1- Başika nerede ve kimin toprağı?
Başika, Musul’un kuzeyinde bulunuyor. Başika’da hak iddia edenlerin başında Êzidîler geliyor. Ancak özellikle Saddam Hüseyin döneminde Êzidîlerin büyük bölümü bölgeden sürülerek, Araplaştırma politikası güdüldü.
2- Türkiye ne zamandan beri Başika’da bulunuyor?
Türkiye, PKK’ye karşı Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile yaptığı işbirliğinin gereği olarak 1992 yılından beri Irak Kürdistan Bölgesi’nin Bamernê ve Şeladizê başta olmak üzere birçok yerinde askeri üs bulunduruyor. Ancak Başika’daki askeri kamp, 10 Haziran 2014’te IŞİD’in Musul’u ele geçirmesinden sonra gündeme geldi. Fakat kurulan kamp askeri bir kamp olmaktan ziyade lojistik destek amaçlıydı.
2015 yılının Aralık ayının başında ise Türkiye, bir gece yarısı Başika’ya sayısı bin 200 ile ifade edilen bir askeri güç sevkiyatı yaptı. Son sevkiyatla birlikte Başika’daki Türk askeri sayısının 2 bini aştığı belirtiliyor.
3- Irak, ABD, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ve diğer bölgesel güçlerin tepkisi ne oldu?
2015’in Aralık ayında Başika’ya yapılan askeri sevkiyata tepkiler gecikmedi. Irak merkezi hükümeti, askeri yığınağı “egemenlik hakkının ihlali” olarak tanımlayarak Türkiye’yi Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’na (BMGK) şikayet etti.
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ise Türkiye’nin sevkiyatını “koalisyon güçlerinin aktivitesi değil” sözleriyle yorumladıktan sonra Türkiye’nin askerlerini “bir an önce geri çekmesi” gerektiğini söyledi.
KDP’nin yönetimde olduğu Kürdistan Bölgesel Yönetimi adına yapılan açıklamalarda ise ABD’nin tepkisinden dolayı temkinli bir dil kullanılarak, Türk askerinin Peşmergeyi eğittiği savunuldu.
ABD, Irak, İran ve o dönem Türkiye ile uçak krizi yaşayan Rusya’dan gelen tepkiler üzerine Türkiye, Başika’daki askerlerinin bir bölümünü daha kuzeye çekerek, KDP’nin 1992’de izin verdiği kamplara kaydırdı.
4- Türk askeri Başika’da ne yapıyor, kimleri eğitiyor?
Türk askerinin Başika Kampı’nda eğittiği grupların başında hiç direnmeden Musul’u IŞİD’e bırakan eski Musul Valisi Asil Nuceyfi’ye bağlı Sünni Haşd el Vatani ve KDP’ye bağlı Peşmergeler geliyor.
Ayrıca Irak’ta “siyasi cinayetler işlemek amacıyla silahlı paramiliter gruplar kurmak” iddiasıyla idamla yargılandıktan sonra Türkiye’ye sığınan eski Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi’ye bağlı silahlı grupların da Başika’da eğitildiği gelen bilgiler arasında.
5- Türkiye Başika’ya askeri kamp kurmak için izin aldı mı?
Türkiye, bölgeye asker gönderilmesinin Irak Merkezi Hükümeti ile Irak Kürdistan Bölgesi yönetimlerinin bilgisi dahilinde olduğunu savunuyor.
Nitekim son krizle birlikte Irak Kürdistan Bölgesi Hükümet Sözcüsü Sefin Dizayi, yaptığı yazılı açıklamada Türkiye’nin askeri sevkiyatının “Irak Federal hükümeti ve Savunma Bakanlığının bilgisi ve rızası doğrultusunda” olduğunu öne sürdü.
