
Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, karara karşı Sulh Ceza Hakimliği’ne itirazda bulundu. Mahkemeden çıkacak kararın neticesine göre AYM’ye yeniden bireysel başvuru yapılacağı ifade edildi.