ÇHD Davası’nda savunma yapan Avukat Selçuk Kozağaçlı, delillerin sahte olduğunu belirterek mahkeme heyetine, “Belgelerin tamamı sahte olsa yine de benim hakkımda ceza vermek ister miydiniz? Yüzünüze bakınca öyle hissettiğinizi anlıyorum” dedi. Davayı Gazete Karınca’ya değerlendiren ÇHD avukatlarından Çiğdem Akbulut ise “Bu delillerle dosyanın hiç açılamamış olması gerekirdi” diye konuştu.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve beraberinde yargılanan Barkın Timtik, Özgür Yılmaz ve Oya Aslan’ın tutuklu ve18 avukatın ise tutuksuz yargılandığı davanın karar duruşmasının birinci oturumu Çağlayan’da bulunan İstanbul 18’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Silivri Cezaevi Kampüsü’nde görülen duruşmaya Türkiye Barolar Birliği Başkanı (TBB) Eriç Sağkan, Almanya, Belçika, Fransa, Yunanistan, ABD, Katalanya ve dünyanın pek yerinden avukat ve sivil toplum örgütü temsilcisi, birçok ilin baro başkanı, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkan Vekili Meral Danış Beştaş, milletvekili Rüştü Tiryakioğlu, Ömer Faruk Gergerlioğlu, CHP milletvekili Ali Şeker, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Sera Kadıgil ve çok sayıda avukat katıldı.
Silivri 9 No’lu Kapalı Cezaevi’nde tutuklu olarak bulunan Selçuk Kozağaçlı, Barkın Timtik ve Oya Aslan ile tutuksuz yargılanan birkaç kişi duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada savunma yapmaya başlayan Selçuk Kozağaçlı, ATK raporunu inceleyen avukatlarının savunma yapmaması yönünde öneride bulunduğunu anlattı ve “Dosyanın bu şekilde çökmesine rızam yok. 10 yıldır biriktirdiklerimi mahkeme heyetine anlatmadan vazgeçemeyiz” dedi.
‘Hollanda – Belçika Belgeleri’ popüler filmler
Davanın ana delillerinden olan “Hollanda – Belçika Belgeleri” adı verilen dijitallerin, ele geçirildiği söylenen operasyondan sonraki tarihte üretildiği anlaşılan bir CD içeriğine dayandırıldığı, içeriğinde Spiderman, Kill Bill, Leon gibi filmlerin olduğu ortaya çıkmıştı.
Tutuklu ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı da dosyada yer alan CD’lerin sahte olduğunun ortaya çıktığını söyleyerek, “Belgeler sahte olsa dahi ‘biz yine de ceza vermek istiyoruz’ diyorsanız, verebilirsiniz. Ancak herkes bu belgelerin sahte olduğunu bilsin” dedi.
Sözlerini sürdüren Kozağaçlı, “Ramazan, biraz bekleyip Emniyet mensubu Fikret’e 6 hardisk 3 tane DVD teslim edip savcıya gönderiyor. Ramazan Fikret’e verirken, 1 CD’ydi 2 CD oluyor. Bu belgeler Adli Tıp Kurumu’na (ATK) gitti. ATK hazırladığı raporda, hardisk ve DVD’lerde bir şey olmadığını söylüyor. CD’nin Türk malı olduğunu ve Türkiye’de üretildiği tarihi açıklıyor. ATK, eşleme bulduğunu söylemiyor. Eşleme bulduğu tek şey Ramazan tarafından konulan CD’dir” diye konuştu.
Kobani Davası örneği
Konuşmasında Kobani Davası’na da işaret eden Kozağaçlı, dava kapsamında yargılanan pek çok kişinin olduğunu ancak davanın her an bitirilmek istendiğine dikkat çekerek, “Benim davam 10 yıldır bitmiyor. Bir dava 10 yıl boyunca neden sürer? Mesela şu yukarıda görülen çok sanıklı dosya. Dosyaya bakın, 200 sanık, 3 gün dahi ara veremiyorlar. 35 gündür üst üste duruşma yapıyorlar. Bozmadan sonra 6 ay içinde bitecek. Bu dava neden 10 yıl sürer? Çünkü tuttuğunuz dal çürük, elinizi attığınızda elinizde kalacak. Savcı kendi tanıklarını bile dinletmek istemiyor. Çünkü gerçek insan bile değiller. Sorsalar, polis ‘biz bulamadık öyle bir kişi’ diyecek” ifadelerini kullandı.
