Önceki hafta İspanya’nın başkenti Madrid’de düzenlenen NATO zirvesine Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’ya yönelik veto tavrından vazgeçmesi damga vurdu.
Daha çok Türkiye’nin bu ülkelerle vardığı mutabakat gündeme geldi ancak NATO’nun revize ettiği stratejik konsept belgesi dikkat çekti.
10 yılda bir güncellenen bu belgeye göre birliğe en büyük tehdit, daha önce “stratejik ortak” sayılan Rusya oldu.
NATO, aynı zamanda yüksek hazırlıklı birliklerden oluşan asker sayısını 40 binden 300 bine çıkarma kararı aldı.
Bu yeni şekillenmenin Türkiye ve Kürtlere nasıl yansıyacağını Hamburg Üniversitesi’nden Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Arzu Yılmaz değerlendirdi.
Yılmaz’a göre, Türkiye’nin NATO içindeki yeri artık müttefik olmayan üye ülke konumunda.
Tarihsel olarak bakıldığında Kürtlerin daha çok böylesi geçiş dönemlerinde kazanımlar elde ettiğini belirten Yılmaz, yine de Kürtlerin “oyun değiştirici” rolünü yeni dönemde etkin bir şekilde oynamalarının zor olacağını vurguladı.