ÇHD davasında tanık olarak belirtilen kişi etkin pişmanlıktan faydalanma talebinin olmadığını, buna rağmen kollukça bu şekilde tutanak tutulduğunu belirtti. Avukat Selçuk Kozağaçlı ise “Biz hapisle, jandarma ve polis dayağıyla terbiye olmayız” dedi.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, avukat Barkın Timtik ve Özgür Yılmaz’ın da aralarında olduğu 22 kişi hakkında “Örgüt yöneticiliği” ve “Örgüt üyeliği” suçlamalarıyla açılan davanın 5’inci duruşması İstanbul 18’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Silivri Kapalı Cezaevi Yerleşkesi’ndeki duruşmada, Selçuk Kozağaçlı, Barkın Timtik, Oyla Aslan ve Özgür Yılmaz hazır bulundu. Avukatların yanı sıra çok sayıda baro başkanı ve hukukçu da duruşmayı takip etti.
Duruşmada İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından ifadesi alınan ve ifadesi sonradan savcılıkça dosyaya gönderilen “tanık” olarak belirtilen Murat Sur adlı kişi, İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesinde “etkin pişmanlıktan” faydalanma talebinin olmadığını, buna rağmen kollukça bu şekilde tutanak tutulduğunu sonradan öğrendiğini belirtti.
Sur, yine ifadenin avukat huzurunda alınmadığını, avukatın sonradan gelip ifadeyi imzaladığını, ifadenin kendisine okutulmadan imzalatıldığını, kendisi tarafından söylenmeyen beyanların ifadeye aktarıldığını sonradan fark ettiğini ifade etti.
‘Talimat verdiklerini söylemedim’
Sur, avukatlarla ilgili ise şunları söyledi:
Bana avukatları sordular. ‘Avukat Barkın Timtik, Ebru Timtik seni cezaevinde ziyaret ettiler mi’ diye. Bende ‘evet, geldiler. Onlar benim avukatım. Çünkü o zaman avukatımdılar. Ama ben orada avukat Barkın Timtik, Ebru Timtik’e ‘bana örgüt adına talimat veriyorlar’ diye bir ifadede bulunmadım.
Avukatlardan Derviş Emre Aydın yaptığı savunmada, yasadışı yollarla sahte delil üretildiğine dikkat çekti.
Kozağaçlı: Kumpas davası
Daha sonra söz alan Selçuk Kozağaçlı, İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kendisiyle ilgili açılan soruşturma biçiminin kumpas olduğunu belirtti. Bir kumpas davasının olduğunu vurgulayan Kozağaçlı, “İtirafçı olan ve TEM’in kadrolu avukatı olan Süleyman Taşbaş, TEM’de kişilerin ifadesine girmeden imza attığını ve para aldığını açıkça beyan etti. Taşbaş, hükümlü ve avukatlıktan atıldı. Tüm tanıklar birçok dosyada eğitilip tanık oldular. Benim hakkımda dava açıldığı zamanın kumpasını anlatıyorum. 33. ACM dosyası büromuz hakkındaki kumpası anlatıyor” dedi.
‘Bizi hapisle terbiye edemezsiniz’
Hapisle terbiye edilemeyeceklerini ifade eden Kozağaçlı, şunları söyledi: “Ben tutuklulukta babamı kaybettim, eşimin annesi bir rahatsızlık geçiriyor. Kuyruğu dik tuttuğumuz için acımız yok sanmayın. Biz şunu söylüyoruz; biz hapisle, jandarma dayağıyla, polis dayağıyla terbiye olmayız. Biz açlıkla terbiye olmayız. Ebrumuzu kaybettik bu dosyada” şeklinde konuştu.
‘Özgürlüğümüzü iade edin’
Daha sonra söz alan ve yargılanan isimlerden olan avukat Oya Aslan, “İnsanlık tarihi hukuk alanında adil olmaya çalışmayı ve hiç vazgeçmemeyi söyler. Bunlar devrimci avukatlığın da tarihidir. Gasp edilen özgürlüğümüzün iade edilmesini istiyoruz. Bizi tuttuğunuz sürece hakkımızda ifadeler toplamaya devam edecekler. Bunu yapmak çok kolay. Bu kepazeliğe son verin. Bedeli sürülmek mi olur? Olsun, cesaret edin” dedi.
‘Hakim misiniz, zabıta mısınız?’
Avukat Barkın Timtik, mahkemeye ve yargı sistemine bir inancı olmadığını belirtti. Timtik, “Dosya sürüncemede kalır demişsiniz, bizim ne yararımız var bundan? Sürüncemede kalmaması mı sizin derdiniz, maddi gerçeğe ulaşmak mı? Siz zabıta mısınız, hakim mi? Bize diyorsunuz ki talepleriniz bu dosyayı sürüncemede bırakır. Şimdiye kadar kim niye bulmamışsa dosyanın sürüncemede kalmasına sebep olanlar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istemiştim. Ama bir şey yapmadınız” diye belirtti.
Duruşmaya verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, Kozağaçlı, Timtik, Yılmaz ve Aslan’ın tutukluluk hallerinin devam kararı vererek duruşmayı 1 Haziran’a erteledi.