Asgari ücret asgari yaşama yetmiyor

Asgari ücret asgari yaşama yetmiyor

İbrahim Aslan

Büyük ekonomist AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde, “Faiz sebep enflasyon sonuçtur” sloganıyla Türkiye ekonomisi şaha kalkmış gidiyor! Tutana aşk olsun…

Meclis Genel Kurulu’nda 2022 bütçesine ilişkin tartışmalar dün itibariyle sonuçlanırken, bugün ise o belirlenen bütçenin hiçbir bir geçerliliği yok gibi.

Ne tespitler tutuyor ne tahminler.

Sarayın belirlediği 2022 bütçesi, “kabul edenler etmeyenler” sığlığıyla, AKP-MHP iktidarının çoğunluğuyla Meclis Genel Kurulu’ndan geçti.

Muhalefetin eleştirileri, tepkileri ise “kalsın benim davam divana kalsın” felsefesiyle gelecekte anlamını bulacaktır elbette. Ancak iş işten geçmiş olacak ve büyük ihtimalle bu iktidar da iktidarda olmayacaktır o gelecek zamanda.

Öyle bir ekonomi politikası izleniyor ki; iktidar tarafından, ekonomiden anlayan hiçbir ekonomist buna akıl sır erdiremiyor.

Ekonomistlerin durumu bu iken, iktidar (siz onu Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli diye anlayın) tarafından Ekonomi ve Maliye Bakanlığı’na getirilen kişiler de Merkez Bankası’nın başına getirilen kişiler de bu işi çözemiyorlar.

Büyük ekonomist Erdoğan’ın, “Faiz sebep enflasyon sonuç” ekonomi felsefesini çözemeyen bakan ve başkanlar sürekli değiştiriliyor bu sebeple.

Son olarak Ekonomi ve Maliye Bakanlığı’na atanan Nureddin Nebati’nin bu işin piri olduğunu düşünürken, o da tuhaf açıklamalar yapıyor.

Erdoğan’ın büyük ekonomi atağı varken, o hala gazetecinin kaybedeceği maaşından, kendisinin 1000 çalışanının olduğu şirketlerin batacağından bahsediyor. İşi kişiselleştiriyor. Olmaz…

Belli ki Nebati de büyük ekonomist Erdoğan’ın ve yardımcısı Bahçeli’nin ekonomi politikasını anlamamış. Anlamadığı için de çok kısa bir sürede Damat Bakan gibi, Lütfü Elvan gibi “ÜZÜLEREK” yerinden gönderileceğe benziyor.

Şuna dikkatinizi çekmek istiyorum!

Çok araştırma yapmadım ama Google amcaya sorduğum kadarıyla Erdoğan’ın ekonomi politikasında Türkiye tarihinde belki sayılı kez asgari ücrete yüzde 50’nin üzerinde zam yapılmış.

Ekonomi politikasının büyüklüğünü görebiliyor musunuz?

Bu zam oranını dünyanın gelişmiş ülkeler kolay kolay yapabiliyor mu? Hayır. Yapamazlar. Yüzde 50’ninüzerinde zammı böyle bir ekonomik durum içerisinde yapmaya akıl sır erdiremezler…

Bu zam oranıyla milyonlarca asgari ücretli adeta bayram edecekken, o da ne! İkinci gün bu zam oranına emperyalist darbe geldi…

Verilen zammın en az yüzde 20’si döviz kuru karşısında eridi gitti. Faizler indirilmesine rağmen enflasyon almış başını gidiyor.

Yakıta, peynire, yumurtaya, doğalgaza, elektriğe, suya, süte, zeytine, çaya, şekere, domatese, bibere, soğana, patatese asgari ücretli elini dahi uzatamıyor.

Asgari ücrete yüzde 51 zam yapıldı. Türkiye tarihinde sayılı sayıda yapılan zamlardan ancak asgari ücretli Kemal Sunal’ın filmlerinden daha acı bir yoksulluk tablosuyla karşı karşıya.

Bu nasıl bir ekonomi politikası, biz de çözemiyoruz.

Kemal Sunal, filmlerinde yoksulluğu eleştirirken zeytin kavanozu içindeki zeytinlere kapağını açmadan ekmeğini bandırabiliyordu.

Şimdi ise asgari ücretli o zeytine ancak market vitrininden bakabiliyor. Ekmeği alırken de kara kara düşünüyor.

İşte böyle tuhaf bir ekonomi politikası Erdoğan’ın, ekonomi politikası…

Asgari ücretliye Türkiye tarihinin en büyük zammını yapıyor ancak ona rağmen asgari ücretli ne zeytin alabiliyor ne ekmek. Doğalgazı kapatıp, battaniyelere sarılarak kışı geçirmeye çalışıyor milyonlarca asgari ücretli.

Ve Ahmet Kaya ezgisindeki şu dizeler çınlıyor kulaklarımızda:
“…
Bu ne yaman çelişki anne
Bu ne yaman çelişki anne
Kurtlar sofrasına düştüm
…”
Yani demen odur ki; “Faiz sebep enflasyon sonuç” ekonomi politikasıyla yüzde 50’nin üzerinde zam yapılsa da asgari ücrete, bu zamma rağmen asgari ücretli en kötü asgari yaşamın koşullarını dahi yaşayamıyor.

Yüzde 50’nin üzerinde zam yapıldı asgari ücrete ama gelin görün ki,bu ücret asgari ve insani yaşamın hiçbir şeyine yetmiyor.

Büyük ekonomist Erdoğan liderliğindeki Türkiye ekonomisi ise, atağa geçmiş tepeden aşağı gidiyor. Aşağı giderken de bir avuç zengini daha zengin, milyonlarca yoksulu da daha da ezip, yoksullaştırarak…