‘Yargıtay Ebru’yu öldürdü’
Adil yargılanma talebiyle girdiği ölüm orucunda yaşamını yitiren Ebru Timtik’e değinen Kozağaçlı, “Ebru’nun ölümü bu dosyanın kıyametiydi. El birliği ile Ebru’yu katlettiniz” diyerek, tepki gösterdi. Kozağaçlı, “Yargıtay bozma kararı vermek için Ebru’nun ölümünü bekledi. Yargıtay Ebru’yu öldürdü” dedi.
‘Dosyayı hazırlayanlar ya tutuklu ya firari’
Dosyanın savcısının 37, hakimin ise 42 kere değiştiğine dikkat çeken Kozağaçlı, tanıkların soruşturma açan Adem Özcan tarafından dinlendiğini ve mahkeme ve savcı huzurunda dinlenmediğini de belirterek “Adem doğru söyleseydi firar eder miydi? HSK bu kişi için sizi uyardı biz de uyardık, uyarıyoruz. Yalana inanmayacaksınız” diye kaydetti. Tutuklanmasına neden olanlarla şu an aynı cezaevinde bulunduğunu paylaşan Kozağaçlı, “Benim yattığım hapishanede tahliye için kimden ne kadar para istendiğini duysanız aklınız dururdu” diye belirtti.
Kozağaçlı’nın savunması ardından duruşma sona erdi. Duruşma yarın saat 10.00’da devam edecek.
‘Bu delillerle dosyanın hiç açılamamış olması gerekirdi’
ÇHD avukatlarından avukat Çiğdem Akbulut davanın bugün görülen duruşmasına dair Gazete Karınca’ya değerlendirmede bulundu.
Avukat Akbulut duruşmanın Selçuk Kozağaçlı’nın beyanıyla başladığını belirtti ve şunları kaydetti:
Selçuk Kozağaçlı, dosyada cezasına dayanak olarak kullanılan hem materyaller hem de tanık stillerinin zamanında cemaat mensubu olan, şu anda da gerek tutuklu gerek firari durumda olan polisler ve savcılar tarafından oluşturulmuş sahte deliller olduğuna dair beyanlarda bulundu. Beyanların hepsi mahkeme kararlarına, tutanaklara dayanan delilli beyanlardı. Yarın da Selçuk Kozağaçlı ve diğer tutuklu meslektaşlarımız Oya Aslan ve Barkın Timtik’in beyanlarıyla devam edecek.
Bizim celselerce anlattığımız, bugün de Selçuk Kozağaçlı’nın detaylarla anlattığı, bu delillerle bu dosyanın hiç açılamamış olması gerekiyordu. Çünkü hepsi sahte deliller. Ancak bu bahsettiğimiz delillerle on yıldır süren bir tutuklamadan bahsediyoruz. Sahte delillerle arkadaşlarımız 6 senedir tutuklu. Olması gereken arkadaşlarımızın tahliye ve beraat edilmeleri ama bu yargının işleyişiyle bunu söylemek çok güç görünüyor.
Ne olmuştu?
Avukatların örgüt üyeliği ve yöneticiliğiyle suçlandığı, Savcı Adem Özcan tarafından hazırlanan 624 sayfalık iddianame 19 Temmuz 2013’te kabul edilmişti. İddianamede, 22 avukat sanık olarak yer alıyordu.
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan ikinci davada mahkeme 20 Mart 2019’da karar verdi, 18 avukata toplam 159 yıl 1 ay 30 gün hapis cezasına hükmetti.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, bu ikinci davayla ilgili Eylül 2020’deki kararıyla avukatlar Barkın Timtik, Selçuk Kozağaçlı ve Ezgi Çakır hakkındaki hükümler hariç diğer cezaların onanmasına hükmetmiş, Avukat Ebru Timtik ölüm orucunda hayatını kaybettiği için onunla ilgili karar verilmesine yer olmadığı ifade edilmişti.
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesince, TCK’nın 314/1 maddesi uyarınca ‘örgüt kurmak ve yönetmek’ suçundan 18 yıl 9 ay hapse mahkum edilen Barkın Timtik’in ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla yargılandığı diğer davayla birlikte değerlendirilmesine karar verilmişti.
Bu davada ‘örgüt üyeliği’ suçundan 11 yıl 3 ay hapis cezası verilen Selçuk Kozağaçlı’nın ise diğer davada ‘örgüt yöneticiliğinden’ yargılandığı ifade edilerek yine birlikte değerlendirme kararı verilmişti.
Birleştirilen iki davanın, cezası kesinleşmeyen sanıklar yönünden görülmesine devam ediliyor.
Barkın Timtik, Oya Aslan, Özgür Yılmaz ve Selçuk Kozağaçlı tutuklu.