Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklikle seçim güvenliği sorununun oluşacağını söyleyen EHP MYK üyesi Hakan Öztürk, “Yasadaki taktik manevralara karşı biz de doğru taktiklerle cevap veriyor olmalıyız” dedi.
AKP ve MHP, uzun süredir üzerinde çalıştığı seçim kanununda değişiklik öngören düzenlemeyi Meclis’ten geçirdi. Emekçi Hareket Partisi (EHP) Merkez Yürütme Komitesi üyesi Hakan Öztürk, Seçim Kanunu’ndaki değişikliğinin arka planına dair Mezopotamya Ajansı’ndan Kadir Güney’e değerlendirmelerde bulundu.
Öztürk, iktidarın tamamen kendi çıkarlarına yönelik yasa değiştirdiğini dile getirerek, “Çok rahatlıkla AKP-MHP’nin böyle bir yasadan nasıl bir avantajlı çıkabileceği konuşulabiliyor. Bunda en ufak bir beis görmüyor olmaları dikkat çekici. Ciddi bir etik sorun var” dedi.
Alicengiz oyunları
AKP-MHP’nin seçimi kaybetmemek için çabaladığını vurgulayan Öztürk, “Önceki seçim sisteminde artan oy sayılarının daha az oy alan partiler lehine milletvekili çıkarabilmesini ortadan kaldırarak bunu kendi hanelerine yazmak istiyorlar. İkincisi ise eğer kaybederlerse daha sonra yasal, anayasal düzenlemeleri muhalefetin yapamaması düzeyinde bir sonuç yaratmak istiyorlar. Ama bütün bunlar alicengiz oyunlarıyla çözülmeyebiliyor. Bunu İstanbul seçimlerinde denediklerinde nasıl kaybettiklerini biliyoruz” ifadelerinde bulundu.
Seçim güvenliği riskte
Düzenlenen yasa ile seçimlerin güvenliği sorununun gündeme geldiğinin altını çizen Öztürk, “En kıdemli hakimin mevcut heyetlere başkanlık etmesi gerekliliğini kaldırdılar. Birinci sınıf hakimlerden bir kısmını kura yolu ile belirlenebilir dediler. Birinci sınıf hakim diye bunların kafalarından geçen ise avukatlıktan çarçabuk bir şekilde hakim yapılmış kişilerin böyle bir pozisyona geliyor olmasıdır. Bu bir kere seçim güvenliği konusunu ciddi bir riske sokar nitelikte. Buna karşı muhalefetin çok dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum. Sandık güvenliğini sağlamak için kendi organizasyonunu en üst düzeyde hayata geçiriyor olmalıdır” diye belirtti.
‘Doğru taktiklerle cevap verebiliriz’
Yasa ile ittifaklar arasında çatlaklar oluşturulmaya çalışıldığını sözlerine ekleyen Öztürk, “Bizim birlikte kurmaya çalıştığımız ittifakta bu çok büyük bir sorun yaratacak nitelikte değil. Yasadaki taktik manevralara karşı biz de doğru taktiklerle cevap veriyor olmalıyız. Böyle bir sıkıştırma söz konusu ise biz de ortak listeler çıkarma şeklinde bir tepki veriyor olabiliriz. Bunun başarılması da çok mümkündür. Bütün bu toplam meseleye bakacak olursak muhalefet bu teknik, taktik girişimleri ortadan kaldırmak üzere kendisi de işi sıkı tutmalıdır” diye konuştu.
‘Halk bu iktidarı istemiyor’
Anket sonuçlarına göre AKP’nin avantajlı bir durumda olmadığını belirten Öztürk, bunun nedeninin ise hem yarattığı anti demokratik tablo hem de ekonomik krizin ciddi bir boyuta varması olduğunu söyledi.
Öztürk, “İnsanlar yoksulluk içinde ve işsiz. Bütün bu tabloya bakıldığında toplum elbette böyle bir iktidarı istemiyor. Bunu da kademe kademe belirtiyor. O açıdan ekonomik krizin etkilerinin bu yönde olacağını tahmin edebiliriz. Halk kolay kolay buyurun tekrar iktidarı alın demeyecektir” dedi.
‘Sadece mahkeme yeterli olmaz’
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) yasayı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıma tutumunu eleştiren Öztürk, sorunların sadece mahkemelere götürülerek çözülemeyeceğini hatırlattı. Öztürk, şunları söyledi:
Seçimler mahkemede kazanılan bir şey değil. Bir kere seçimler sadece seçim anında kazanılan işler de değil. Bundan önce muhalefet kendi politik programını ortaya koymalı, o program yönünde bir mücadele vermeli. Bizim memleketimizde sakin olarak oyunuzu sandığa atıp evinize gidemiyorsunuz. O sandık sürecini çok sıkı tutmak zorundayız. Yoksa sadece mahkemeye başvurmak ile bu işler çözülmez. Her alanda politik itirazı yükselttiğimiz, mücadele verdiğimiz bir hava yaratıyor olmalıyız.