Dizayi ilgili açıklamasında, “Musul kentine yakın Başika ve Duberdan bölgelerinde Musul polisi ve gönüllü güçlerin eğitimi için iki kamp kuruldu” sözleriyle kurulan kampın Başika ile sınırlı olmadığını, Duberdan’da da aynı amaçla kampların kurulduğunu itiraf etti.
Ancak, kamp kurulması meselesinin Musul’un işgalinden hemen sonra gündeme geldiğinin ifade edilmesi, bir önceki Nuri El Maliki hükümetinin bilgilendirilmiş olabileceği sorusunu gündeme getirdi.
Maliki’nin başta ABD olmak üzere seçime zorlanarak, iktidardan indirilmesinin ardından göreve gelen Haydar El Ebadi hükümeti ise kamp kurulması için hiçbir iznin olmadığını belirtiyor ve Türkiye’yi “işgalcilikle” suçluyor.
6- Başika krizi neden tekrar gündeme geldi?
Başika krizi Musul operasyonu için düğmeye basılmasıyla tekrar patlak verdi. 13-20 Eylül tarihlerinde New York’ta yapılan Birleşmiş Milletler 71’inci Genel Kurulu’nda ABD Başkanı Barack Obama ile bir araya gelen Ebadi, Musul’a operasyon için “son hazırlıkların yapıldığını” söyledi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise 1 Ekim’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) açılışında, ilk gündem maddesi olan “Irak-Suriye sınır ötesi tezkeresi” görüşmelerinde “Musul’da masanın dışında kalamayız” diyerek krizin fitilini ateşledi.
Irak Parlamentosu ise Türk askerinin Irak’taki varlığını “işgalci güçler” olarak tanımlayarak, hükümete BMGK’ye başvurması tavsiyesinde bulundu.
Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım da “Başika’dan çekilmeyeceğiz” diye konuştu.
Irak Başbakanı Haydar El Ebadi, Türk askerinin Irak topraklarındaki varlığına gerek olmadığını ve çıkmasını talep etti.
Irak Cumhurbaşkanı Fuad Masum da “Türk askerinin çekilmesi gerektiğini Türkiye’ye bildirdiklerini ancak dinletemediklerini” söyleyerek Türkiye’nin askeri varlığını kınadı.
Başından beri Türk askerinin ülkedeki varlığına en büyük tepkiyi gösteren Şii grupların peş peşe gelen sert tepkileri de gecikmedi. Başta Şii din adamı Mukteda El Sadr ve Şii Ulusal Koalisyonu lideri Amar El Hekim olmak üzere birçok Şii dini otorite, Türkiye’nin Irak’taki askeri varlığını “işgal” olarak nitelendirdi ve direniş çağrısı yaptı.
Şii din adamı Ayetulah Sistani’nin çağrısıyla kurulan ve İran tarafından örgütlendirilen Şii milis gücü Heşd El Şabi Genel Komutanlığı’ndan yapılan açıklamada da “Musul operasyonuna karadan katılacak Türkiye güçlerini da IŞİD olarak değerlendireceğiz ve onlara karşı savaşacağız” denildi.
ABD’nin Irak’taki IŞİD Karşıtı Koalisyon’un sözcüsü Albay Dorrian, Türkiye askerinin Başika’da bulunmasını “illegal” olarak tanımladı. ABD Savunma Bakanlığı ise ancak 2 gün sonra “albayın sözlerinin yanlış anlaşıldığını” söyleyebildi.
Obama’nın IŞİD’le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk da yaptığı açıklamada Musul operasyonu için “tüm yetkilerin Irak hükümetinin tasarrufunda” olduğunu söyleyerek, Irak’a açıkça destek verdi.
7- Türkiye neden Başika’da ısrar ediyor?
Bu konuda iki başlık öne çıkıyor. Birincisi Türkiye’nin hala Musul ve Kerkük’te hak iddia etmesi. Erdoğan’ın “Lozan bir hezimetti” sözleri de bu minvalde yorumlanıyor. İkincisi ise Türkiye’nin PKK’ye karşı bölgede bir set oluşturmak istemesi.
İkinci duruma ilişkin Irak Kürdistan Bölgesi’ndeki bazı siyasi analistler, şu yorumda bulunuyor: “Türkiye, Musul’da hak iddia ettiği için operasyona katılmak istiyor. Ancak Başika’daki varlığını ısrarla savunmasının bir nedeni operasyona dahil edilmemesi durumunda, son kertede, ABD’ye ‘ben katılmayacaksam PKK de katılmasın’ demek olacak.”
8- PKK operasyona katılacak mı?
KCK ve PKK’li yetkililer daha önce yaptıkları açıklamalarda “bir anlaşmanın olması dahilinde Musul operasyonuna destek vereceklerini” söylemişlerdi.
60’ın üzerinde ülkenin oluşturduğu koalisyonun öncülük edeceği operasyona PKK’nin direkt olarak katılması PKK için “uluslararası meşruiyet” anlamı taşıyor. Ancak şu anda sadece irade beyanları dışında somut bir adım görülmüyor.
Fakat Musul’un bir ilçesi olan Şengal’de bulunan Êzidî güçleri Şengal Direniş Birlikleri’nin (YBŞ) operasyona katılması masadaki temel gündem.
Bu konuda Şengal Êzidî İnşa Meclisi yetkilileri (YBŞ’nin siyasi çatısı), birçok Êzidî yerleşim yeri ve Êzidî kadın ve çocuğun hala IŞİD’in elinde olduğunu belirterek bunların kurtarılması için güçlerinin harekete geçeceğini söylüyor.
9- Irak, ABD ve Şii gruplar neden Türkiye’yi Irak’ta istemiyor?
Şii bir yönetimin iktidarda olduğu Irak’ta hükümet, Türkiye’nin “Osmanlıcılık hayalleriyle” hareket ettiğini savunuyor ve Türkiye’nin operasyona katılmasını istemiyor. Şii gruplar da aynı düşüncede. Ancak perde gerisindeki asıl güç İran.
İran, Türkiye’nin Musul’a girmesi halinde Irak’tan Suriye’ye ve Lübnan’a kadar kurduğu “Şii hilali”nin büyük darbe alacağını düşünüyor.
Başkanlık seçimlerinin kapıya dayandığı ABD ise Türkiye’nin operasyonda yer almasının operasyona ‘ciddi darbe vuracağını’ düşünüyor ve Türkiye’nin Musul’da hak iddia etmesi olasılığını çok güçlü görüyor.
10- Operasyona kimler katılacak?
Bölgedeki gazeteci, siyasi gözlemci ve analistlere göre Musul operasyonuna katılması tahmin edilen güçlerin durumu şöyle:
Irak ordusu: Operasyona katılıyor ve koordine onlarda olacak.
Peşmerge güçleri: Peşmerge de operasyonda olacak. Ancak Irak Kürdistan Bölgesi yönetimi Peşmerge’nin kent merkezine girmesi noktasında çekimser.
Heşd El Şabi: Büyük bölümü Sünni olan Musul’da, Şii olan Heşd El Şabi’nin sorun olabileceği düşünülüyor. Ancak Heşd El Şabi’nin operasyona katılmaması da karadaki güçleri zayıflatacağı için Irak ordusunun denetiminde tutularak katılacaklarına kesin gözüyle bakılıyor.
Musul Valisi Asil Nuceyfi’ye bağlı Sünni Haşd el Vatani güçleri: ABD bu güçleri Türkiye’nin kontrolünden çıkararak operasyona dahil etmek istiyor. Ancak henüz durumları net değil.
Türkiye: ABD ve Irak’a rağmen, hatta direterek operasyona katılması zor gözüküyor.
PKK: Şimdilik net bir beyanat gözükmüyor.
Şengal Direniş Birlikleri (YBŞ): Musul’un kuzeyindeki bölgelerde operasyona katılmasına itiraz görünmüyor.